Marifet Görebilmek
“Ya hani böyle bazen bir gariplik hissedersin de tarif edemezsin ya! Hah! İşte dedim bir şey var ama adını ancak koyabildim.” dedi Elif. “Yani hayatta bir olay yaşıyorsun ve onun adını koyana kadar kıvranıyorsun. Ama ne zamanki olayı kafanda oturtuyorsun, gerisi cidden çok kolay.” diye devam etti Elif.
Sevgi içinden “Çok şükür” derken, bir yandan da çay koyuyordu kendine ve Elif’e. “Yani sen şimdi diyorsun ki, aslında kız kardeşin seninle pek de ilgili değil ama annene bakmanız gerektiği için seninle iyi geçiniyor. Yıllardır göstermediği ilgiyi bu sebepten dolayı gösteriyor.”
Elif anlaşılmış olmanın getirdiği bir dinginlik içerisinde: “Evet, evet ve biliyor musun bu problem değil. En azından ben bakmayacağım da diyebilirdi, kaçabilirdi. Bir vicdanı var ve pay almak istiyor.”
Sevgi bu cevabı beklemiyordu. “Kızdaki gönle bak” diye geçirdi içinden...
Ne Garip...
İnsan demek ki daha büyük bir zorluğu gördüğünde daha küçük olan zorluğa şükredebiliyordu. Elif’in söyledikleri, onda büyük bir aydınlanma oluşturmuştu... Bir insan birisinin desteğine muhtaçsa, o zaman iyi geçinme derdi de oluyordu... Yıllardır burnundan getirdiği kardeşi birden yol arkadaşı olmuştu Elif’in. Onun hem iyi parçası hem de ortak parçası olmuştu...
Demek ki, hayatta insanın ihtiyacı olan şey ihtiyaçtı...
Demek ki, bazen ortak bir problemdi insanları birleştiren.
Ortak bir problemi tek başına çözemeyeceğini bilmesiydi… Tek başına yetemediğini anladığı an alttan alabiliyordu insanoğlu. “Ne garip” derken buldu kendini Sevgi. Hemen toparladı, Elif farkında değildi.
Elif ısırık aldığı kekin parçaları düşmesin diye elini diğer elinin altına koyarken: “Her ne yaşandıysa yaşansın, demek ki ablamın kalbinin bir yerlerinde iyi niyetli bir şey var. Herkes beni sevmek zorunda da değil. Sevemez de zaten. Benim bir hayat stilim var ve ona hitap etmiyor. Onun bir hayat stili var ve bana da o hitap etmiyor. Ama bu bizim paydaşı olduğumuz bir konuyu çözemememiz anlamına gelmiyor. Garip gelecek belki ama birbirimizi parçalara ayırmış gibiyim zihnimde. Onun bu davranışı güzel ama bu davranışı benim değerlerime uzak. Olsun... İyi bir parçasını buldun mu? Heh ondan sonrası kolaylaşıyor.”
Elif’in her söylediği, Sevgi’nin yeni bir şeyler fark etmesine sebep oluyordu.
İyi parça nasıl bulunur?
“Birisinin sana yanlış yapmasına rağmen, onun iyi taraflarını bulmak kolay değildi. Hakkını yiyen birisinin iyi yönlerini görebilmek, zor…” diye geçirdi içinden Sevgi.
Elif sanki onu duymuş gibi: “Eskiden şöyle bir alışkanlığım varmış, birilerinin benim hakkımı yediğinden çok emin bir tavırla yaşıyormuşum. Ve bu insanı o kadar mutsuz eden bir şey ki. Alışveriş yapmışımda, aldığım her şey bozuk çıkmış gibi. Hâlbuki o ürün bozuk değilmiş. O ürünün bazı özellikleri, bazı ürünlere göre kötüyken, bazı özellikleri de bazı ürünlere göre iyiymiş. Marifet iyi tarafını görebilmekmiş, çünkü zaten herkes kötü tarafını görebiliyor...”
Sevgi kendi içine döndü. Şöyle bir gözden geçirdi ilişkilerini. Etrafında şikâyet ettiği insanlara baktı, düşündü. Ona en zıt olan kişide bile olan iyi parçaları görmeye çalıştı. Zorlansa da olumlu kısımlarını görebilmek, hem hoşuna gitti, hem de üzdü. O parçalar hep oradaydı. İçini bir parça hüzün kapladı şimdiye kadar görmediği için bu güzel yanlarını. Sonra içi sıcacık oldu ümitle. Kim bilir daha ne iyi yanları vardı insanların...
Elif’le konuşmadan önce, hayatında iki türlü insan vardı: Çok iyi insanlar ve çok kötü insanlar. Sevmediği, anlaşamadığı insanların olumsuz yönlerini görüp, onlardan uzaklaşırdı. Başkalarının bunu göremediğini zanneder onları uyarmak isterdi. “Oysa herkes herkesin olumlu olumsuz taraflarını görebiliyormuş. Sadece olumlu yönünden iletişime geçiyormuş. Ben bunu nasıl fark edemedim? Aramı açtığım arkadaşlarımı arayıp, onlarla tekrar iletişime geçebilirim.” diye geçirdi aklından.
Sevdiği arkadaşlarına da toz kondurmazdı, Elif. Onların kusuru olamazdı, Elif’e göre. Birisi, sevdiği arkadaşıyla ilgili olumsuz bir şey dese hemen savunmaya geçerdi. Bu konuda da yanlış davrandığını fark etti. Nasıl sevmediği insanların olumlu yönleri varsa, sevdiklerinin olumsuz taraflarının olması normaldi. “Kimse mükemmel olamayacağı gibi, her yönüyle de kötü olamaz. Ne kadar da tek taraflı düşünmüşüm?” diye hayıflandı.
Bundan sonrasında, karşılaştığı insanların her iki yönünü de görmeye çalışacağının sözünü verdi kendi kendine. Teşekkür etti Elif'e, sonra da şükretti... İçindeki karamsarlığın azaldığını fark etmek, ona iyi geldi. Hayata iki yönüyle bakabilmek, üzerindeki yükü almış gibi hafiflemiş hissettirdi kendini…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
İlişkilerde Ustalık Hakkında
Yorumlar
İhtiyaç karşılamak çokkkk güzel bir şey olsa gerek.
Ellerinize güzel yüreğinize sağlık 👍