Sence En İyi Versiyonun Bu mu?

Sence En İyi Versiyonun Bu mu?

Yürüyüşten gelmişti Işık. Evde bıraktığı telefonuna bakınca şaşırdı. Mesajlar, cevapsız aramalar… Arayanların arasında uzun zamandır görüşmediği arkadaşı da vardı. “Bir şey mi oldu acaba?” diye merak etti. Mesajlara bakmadan önce onu geri aradı.

“Selamlar Betül, beni aramışsın, nasılsın? Hayırdır, önemli bir şey yok umarım?”

“Selamlar Işıkcım. Yok yok çok iyiyiz, doğum gününü kutlamak için aramıştım.”

“Aaa, unutmuşum onu ya, çok sağol sürpriz oldu.”

“Ayy kız! İnsan doğum gününü unutur mu, alemsin!”

Biraz sohbet ettikten sonra kapattılar. Sonra “Mesajlar da o yüzdenmiş demek” diye düşündü. Eskiden ne kadar önem verirdi doğum gününe. Kutlamadıkları için darılıp konuşmadığı arkadaşları bile olmuştu. Arkadaşlarına daha bir ay önceden hatırlatmalar yapardı. Nasıl bir doğum günü istediğini anlatıp dururdu…

Her Detayını Kendisi Seçtiği “Sürpriz!”

Son kutladığı doğum günü ne zamandı sahi? Beş yıl öncesine gitti. Aykut ve arkadaş tayfası sözde sürpriz yapmıştı ona. Her detayını kendisinin seçtiği sürpriz! Her detayı kendi istediği gibi olmasına rağmen mutsuz hissediyordu. Aykut ona çok istediği akıllı saati bile almıştı. O kutlamanın fotoğraflarına baktı. Yüzündeki gülümseme ne kadar sahteydi. Zoraki olduğu ne kadar belli oluyordu. Zaten o gün, arkadaşları da niye üzgün olduğunu, sorup durmuşlardı. 

Aykut’un dedikleri dün gibi aklındaydı: “Kızım senin şu yaşadığın kaç kişinin hayali biliyor musun? Sevdiklerinle birlikte şehrin en iyi mekanın da doğum gününü kutluyorsun. Mutlu olman için daha ne olması lazım?” Oradakilere ayıp olmasın diye “şirin ve mutlu kız” rolü yapmıştı o gece.

Gerçek Mutluluk Neydi?

Eve gelince yine ağlama krizine girmişti.

·         Neden mutlu olamıyordu?

·         Hayatındaki eksik parça neydi?

·         İçtiği antidepresanlar, terapiler neden fayda vermiyordu?

O zaman her istediğinin olmasıyla mutlu olamayacağını anlamıştı. Şimdi anlıyordu sebebini de. Mutluluk vereceğini zannettikleriyle, gerçekte mutluluk verenler ne kadar da farklıymış. Meğer imkanlar anda haz verip toplamda acı veriyormuş. Bu farkı da Başarı Psikolojisi Semineri’nde duymuştu; Deneyimsel Tasarım Öğretisi diyordu ki: “Anda ne varsa toplamda zıddı vardır.” Hayatını gözden geçirmesine sebep olmuştu bu ayrım. Anda haz veren ne kadar da eğlendiricisi vardı:

  •          Küçük bir baskıda sarıldığı çikolata,
  •          İhtiyacı olmadığı halde aldığı çanta, kıyafetler,
  •          Sıkılınca oynadığı oyunlar,
  •          Üniversitede hocaları çekiştirmesi,
  •          Gece sabahlayarak izlediği filmler,
  •          Ve vazgeçemediği sigarası...

Andaki bu hazlarının kendisini toplamda daha mutsuz ettiğini fark ettiğinde, kalbi nasıl da sızlamıştı. Mutlu olmak için yaptıkları, onu tam tersine mutsuz ediyordu. Bu nasıl bir yanılgıydı! Gerçek sandığı ne kadar sahtelik vardı hayatında. 

Eski Işık’tan Yeni Işık'a Dönüşüm...

Gerçekleri fark ettiğinden beri hayata bakış açısı da değişmişti. “İnsanın düşünceleri beş yıl içinde ne çok değişebiliyormuş. Betül de çok şaşırdı, yürüyüşte olduğuma” diye söylendi.

