Kim Daha Akıllı?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi


İyiliğin Karşılığı ...

Sınavlarım yaklaşıyordu ve sürekli soru çözmek zorunda olduğum bir döneme daha başlamıştım. Bazen çok sıkılsam da yapacaklarımın sorumluluğunu almayı çok seviyordum, e tabi arada anneme ve babama yardım ederek de kendimi daha İYİ hissediyordum.

Fırat çok sevdiğim bir arkadaşımdı ve annem, Fırat’la ders çalışmama izin vermişti. Annem evimizde misafir ağırlamayı çok severdi, misafir olmasa bile bizim için her zaman güzel yemekler hazırlardı. Bu akşamda misafirimiz vardı ve annemin çok işi olduğu içinde telaşlıydı. "Kek yapacağım ama yumurta bitmiş." dedi.  Hem evi toparlayıp hem de markete çıkamazdı annem. Her şeye yetişmesi çok zordu. Fırat’la ders çalışmaya gitmeden önce annem benden kek için yumurta istemişti hızlıca markete gittim ve yumurtaları alıp anneme verdim. Annem getirdiğim yumurtaları hızlıca elimden aldı ve keki yapmaya koyuldu. Misafirler gelmek üzereyken, ben hızlıca ders çalışmak için evden ayrıldım.

Aslında ben evde yalnız da çalışabiliyorum ama Fırat tek başına çalışamıyordu. 

Birlikte çalışmayı o teklif etti. Bende iyilik olsun diye gittim. Bana göre hava hoş. Fırat’ı severim ama şu anlatacakları bir bitse...   

Bol bol derslerini, basket ayakkabısını, piyanosunu, tatilini vs. anlatır. Ne kadar çalışırsa çalışsın iyi not alması için yeterli olmalı, en azından iyi not ona verilmeli çünkü anlatması lazım. Ebeveynleri o ayakkabıyı ona alacak kadar çalışmış ve kazanmış olmalılar, o ayakkabı ona yakışmalı, en azından yakıştığı ona söylenmeli. O kadar iyi çalmasa da ebeveyninin zorluklarla aldığı enstrümanıyla, okulda popüler olmalı, bilinmeli. 

Her ne kadar sonunda otelle ve yolculukla ilgili eleştirecek bir sürü şey bulup anlatacak olsa bile en azından anlatacak bir tatile götürülmeli. Hem de o söz verdiği sınav sonucunu ailesine veremese de...  Anlatıyordu Fırat… ama ben bir türlü anlam veremiyordum. Kim kime bedel ödüyordu!

 

DTÖ der ki! ‘’Bedel ödeyen bedel ödediğine düşkünleşir. Bedel alanda nankörleşir.‘’

 

Fırat’ın ki hangisiydi?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Babamla hafta sonu odamı boyadığımız geldi aklıma. Liseye geçmiştim artık ve odam boyanırken babama yardım edecek kadar büyümüştüm. Babam zaten hafta içi işe gidip geliyor ve yoruluyordu. Bizimle vakit geçirmekten başka pek eğlencesi yoktu. 

"Boya için para vereceğime kendim yaparım" dedi. Fakat tek uygun zaman hafta sonuydu. Hepsini bitirmesi de çok mümkün değildi. "Ben sana yardım ederim" deyince hem yorulmamı istemediği için razı olmayan ama yükünü hafifleteceğim için de mutlu olan, kararsız bir bakış gördüm babamın yüzünde. Israr etmezsem reddedecekti. 

“Baba ben on yedi yaşında kocaman adam oldum. Ders çalışmaktan başka şeyler de yapabilirim. Bak hafta sonu çırağından çok memnun olacaksın.” dedim.

Haklı da çıktım. Babamla hem yorulduk hem de boyayı bitirdik. 

Pahalı Ayakkabılar

Boyadan sonra koşa koşa basket sahasına gitmiştim. Antrenmana da yetiştim. Fırat’ın bahsettiği şu güzel ayakkabıyı ilk orada görmüştük. O ayakkabıyı ben de beğendim, Fırat da beğendi. Ama hiç eve gelip babama o ayakkabıyı alıp alamayacağını sormak doğrusu aklıma gelmemişti. Zaten bir yıl önce alınmış, çok da fena durumda olmayan bir ayakkabım vardı. Üstelik o ayakkabı haddinden fazla pahalıydı. Belki üniversite sınavından sonra çok başarılı olursam ve basketbola azimle devam edersem babamdan isteyebilirdim. 

Fırat takımda yedeklerde olmasına rağmen, beğendiği ayakkabıyı alması için, akşam evde konuyu masaya yatırmıştı bile. Benim ise akşam eve gittiğimde durumum bambaşkaydı. Günlük soru çözme hedefimi gündüzden tamamlayamadığım için birikmiş sorular beni bekliyordu. Duş al, yemek ye, soruları çöz derken, neredeyse masada uyuyakalacaktım. 

Kardeşimi öpmek için salona girdiğimde anneme, babama selam verip sonra da yatağın yolunu zor buldum. Dolayısıyla ayakkabı çoktan uçup gitmişti kafamdan. Herhalde tüketim yapmak da bir mesai istiyor. Alacağın şeyi gündeminde tutabilmek için de insan bir enerji harcıyor. Bende öyle bir zaman kalmamıştı. Ertesi gün de o ayakkabıyı hiç görmemiş kadar uzaklaşmıştım konudan. Kendi halime güleyim mi ağlayayım mı bilemedim!

"Sen bugün dalgınsın, beni dinlemiyorsun sanki" dedi Fırat bir anda. 

