HENGÂME
Tuhaf
bir gündü. Onca hengameden sonra nihayet sessiz bir hafta başlıyordu.
Her
sabah olduğu gibi yüksek bir yaşam enerjisiyle uyanmamıştı Nihal. Perdenin
arasından sızan güneş bile onu rahatsız ediyordu. Aslında her sabah gözünü açar
açmaz ilk iş perdeyi açmaktı. Bugün yerinden bile kalkmak istemiyordu. Eliyle
boğazını, ardından ateşini kontrol etti. Hasta olup olmadığını yokladı. Her şey
yolunda gibi görünüyordu. Buna rağmen vücudunda karşı konulamaz bir ağırlık, yorgunluk hissi vardı. “Herhalde havalardan...”
diye düşündü. Sıcak havayı sevmesine rağmen ilk aylar adapte olması biraz zaman
alırdı. Günler böylece akıp gitti... Neredeyse bir hafta olmak üzereydi ama o
hala aynı haldeydi. Bütün işleri bir kenara bırakıp bu durumu çözmeye karar
verdi.
Antik
yunandan kalmış gibi gözüken deri kaplı defterini açtı ve yazmaya başladı.
Hayatında son haftalarda neler değişmişti? Eksiğiyle, fazlasıyla bir bir
sıraladı. Pek bir şey çıkacağını ummuyordu ama son noktayı koyduktan sonra
şaşkınlıktan olduğu yerde dondu kaldı.
Sadece
birkaç haftadaki düzeni, programı bambaşka bir hal almış fakat kendisi bunu hiç
fark etmemişti. Kendisine fayda
veren, düzenli yaptığı hiçbir şeyi tam olarak yapamadığı gibi faydasız olan ne
varsa gelip yerleşmişti hayatına. Plates derslerini ne ara iptal etmişti? Kitap
okumayı ne zaman bırakmıştı? Ne zaman o pek sevmediği, sürekli gevezelik eden
kızlarla takılmaya başlamıştı? Geçtiğimiz haftalarda daha keyifli geliyordu bu
haller. Haftalar sonunda kendisinin tükenmiş bir hale gelebileceğini nasıl da
düşünememişti.
İnsan bir farkındalık yaşadığında bir müddet dibe çöküyor tabi. Keşkeler, kendini suçlamalar ve can yakan pişmanlıklarla bir iç savaş yaşıyor. Nihal’in yaşadığı da öyleydi. Haz aldığı birçok şey uğruna, fayda veren eylemlerden uzaklaşmıştı. Bu da onu gitgide ümitsiz bir hale getirdi. Çünkü çalışmanın, üretmenin ve fayda veren işler yapmanın tadına varmıştı bir kere. O sabahlar, nasıl zinde ve yaşama sevinciyle uyandığını biliyordu. Sabah beşte kalkıyor, spor yapıyor, sağlıklı besleniyor, kültürel etkinliklere katılıyordu. Dışardan çok sıkıcı görünmesine rağmen o zamanlar daha iyi olduğunun farkındaydı. Geç kalkmalar, geç yatmalar, sağlıksız gıdalar, televizyon karşısında uyuyakalmalar ve gereksiz muhabbetlerin sonu mutsuz bir hayat olmuştu. İyi ki yazmaya karar vermişti. İnsan zihni bilinç vermeden, konuyu somutlaştırmadan çözemiyor işte…
İnsan
bir anlık yaşayacağı hazlar, keyifler için, toplamda kazanacağı faydalardan
vazgeçebiliyor. Çoğu zaman bunu farkında olmadan yapıyor belki. Anlık bir
gaflet, tembellik ya da can sıkıntısıyla günlük rutinlerden, prensiplerden
taviz verebiliyor. Günün sonunda işin gerçeğinin farkına varıyoruz belki ama
uzun süre fark edemediğimiz de oluyor. Dışardan basit gibi gözüken detaylar
aslında hayatımızın önemli parçalarını oluşturuyor.
Fayda
vermeyen şeylerden uzak durmak, sağlıklı beslenmek, spor yapmak gibi eylemler
aslında yaşam sevincimizi arttırıyor. Tıpkı Nihal’in yaşadığı durum gibi;
günlük rutinleri sıkıcı görünüyordu. Dışarıdan baktığında sanki hiç haz almıyor, hep sıkıcı işlerle meşgul
oluyor gibiydi. Tüm eğlence geç uyuyup, geç uyanmak ve sağlıksız beslenmek ya
da verimsiz zaman geçirmekmiş gibi bir yanılgı var. Nihal de farkında olmadan
bu yanılgıya kapıldı. Bu deneyimi uzun süre unutamayacağı anılara sebep oldu.
Unutamayacak olmasının sebebi ise durumu anladığındaki hayretiydi. Nasıl
oluyordu da insanın bu kadar sıkıcı gibi gözüken şeylerle yaşama sevinci
artıyordu? Aynı şekilde nasıl oluyor da çok eğlenceli, keyifli gözüken şeyler
yaptığında toplamdaki enerjisi, verimi düşüyordu? Bunu fark etmek hayatında bir
çağ atlamasına sebep oldu.
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi der ki: “Bir şey fayda
vermiyorsa, mutlaka zarar verir.”
Anda keyif veren şeyler, toplamda mutsuzluğa götürür. Bu da kişiyi içinden
çıkamadığı bir kısır döngüye sürükler. Zor da olsa başta acı veren, hoşumuza
gitmeyen her eylem hayatımızın bütününe olumlu olarak yansır.
Toplamda
keyifli bir hayat geçirebilmemiz dileğiyle…
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Kaleminize sağlık 🌸
gerçeği bilmek ve toparlanmak istemek insanı daha iyi yapar...
Anda ne varsa toplamda zıddı vardır .
İnsan sadece o an yaşadığı hazzı düşünüp kararlar aldığında zaman geçtikçe o hazzın olmadığını görüyor.
Nereye gitti sahi bu haz ?
Kaçacak hali yoktu ya ?
Sahte anda insana hoş gelir ama toplamda sadece zararını bırakır ve çekilir
.