Hayat Bir Sahne…
Kırmızı kocaman
perdenin ardında bir sahne düşünelim. Perde açılıyor ve oyun başlıyor. Tek gaye oyunun en iyi şekilde
sergilenmesi. Oyuncular, oyunun beğeni alması dışında başka bir şeye ihtiyaç
duymuyor. Oyunun getireceği ne gelir ne de şan, şöhret, makam... Hiçbiri amaç
olmamış. Tüm ekip elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmış. Oyun
sergileniyor, seyirciler son derece keyifli.
Oyunun sonunda alkışları tiyatro salonunu inletiyor. Tüm oyuncular
selamlama ile oyunu bitiriyor. Vee perde kapanıyor. Bitmeyen alkışlar ve tekrar
açılan perde. Son selamlama ardından kulisteki sevinç gözyaşları ve
tebrikleşmeler…
Hayat da bir sahne değil mi? Herkes
sahnesinde bir oyun sergiliyor. Oyunun ne zaman biteceği belli değil.
Bittiğindeyse alkışlayacak olanın beğenisi çok önemli. Sonsuzluk adlı bir
ödülle ödüllendirecek. Sevincinin hayali bile mümkün değil…
Bizler de yaşadığımız hayatın içinde
beğenilmeye, alkış almaya ihtiyaç duyarız. Beğenilmediğimizde, kendimizi
başarısız hisseder ve üzülürüz. Tüm emeklerimiz boşa gitmiş gibi gelir bizlere.
Ufacık bir beğeni aldığımızda da seviniriz, keyifleniriz. Aldığımız beğeni ile
motive oluruz. Ne yapıyorsak yaptıkça yapasımız gelir. Beğeni ile ölçmeye çalışırız
başarımızı.
Günümüzde sosyal medyada beğeni ile puan
toplamaya yönlendiriyor bizleri. Birbirine benzer görüntüler sergilenmeye
başlıyor. Nerdeyse herkesin kamera önünde oyunculuk sergileyebildiği bir zaman
dilimindeyiz artık. İnanılmaz görüntülerde genci, yaşlısı ya da çocuğu bile
aynı kulvarlarda yarışır olmuş. Aklıselim bir şekilde bakabildiğimizde, “Bu
yaşta da bu olur mu?” ya da “Bu da paylaşılır mı, yok artık!..”
diyebiliyoruz.
Eskiden beğenisini almak istediklerimiz ailemiz,
yakınlarımız ya da arkadaşlarımız olurdu. Şimdilerde ise kitle o kadar
genişledi ki kendimizi kime nasıl beğendireceğimizi şaşırmış durumdayız. Sadece
kitle değil ölçülerlerin de değiştiği bir çağdayız. Beğeni toplayan davranışlar;
saygı, dürüstlük, yardımseverlik gibi erdeme dayalı olanlardı. Şimdilerde güya cesaret
gösterilen, sınırları aşan davranışlar alkış toplamakta.
Peki, gerçekten insanın beğenilmeye ihtiyacı
var mı?
Beğeni ve kabul görme ihtiyacı hepimizde var. Çünkü insan
toplumsal bir canlı. Yanlız yaşamak için değil birliktelik için yaratılmış.
Birliktelikteki samimiyet ve hoşgürü de insanın şifası. Bunun kanıtı ise samimi
ilişkilerden sonra insanda kalan huzur ve keyif…
Peki, samimiyet insana
ne kazandırır?
Samimi insan doğru
davranışı alkışlarken yanlış davranışa alkış ya da onay vermeyendir. Bu da
insanın toparlanmasını sağlar. Doğru beğeniyle doğru davranış desteklenirken zıddında
da yanlış davranışın kabul görmemesi…
Herkese göre doğru ve
yanlış kavramının değiştiği bir zamandayız.
Peki, bizler böyle bir
zamanda kimin beğenisine ihtiyaç duymalıyız?
Beğeni almak insanın
ihtiyacıysa sahnemizi kime oynadığımız ne kadar önemli. Herkesin beğenisini
almak değil mesele… Mesele, bizim oyunumuzu kime sergilediğimiz. Doğruyu
yanlışı ayırt edebilen, yetişen ve yetiştirebilen bir insan. Biz de böyle bir
insan kitlesine sahnemizin perdelerini açmışız. İyi sahnelediğimiz yerler alkış
alırken kötü sahnelerde oluşan sessizlik bize daha iyisini yapabileceğimizin
işaretini veriyor. Tek başına sergilediğimiz oyunun en kıymetli yerinde duran
seyirci ve seyircinin kalitesi…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi
der ki: Bir kere geldiğin bu hayatta başrolde sen varsın.
Kendi sahnene odaklan,
en iyi oyununu sergilemeye çalış. Alkış beklediklerinin de kendi sahnelerinde
olduğunu unutma. Sen ve onlar sahnelerini kime sergiliyorlar?
Oyun bittiğinde ve
perdeler kapandığında alkışlayanın ödülü büyük. Sonsuzlukta ve iyilerle
birlikte sevinç gözyaşları ve tebrikleşmeler…. Hayali bile ne kadar büyük…
Peki, sen oyununu kime
oynuyorsun?
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Biz sadece Rabbimize yakışır bir kul olmanın sınavını verdiğimizde oyunun kazananı oluruz.
İşte asıl soru bu? Sahnemizde bizi KİM alkışlamalı?
Emeklerinize sağlık Sevgili Yazar, teşekkürler. 🌷
En iyi performansımız için çalışmak...
Kimin beğenisi bizi en mutlu eder?
Ellerinize sağlık.
Kaleminize sağlık 🌸✨