“Bu matematik hocası ne sorar acaba? Senin tahminin vardır. Adam ne sorsa yapıyorsun. Bir tahminin vardır herhalde.” dedi.

Şu Fırat ne alem çocuk. Ya o uzaylı ya ben. Öyle farklı bakıyoruz ki olaylara. Hocanın hangi konuyu önemseyip, hangi soruyu soracağını tahmin etmek, benim için tüm konuları çalışıp öğrenmekten çok daha zor. Üstelik tüm konular bize şimdi sorulmasa da üniversite sınavında sorulacak. 

“Hadi Fırat, hadi... Biz işimize bakalım. Soruların tamamını çözdüğümüzde tüm konularla ilgili fikrimiz olacak zaten.”

“O kadar soruyu ne zaman çözeceğiz? Mümkün değil bitmez.” dedi Fırat.

“Bitmesi için başlamak gerekiyor. Hemen bitmeyecek. Azar azar yapıp bitireceğiz.”

“Sen hızlı çözüyorsun. Ben o kadar hızlı çözemiyorum. Ben sınava kadar bitiremem o soruları.” dedi Fırat.

“Ben doğarken hızlı çözerek doğmadım ki Fırat. Önceki sınavlarda da çözdüğüm için hızlandım. Hadi başla bir yerden.”

Fırat'ın aklında daha kestirme çözüm vardı. Ağzındaki baklayı en sonunda çıkardı.

“Bu Hoca soruları nerede çoğaltıyor? Ben okula gidip sınavdan önce soruları bulacağım. Sen çözüp bana ver. Gerisi bende.” dedi Fırat.

“Bunca aksiyon nereden geldi aklına şimdi? Birisi yakalasa ne diyeceksin? İnsanların yüzüne nasıl bakacaksın?”

“Boş ver Meriç. O kısmını yakalanınca düşünürüz. Hadi şimdi oyun oynayalım da eğlenelim.”

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Baktım Fırat’ın kıvrak zekâsıyla(!) baş edemiyorum. Her şeye bir cevabı var. Oyun teklifini kabul edersem hem anneme ayıp olacak hem soruları yetiştiremeyeceğim. İyi mi yoksa kötü mü yaptığım bilmiyorum ama en iyisi annemi bahane edip buradan çıkmak diye düşündüm ve yanından ayrıldım. Fırat'ı yalnız bıraktım.

Nasıl insan hem üzerine düşeni yapmaz hem de herkesin ona borcu varmış gibi yaşar? 

Kim zeki gerçekten? Yapacaklarını erteleyip sorumluluklarından kaçan mı? 

‘’Hayattan her şeyi isteyip, diğerlerinin de isteklerini yapmak zorunda olduğunu düşünen mi?’’

Kaçtığı sorumluluklar birikip karşısına çıkmaz mıydı insanın? Anlık kazanç gibi duran sonuçlar soruna dönüşmez miydi? 

Sorumlulukları aldıkça gelişmez miydi insan?

Vicdanım, kendim ve yakınlarım için iyi şeyler yapmam gerektiğini söylüyor. Fırat için de bir şeyler yaparım, yeter ki dönüşmek için benden destek istesin. Onun iyi olmasını ve en kısa sürede yanlışını fark etmesini isterim.

‘’Zaten iyiliğin karşılığı, iyilik değil miydi?’’

‘’İnsan hayatında sonuç odaklı yaşar ve sebeplerine odaklanmaz ise hep kaybeden olmuyor mu bu hayatta…’’


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu




 

 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Kestirmeden gitmek için kullandığımız aklımızı, gerçekten çaba göstermeye harcasak daha çok yol alacağız :)
Adsız dedi ki…
Çalışıp kazanmak başta zor ama geliştiren de bu…
Kalemine sağlık
HY
Adsız dedi ki…
Herkes sonuç istiyor ama hiç bedel ödemek istemiyor
Hatice dedi ki…
İnsan bu hayatta sebep odaklı değil sonuç odaklı yaşadığında mutsuz olur....
Kaleminize sağlık...
Adsız dedi ki…
Teknoloji ile her şeye hemen ulaşabilmenin konforu maalesef tembelliğe de yöneltebiliyor.
tarçınlıcevizli dedi ki…
Kim zeki gerçekten? Herkes biliyor da artık işine gelene bakıyor
Ömer dedi ki…
Alkışlar Fırat a gelsin👋
Adsız dedi ki…
Sebeplerimize odaklanmak ümidiyle💐
Adsız dedi ki…
İyilik eden iyilik bulur 🍀🌸🌺
Adsız dedi ki…
Ne kadar bedelsiz olduğumuzu farkında değiliz
merve dedi ki…
Kaçtığı sorumluluklar birikip karşısına elbet çıkar insanın ya bu hikayede ya da bir sonrakinde...
Emel dedi ki…
Sonuç odaklı olmak çok akıllıca değil, süreçtir insanı geliştiren.Hemen sonuç olmayabilir ama süreçte öğrenilen herşey başarının basamaklarıdir.
Emeğinize yüreğinize sağlık.
Meryem dedi ki…
Önemli olan çabamız sonuçlar değil. Sonuca odaklandığımızda kestirmeler kurnazlıklar başlıyor. Emeğinize sağlık çok güzel anlatmışsınız gerçekten de insanın çabasından başka bir şeyi yok. 🌱
E.U dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌸
Sibel dedi ki…
Ne kadar çok strateji var içerisinde uygulaya bilenlerden olmak ümidiyle. Kaleminize sağlık