Peki Bu Mümkün mü?
Her gün sıkça duyduğumuz o klasik
cümleler,
“Problemim
bitmiyor...”
“Neden
hep ben?”
“Kara bahtım, talihsiz kaderim...”
Kimileri
bir telefonda verdiği selamın ardından kuruyor bu cümleleri, kimileri bir yol
kenarında oturmuş ağlarken gökyüzüne bakarak. Cevap arayanlar da var, şikayet
etmek için kullananlar da. Ortada tek bir ortak nokta var o da problemsiz hayat isteği. Hepsini
çözelim ve geriye tek bir sorun bile kalmasın istiyoruz. Ana hedeflerden biri
problemsiz, refah ve konfor içinde yaşamak. Peki bu mümkün mü?
İçimizdeki
mükemmeliyetçi yönetmen bu cevabı duymaktan rahatsız olsa da pek mümkün
değil. Problemsiz bir hayat inşa etme
isteği fantastik bir filmin gerçeğe dönüşmesi kadar zor maalesef. Filmi
yazabiliriz, hayal edebiliriz ya da yönetmenliğini yapabiliriz. Ama gerçekte
hiçbir tutarlılığı olmadığını istemesem de kabul etmem gerekiyor. Neden? Çünkü
geçmiş yıllara, hatta tüm insanlık tarihine şöyle bir göz gezdirdiğimizde
görüyoruz ki problemsiz hiçbir hayat olmamış. Özellikle biyografik eserlerden
deneyim transferi yaptığımızda insanların hayatından problemin hiç eksik
olmadığına şahitlik ederiz., En varlıklı insandan en yoksul insana kadar, en
aristokratından en bilge insana kadar hepsinin ortak özelliğinin hayat boyu
irili ufaklı birçok problemle mücadele ettiklerini görürüz. Hayatlarının sonunda da aslında o
problemlerle uğraştıkları için o kadar marifetlendiklerine ve tecrübe sahibi
olduklarını fark
ederiz. Bunu günümüzdeki hayatlara bakarak da anlamak mümkün fakat bütüncül bir
bakış açısıyla değerlendirmek istiyorsak baştan sona bir öykü okumak daha
destekleyici olabilir.
Peki nedir problem?
Bizler
kartopunun düşmesini engellemek ya da yarı yolda durdurmak yerine kendi kendine
yuvarlanıp durduğu noktada yerinden kaldırmaya çalışıyoruz. Bunun sonu da büyük bir hüsran oluyor.
Minicik kar topu yuvarlanırken durdurulmak için çok bekler aslında ve maalesef
insan o sesi bazen duyamaz hale gelir.
Probleme
olumsuz olaylar silsilesi demek yerine; ‘Cevaplanmamış bir soru’ olarak
baksak ve sadece çözüm üretmeye çalışsak kartopu henüz yerinden hareket etmeden
yakalayabilmemiz mümkün olabilir. Çünkü daha baştan 1-0 önde başlarız. Problemi
doğru adlandırdığımızda, zihnimiz de onu lanet bir baş belası olarak görmek
yerine çözmeye odaklanır. Çözdükçe de marifetlendiğini fark eder ve her yeni
gelen problem daha kolay gelmeye başlar. Genellikle çözüm çok ufak detaylarda
gizlidir. İnsanoğlu oradan başlamak yerine daha büyük yerlerden başlar. Öyle
çözüleceğine inanır. Halbuki en küçük, basit yerdedir cevap. Çoğunlukla da bu
bizimle ilgilidir.
Problemsizhayat mı istiyoruz? Maalesef bu gezegende öyle bu mümkün değil. Ancak şunu
söyleyebiliriz ki eğer doğru tepki vermeyi becerebilirsek problemlerimiz, olmak
istediğimiz kişiye dönüşebilmek için tek
gizli anahtardır…
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar