Kompleksten ve Böbürlenmeden Uzak Yaşamlar Mümkün Mü?
Kompleksten ve
böbürlenmeden uzak yaşamlar mümkün mü? Bir şeyiniz yok diye komplekse
düşmüyorsanız o öyküyü baştan kazanmışsınız demektir.
İnsan bu hayatta ne zaman
komplekse düşer ya da ne zaman böbürlenir? Kompleksten ve böbürlenmeden uzak
yaşamak ne kadar mümkün?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “İnsan, sonuç değerlendirmesi
yapmadığı konuda ya böbürlenir ya da komplekse düşer.”
Bir insanın, işin doğrusu
yanlışı nedir diye ayırt edebilmesi için sonuç değerlendirmeyi hayatına katması
gerekir. Yoksa yaptığı değerlendirmeler çok da güven vermez. İnsanın
yaşadıklarına, karşılaştıkları olaylara ve kişilere adaletli yaklaşabilmesinin
yolu; sonuç değerlendirmeden geçer. Sonuç değerlendirmesi yapabilen kişinin
düşünceleri dengededir. Bir insanın mükemmel olamayacağını bilir. Hatalarının da
farkındadır, yaptığı doğruların da. Kendisi gibi ilişki kurduğu insanların da yanlışlarının veya doğrularının olacağını bilir.
· Bugün karnemi aldım, ‘’yıldızlı
pekiyi’’lerle dolu. Evet, ama benim hiç mi hatam olmadı?
· Bugün maçı kazandım, attığım gollerde
havaya uçtum. Ama hiç mi yanlış hamle yapmadım?
· Bugün işyerinde başarılı bir proje
gerçekleştirdim. Ama hiç mi yanlışım olmadı?
Yaptığım yanlışlar elbette, sadece benim dönüp bakmamı bekliyor. Bana “Aslansın, kaplansın senden bir tane daha yok.” dediklerinde hemen
inanmak ne kolay değil mi? Yastığa kafayı koyduğumda, hemen önümüzdeki maçlara
bakalım mı dedim yoksa dünümü bir sorguladım mı?
Sonuç odaklı yaşamlarda,
insanlar başarıya ulaştıklarında dönüp arkalarına bakmazlar. Oysa yaptığım
hatalardan çıkaracağım dersler vardı. Onlardan mahrum kaldım. Bu ne demek? Yeni
bir başarı elde ederken üst lige çıkamayacağım. Hayatımda benzer başarılar
olacak ve bir gün başarı eğrim düşmeye başlayacak. Böbürlenmelerim artacak. “Ben yapabiliyorum, benim elimden iş kaçmaz.”
dedikçe kendimi mükemmel görmeye başlayacağım. Oysa, diğer yandan hayat bana
nasıl da mükemmel olmadığımı acı acı gösterir, öğretir.
· Peki, diyelim bugün üniversite sınavını
kazanamadığımı öğrendim. Nasıl bir tepki verdim bu sonuca?
· Çok çalışmak istediğim işyerinden mülakattan
olumsuz cevapla döndüler. Suratım çok mu düştü o anda?
· İşyerinde beklediğim o unvanı bana
değil de bir başkasına verdiler. Şaşırıp kaldım mı acaba bir anda?
Karadeniz’de gemileri mi batırdım? Benden bir cacık olmaz mı dedim? Düştüm mü komplekse? Kendimi yerden yere mi vurdum? Artık yapamam deyip pes mi ettim?
Oysa, yaptığım doğrular
vardı her birinde. O doğruları görebilseydim o doğruları yapmaya devam
edebilecektim. Ama ben o sırada kafamı
kumun altına sokmayı tercih ettim. Bu sefer de beni devamında başarıya
götürecek doğrularımdan mahrum kaldım. Halbuki az ötede deniz vardı, kulaç atmaya
başlayacaktım. Kendimi durdurdum, hareketsiz bıraktım. Taşıyamadım doğrularımı
bir sonraki dalgalara.
Peki, hangi insan bu
hayatta kompleksli ya da böbürlenen insanlarla ilişki kurmak ister ki? O zaman sonuç
değerlendirmesi yapmamak ilişki kurmaya muhtaç bırakılan insanoğlunun kendi
ayağına taktığı bir çelme değildir de nedir? Apaçık insanın daha iyi
versiyonlarını kendi eliyle itmesidir. Bu hayatta daha mutlu ve başarılı olması
için kendisinden göz çekmesidir.
Oysa, insan sonuç
değerlendirmesi yaptıkça deneyimi artar. Peki, insan deneyimi ne zaman kazanır?
· Beşinci evliliğini yaptığında mı?
· Onuncu işyerine girip çalışmaya
başladığında mı?
· Üçüncü çocuğunu yetiştirdiğinde mi?
İnsan yaşadıklarından
olumlu olumsuz sonuçlar çıkardığında deneyim kazanır. O zaman deneyimin bir
yaş, bir süre ve sıklıkla ilgisi olmasa gerek. Olayları yaşamış olmam deneyim
çıkardığım anlamına gelmez. Hayatımda olumsuz bir şey tekrarlanıyorsa, o konuda
hala öğrenemediğim şeyler var demektir. Öğrenmek için insanın sonuç
değerlendirmesine ihtiyacı vardır.
İnsan
deneyim çıkardıkça öğrenir bu hayatta. Deneyim çıkarmadıkça da hataları
tekrarlanır. Arabanın patinaj yapması gibi ilerleyemez. Deneyim çıkaran insan,
bu deneyimi hem hayatının kalanına hem de etrafına transfer eder. Çünkü bu
hayatta herkesin deneyim transferine ihtiyacı vardır. Her defasında deneme
yanılmayla ilerlenecek bir süre yoktur gerçekte. Vaktimiz kısıtlı olunca, hayatın
güzel bir şekilde hakkını vermek için çokça deneyim transferine ihtiyacımız var.
Aslında daha mutlu ya da daha başarılı olmak için deneyim transferine
ihtiyacımız var.
Yaptığın
şey olumsuz olduğunda ya da olmadığında da komplekse girme. Unutma, neye
kompleksin varsa sonra ona sahip olduğunda böbürlenmeye de başlıyorsun.
Tekrar soralım o zaman sorumuzu:
Kompleksten ve böbürlenmeden uzak yaşamlar
mümkün müdür? Evet, mümkündür.
Hepimize dengede yaşamlar
dileğiyle…
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Tüm sorunun aslında insanın kendinde olduğunu öğrendiğinde artık sadece oyunda biz kalıyoruz.
Tüm sebepleri oluşturan biziz. Ne oldu da komplekse girdim ya da ne oldu da böbürlendik?
Bir sonuç değerlendirmesi yapmak tüm oyunun sonucunu değiştirebilecek aslında…
çok sık yaşanan olayları ders çıkarılabilir hale getirmişsiniz
Yeter ki yaşanmışlıklar üzerinde düşünüp ders çıkarıp onları deneyim haline getirelim
O zaman insanın geçmişi bile değişir…
Ftm Dlkn
İnsanın hatayı kendinde araması, sağlıklı sonuç değerlendirme yapabilmesi ne kadar önemli... Kaleminie sağlık..