Zaman Yetmiyor

Yoksa Yeterince İstemiyor muyum?

Çoğu zaman kafamızda birçok “yapılacaklar listesi” bulunur ve nereden başlayacağımızı bilemeyiz. Toplantı konularından okunacak kitaplara, evde yıkanacak çamaşırlardan marketten alınacak eksiklere kadar onlarca detay zihnimizde uçuşur. 

Peki, böyle olması normal midir? Gündemler sürekli böyleyse nasıl sakin, keyifli ve başarılı bir hayat yaşayacağız?  Ne zaman başka şeyler düşünmeye vakit ayırabileceğiz?

Farkına varamadığımız gerçek problem; programsız yaşamak ve yapılması gereken işler karşısındaki motivasyon eksikliği olabilir mi? 

Bazı işleri yapmaktan keyif alırız. Bize zor gelmediği için hızlıca yapar, hayatımıza kaldığımız yerden devam ederiz. İşimizi bitirmiş olmanın verdiği keyifle zihnimizin daha berrak ve bir sonraki sürece daha motive hazırlandığını görürüz. 

Bazı işler de vardır ki, aklımıza geldikçe zihnimizin arka odalarına, mümkünse karanlık dehlizlerine doğru iter, günden günde ertelemekten vazgeçmeyiz. Belki de bu basit bir iş olsa bile… 

Yazılması gereken bir dilekçe, ödenmesi gereken bir fatura, on dakika sürecek bir doktor kontrolü ya da bunun gibi basit, kısa ancak sıkıcı işler.  Bu sıkıcı işler dönemsel olarak ve kişiden kişiye değişebilir ancak hepimizin bir yerlerde, bir şekilde yapmaktan kaçındığı ve bu sebeple aklımızda dolanıp duran işleri olur. Ama hayat durmaz, hızlıca akmaya devam eder. Bu yoğunluğun içinde yapılacak işleri düzenlememek, sandığımızdan daha büyük bir problemdir aslında...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Ertelenen her şey büyür.”

Zamansızlık mı? İsteksizlik mi?

Çoğu zaman vakitsizlikten şikâyet ederiz. Peki gerçekten vakit yetersizliği midir sorun? Yoksa yapmak istenmeyen işlere karşı olan, derin ve karşı konulamaz isteksizliğimiz mi? Aslında bizi geliştirecek olan o sevmediğimiz işler olsa da bu konuda kendimizi zorlamak yerine görmezden geliriz bazen. Bu çok sık olmuyorsa problem değildir ancak hep bu durumdaysak meseleyi bir miktar gözden geçirmek gerekir. Belki de kendimize sormamız gereken soru şudur; 

“Bu işi neden bu kadar çok yapmak istemiyorum? Yapmam gereken şey gerçekten zor mu yoksa zihnim mi bunu zorlaştırıyor?” 

Çoğu zaman cevabın; “Zihnin zorlaştırıyor.” olduğunu görürüz. Yapılacak işler varsa ve bunu programlı bir şekilde yönetebiliyorsak, yeteri kadar zaman vardır. Tüm programımıza rağmen zaman yetmiyorsa, o zaman yaptığımız işte bir problem vardır. Çünkü dengeli bir yaşam süren kişi, hayatının her alanına bir miktar zaman ayırır ve bunu ustalıkla devam ettirir. Dikkatlice düşündüğümüzde, “zamanın yetmediği” yanılsamasına kapıldığımız her yerde bir miktar erteleme, tembellik ve programsızlık olduğunu görürüz. Bir liste yapıp işleri somutlaştırdığımızda, hem o kadar büyütülecek şeyler olmadığını hem de daha hızlı bitirilebileceğini fark ederiz. Kısacası işin sırrı; isteksizliğe rağmen harekete geçebilmek ve asla ertelememek. Aksi halde, en ıssız yerlere kaçsak bile, zihnimizdeki sesleri susturmamız imkânsız hale gelir…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu