Çöp Kamyonu

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi


ÇÖP KAMYONU

Kalabalık bir davetten dönüyordu Esra. Her zamanki gibi, sevdiği dostlarıyla keyifli bir akşam olacağını düşünmüştü. Ama bu sefer tanımadığı kişiler de davetliydi yemeğe. Kaan yurt dışında yaşayan kuzenlerini çağırmıştı. Yeni insanlar, yeni hayatlar, yeni deneyimler… “Onların öykülerini dinlemek eğlenceli olacak” diye düşündü Esra. Fakat hiç beklediği gibi olmadı. Her ne kadar insanlarla rahat iletişim kursa da, bu sefer kimyası tutmamıştı. Memnuniyetsiz tavırları, bitmeyen istekleri, devamlı kendilerini anlatmaları Esra’nın nerede ise tüm enerjisini çekti. Özellikle maddi konulardan bahsetmekten hiç hoşlanmazdı. Neyi kaça almışlar, tatile ne kadar harcamışlar, evleri kaç odaymış, arabalarını ne zaman değiştireceklermiş. Yurt dışında hayat çok güzelmiş. En yakın arkadaşının ısrarı olmasa yemeği yer yemez kaçmak istemişti. Ama onları kıramadı, gece geç vakitlere kadar oturdular. Eve döndüğünde kendini yatağa zor atmıştı. Başını yastığa koyar koymaz derin bir uykuya daldı. Sabah alarmın sesini bile duymadı.

Ne kadar acele ederse etsin çocuklar servise yetişemeyecekti. “İş başa düştü” dedi isteksizce. Çok şükür yol açıktı, çocuklar zamanında okulda olabildi.

Eve gidip kendime bir çay demliyim dedi. Kimi çay kimi kahve arar ya, Esra çay severdi.

Arabanın içinde bunları düşünürken, önünde bir çöp kamyonu durdu. Kamyonun arkasındaki genç dikkatini çekti. Aydınlık yüzlü, yakışıklı bir çocuktu. “Yirmilerindedir herhalde” dedi. Üzerinde belediye üniforması, elinde turuncu eldivenler ve yüzünde kocaman bir gülümseme. Bunlar ayrı ayrı olunca insanın dikkatini çekmez. Bir arada olduğunda ise ortaya nadir görünen bir manzara çıkar.  Çoğu insanın memnuniyetsiz olduğu bir dönemde, sabah mahmurluğunu atamadığı bir saatte, tebessüm ediyordu. Üstelik pek de kimsenin yapmak istemeyeceği bir işi yapıyordu, çöp topluyordu.

“Genç çocuk, âşık her halde” dedi, kendi kendine gülümsediğini fark etti. Arabayı yanına çekip konuşası vardı. Üniversite okumuş muydu acaba?

Hani şimdilerle diyorlar ya, “Üniversite mezunları işsiz, en sonunda çöpçü oldular” diye. Bu da onun gibi bir öykü müydü acaba? “Ama hiç de şikâyetçi değil bu durumdan” dedi.

“Hasta annesine mi bakmak zorunda kaldı acaba?” “Evlenmek için para biriktirmek zorunda olabilir mi?” diye düşünürken, bunların Türk Filmi repliklerine olan benzerliğini fark edip bu sefer kendine sesli güldü.

Bunların hepsi olabilirdi tabii ama hiç biri yüzündeki memnuniyet ifadesini açıklamıyordu. “Oyunculuk ajansına gitse, anında işe alınabilecek bir dış görünüşü var”.

Sonra daha toplumsal konulara atladı zihni, “Bu işi yapanlar olmasa halimiz nice olurdu” diye düşündü. İnsanın çöpü dünyaya nasıl da yük. Fark etmeden ne kadar çok çöp çıkarıyoruz.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Sonra tekrar gözü takıldı çöp arabasına, “Ben işimi yaparken bu kadar mutlu muyum? Dışarıdan nasıl gözüküyorum acaba” diye düşündü. Arada şikâyetinin ne kadar arttığını düşündü. Utandı kendinden, “kızım sen bu hayatın sana verdiklerine karşı nankörlük ediyorsun” dedi. Bir önceki akşamı hatırladı, içi ürperdi. “Umarım bir daha karşılaşmam onlarla”. Mutsuz insan etrafındakileri çok zorluyor. Onca imkânın içinde asık suratlar, samimiyetsiz sohbetler, küçümseyen tavırlar. 

Baktı önündeki çöp arabası sola dönmüştü. O tebessümlü aydınlık yüzü unutmak istemedi Esra. İki zıtlık karşı karşıya derin bir kıyas oluşturmuştu zihninde. İnsanoğlu neden böyleydi?

Mutluluk nedir? Nasıl tatmin olunur? Bu sorular zihninde dönüp dururken eve geldiğini fark etti.  Kapıdan içeri girdiğinde kargodan gelen paketi gördü. Dün evden çıkarken gelmişti, içini açamamıştı. Kız kardeşi çok severdi böyle hediyeler göndermeyi. “Ne güzel bir not defteri!” dedi içinden.

İlk sayfasında, Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Mutluluk insanın beklentisi ile ilgilidir.” yazıyordu. Kız kardeşi eli ile yazmıştı bu notu.

Sonra bunun aslında biraz önce sorduğu sorulara cevap olabileceğini fark etti. O bir cümlenin arkasında çok fazla şey olduğunu düşündü. “Bu kız eskiden de severdi böyle gizemli olmayı, ama ben de gizemleri çözmeyi severim” dedi ve telefonunu eline aldı.

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu






 

 

 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Mutluluğun altındaki gizemi bulmak ...
Adsız dedi ki…
Beklentin kime…?
Kimden bekliyorsun…
D.K. dedi ki…
oysa hayattaki tüm mutluluk ve mutsuzluklar insanın beklentisine göreydi. elinize sağlık.