Betül haksız da sayılmazdı hani. Eskiden televizyonun başına oturup saatlerce izlerdi, o yoksa telefonla oyalanırdı.  Ama birisin onu, kanepesinden kaldırıp yürüyüşe çıkarmasına imkan yoktu. O zaman bu kadar değişeceğini söyleseler kendisi de inanmazdı. Hani sorarlar ya: “Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?” diye. O burada göremezdi kendini asla.

Az önce baktığı fotoğraflarda da yüzünün bile değiştiğini fark etti. Yüzüne renk gelmişti, tebessümlüydü, sakindi ama canlıydı da. Etrafındakiler de bunu söylüyordu zaten: “Ne yaptıysan çok iyi olmuş Işık. Devam et...”

Beş yıl önceki Işık ve şimdiki Işık iki farklı kişi gibiydi. Sanki yeniden doğmuştu. Çevresi, düşünceleri, bulunduğu konum, davranışları, hatta sahip olduklarıyla yepyeni bir Işık’tı. Değişim değil de dönüşümdü onunki. Çünkü zamanla her şey değişiyordu zaten. Bir ağaç fidesi, bir hayvan, insanın vücudu… İstese de istemese de her şey değişiyordu. Önemli olan hedef doğrultusunda değişmek yani dönüşmekti.

Bazıları Hep Tırtıl Olarak Kalmak İster...

Bir seminerin hayatına bu kadar dokunması, etkilemesi ne garipti… Tavsiye eden arkadaşı Melike’yi minnetle andı. Dönüşüme ilk adımı atmaya karar vermesinde etkili olan seminerin afişindeki yazıyı tekrar açıp okudu:

Hayatta aslında yaşarken yeniden doğabiliyor insan,

Tıpkı bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi…

İnsanın ne olduğu değil, neye dönüşmek istediğidir önemli olan…

Nefes aldığı sürece insan, daha iyiye gidebilir aslında,

Hayatta bazıları tırtıl olarak kalmak ister,

Çünkü; hedefi yoktur...

Bazıları kozasına çekilip kelebek olmak için çaba sarf eder.

Çünkü;  onu o amaca götüren hedefleri çoktur...

Peki, sen hayatında hangi evredesin?

Koza mı, tırtıl mı, kelebek mi?

Sence en iyi versiyonun hangisi?

Yoksa daha iyi bir Sen'e dönüşebilir misin?

Yaşam bu...

Kimileri doğduğu günü,

Kimi de, yeniden doğduğu günü kutlar...”

 

İyi ki yeniden doğmuştu... Tebessüm etti. Arkadaşlarına nasıl Deneyim Transferi yapabileceğini düşündü. Arkadaşı Melike böyle yapmıştı. Onun derini dert edinmişti. Şimdi anladı...

Çünkü; "bu hayatta her şeyden bize de pay vardı."


 

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Hakkında


Yorumlar

Betül dedi ki…
Yeniden doğmalarımız, iyileşmelerimiz çok olsun dilerim.
Emeğinize sağlık :)
Sevgi dedi ki…
Hayatta her şeyden bize pay var bunu anlayıp donusebilmek çok kıymetli kaleminize sağlık çok anlamlı bir yazi
Beril dedi ki…
Ne güzel anlatılmış.
GNS dedi ki…
İnsanın ne olduğu değil, neye dönüşmek istediğidir önemli olan…

Çok güzeldi ellerinize sağlık
Adsız dedi ki…
Rabbim değişirken dönüşebilmeyi nasip etsin 🤲🏻
Adsız dedi ki…
Bizim için hayırlı bir hedefe dönüşmek istediğimizi bildiğimizde
Yeniden doğduğumuz gün de oluyor…
Ağzınıza, kaleminize sağlık
Adsız dedi ki…
İnsanın ne olduğu değil, neye dönüşmek istediğidir önemli olan…
Mk dedi ki…
Çok güzel elinize sağlık
Fatma Okumuş dedi ki…
Yaptığımız her şeyden hayatta bize bir pay var. Yaptığımız iyiliklerden iyilik olarak bize bir pay var. Öyleyse hayatta insanlara fayda verelim ki hayatta bize fayda versin.
Yüreklere dokunan bir yazı olmuş teşekkürler.
Adsız dedi ki…
Ellerinize sağlık 🌸