Her Zorlukla Beraber Bir Kolaylık

Her zorlukla beraber bir kolaylık

Özgür bugün işten çıkarılmıştı. "Muhasebe seni bekliyor, oraya uğra, evraklarını imzala" dediler. Söyleneni yaptı. Birkaç günlük çalışmasının karşılığını cüzdanına koydu. Henüz tanışamadığı birçok insana selam verdi ve onlara; "size kolay gelsin" diyerek işten ayrıldı. Mutsuz bir şekilde evinin yolunu tuttu. 

"Kolay gelsin" derken, neden Özgür için bir işte tutunmak kolay değildi?
Neydi son zamanda yaşadıkları? Girdiği işlerde bir iki ay çalışıyor, sonra yine sıfırdan işe başlıyordu. Yol alamıyor, bir işte uzun soluklu duramıyor, başladığı yere geri dönüyordu. 

Sonra da eşine, çocuklarına ne söyleyeceğinin derdine düşüyordu. Nasıl söylese? “İşten attılar beni” dese gururuna yediremezdi. ”Ben istifa ettim, işten çıktım” dese o da yalan olurdu. 

Sahi problemi neydi? Yeteri kadar sorumluluk alacak yetkinlikte mi değildi? Şöyle bir düşündü, “Nedir benim problemim o zaman?” diye mırıldandı.

Aslında insan problemini düşünmeye başladığında bir şeyler değişmeye başlar. Tekrar aynı şeyi yaşıyorsa; hayatın ona sorduğu soruları cevaplayamamış demektir. Neydi bu sorunun cevabı? En başa dönmeliydi, probleminin başladığı ilk zamanlara…

Kimse birden bire bir şeyleri yaşamıyor hayatta. Her zaman, öncesinde oluşturduğu sebeplerle bu sonuca varıyordu aslında. Çünkü sebepler bizi sonuçlara götürür.

Problemin başı

Özgür ilk olarak ne zaman işten çıkarıldığını düşündü. Sahi, çıkarılmamış, kendisi terk etmişti işini. Yeni evliydi ve ailesine iyi imkânlar sağlamak istiyordu. Bu sebeple daha iyi olur ümidiyle, aslında mutlu olduğu iş yerini kendisi terk etmişti. Yerine bir eleman yetiştirmeden, yeni işine geçiş yapmıştı.  

Bütün problemler de bu tarihten sonra oluşmaya başlamıştı. Geç de olsa bunu fark etti. Neden vazgeçmişti işinden, neden mücadele etmemişti?

  • Çırak olmadan usta olmak mı istemişti? Kibir mi yapmıştı?
  • “Çok iyi bir okuldan mezun oldum, bu saçma işi yapmak için mi? demişti.
  • Yoksa, aldığı ücreti mi küçümsemiş, çok fazla para kazanmanın derdine mi düşmüştü?
  • Sebepler yerine sonucu mu istemişti?

Çok istek, çok problem

Şimdi baktığında kendine, neyi çok fazla isterse, o isteğine ulaşamadığını fark etti.

Sonra eşini düşündü, aslında eşinin ondan çok da beklentisi yoktu. Neden kendine bu kadar gereksiz yüklenmişti? Neden daha fazlası olsun derdine düşüp elindekileri de kaybetmişti?

Her bitiriş yeni bir başlangıç…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; "Her bitiriş yeni başlangıcı oluşturur."

Özgür'ün yapmış olduğu yanlışlardan biri de, mevcut işi devam ederken, yeni iş aramasıydı.

Oysa iş işteyken aranmazdı. Fakat o bunu yapıyordu. Öğle yemeği aralarında, farklı firmalarla görüşmeler yapıyor ama bu durumu kimseye çaktırmıyordu. Sonra tekrar eski işinin başına dönüyordu. Böylece kendini garantiye aldığını düşünüyordu.

İşten ayrılırken de, işini devrederek ayrılmıyordu. Çünkü anlaştığı yeni iş yeri, onun hemen iş başı yapması gerektiğini söylüyordu. 

Nasıl fark edememişti bunu? Doğrusu, işten ayrılma kararını patronuna söyleyip, yeni işi öyle aramasıydı. Her bitiriş yeni bir başlangıç değil miydi? Yaptığı bu tarz davranışların sonucunda, bir işte dikiş tutturamadığını fark etti.  Bu davranış onun işteki bereketini etkiliyordu.

Ajandasını eline aldı ve yapması gerekenleri sıraladı.

  • Öncelikle olduğu gibi görünmek.
  • İşi küçümsememek.
  • Başkalarıyla kendini kıyaslamamak.
  • Egosunun hoşuna gitmeyenleri not alıp değerlendirmek.
  • Bir işi sürekli yapabilmek, en ufak olumsuzlukta terk etmemek. 
  • Sabretmek.
  • Her zorlukla beraber bir kolaylık olduğunu unutmamak.
  • Bol bol şükretmek.

Son maddenin başına yıldız işareti koydu, fosforlu kalemle renklendirdi. Sahi şükür edecek o kadar çok şey varken, aklının ucundan şükretmek geçmemişti.

Evet, işsiz olabilirdi ancak hâlâ iş aramak için sağlığı, gücü ailesi vardı. En önemli şey bu hayatta sağlık değil miydi?

Zorlukla beraber kolaylık...

Özgür, ailesine çok fazla imkân sağlamayı istemişti ancak; o iş için de yeterince yetkinlikte değildi. O yetkinlikte olmadığını bilse de yine de işi kabul ediyordu. “Bir şekilde yaparım” diye düşünüyordu. Bu düşünce ile yol gidemediğine göre, hemen en yakın virajdan dönmeliydi. En azından “bu işi bilmiyorum ama öğrenmek için gayret ederim” diyebilmeliydi. Gerçeği söyleyebilmeliydi.

Yaptığı en büyük hatalardan birinin, daha büyük görünmeye çalışmak olduğunu artık biliyordu. Elindeki imkânları ne ise, o imkânlarla devam etmeye karar verdi. Ve de olduğu gibi görünmeye... Yeni kararlarıyla, yeni işini aramaya koyuldu.

Çünkü karşılaşılan zorluk ne olursa olsun, her zorlukla beraber bir kolaylık vardı.


Başarı Psikolojisi hakkında



Problemsiz Bir Hayat Var mı?




Yorumlar

GNS dedi ki…
Ellerinize sağlık
Betül dedi ki…
Her bitiriş yeni bir başlangıç...
Emeğinize sağlık
Adsız dedi ki…
Bitirmeler zordur. Kaçarak kurtulacağını zanneder insan. Aradaki ilişkiyi kurmak zordur. Anlayabilenlerden olalım İnşAllah.
Teşekkürler☘️
Adsız dedi ki…
Kurnazlık anda kazandıran ama toplamda kaybettiren bir hamle... Gerçek mutlaka açığa çıkıyor. Gerçeğe uygun hareket etmek başta enayilik gibi görünse de toplamda öykünün sonunda insan sabrının, ödediği bedellerin, uğradığı haksızlıkların karşılığını fazlasıyla alıyor. Doğru olanı yapıp oykünün sonuna kadar beklemeli insan
Teşekkürler bu güzel yazı için
Beril dedi ki…
Gerçekten her zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Az biraz sabretsek keşke.