BİR NEFESLE...
Bir nefesle başladı her şey…
Soğuk ameliyathane tentürdiyot ve
ilaç kokuyordu.
Doktorun ellerindeki bebek,
Derin bir nefes aldı ve başladı ağlamaya.
Doğduğunu fark eden ve artık istekleri başlayan bir insanoğluydu o da…
Sürelilerden ve sınavlılardan…
Nasıl da minik, nasıl da farkında değildi hiçbir şeyin.
Ama ruhunun istekleri ve açlığı,
Bu dünyada olduğu sürece hiç
bitmeyecekti.
Yani bir nefesle başladı her şey.
Bir nefesle hayat,
Bir nefesle açlık,
Bir nefesle ihtiyaç,
Bir nefesle süre,
Bir nefesle sınav,
Bir nefesle seçim başladı.
Çünkü o ilk nefesle başladı insan tercihlerine…
Verdi ilk mesajını dünyaya:
“İstiyorum ve nefes aldığım müddetçe de
isteyeceğim.”
Ne küçük, ne önemsiz görülen o nefes, tüm isteklerin ve seçimlerin
kaynağıydı.
‘Nefis’ idi onun adı.
O nefesle iletişim başladı.
İstekler başladı, ihtiyaçlar başladı.
İsteyen, isteyen, hep isteyen…
Bir başladı mı istemeye, hiç durmayan…
Bilinci kapatan, duyguları coşturan…
Ve seni hiç olmayacak hallere sokandı o.
Susmayan, kafanın içinde hep konuşan…
Ve artık başladı muhtaçlık.
İnsanoğlu nefes aldığı, yaşadığı sürece
Hiç bitmeyecekti o istekler, o
muhtaçlık.
Onsuz da olmazdı, yoksa insan nasıl hayatta kalırdı ki?
Nasıl acıktığını, susadığını anlardı?
Nasıl harekete geçecek ve açlığı yönünde iletişimi başlatacaktı?
Yani nefis olmalıydı ki açlık olsun.
Nefis olmalıydı ki hareket ve yaşam olsun.
Nefis olmalıydı ki iletişim olsun.
Ama bir istemeye başladı mı da kontrolden çıkabilecek bir şeydi bu nefis.
Peki ya nasıl durduracaktı insan, istemeye bir başlayınca zapt edilemeyen o
nefsi?
Alıp başını gitmiyor muydu çılgınca?
En olmadık yerlere ve hatta uçurumun diplerine.
Ve en çok da orda hata yapmıyor muydu insan?
Dur durak bilmeyen isteklerin koşarken peşinde.
Bir nefesle başladı her şey.
Büyüdü büyüdü kocaman bir çığ oldu.
İnsanı esir aldı.
Bir ömür onun peşinde geçti.
Kavgalar, tartışmalar, evlilikler, sevinçler, aşklar, Cinayetler, hayaller,
hayal kırıklıkları,
acılar, mutluluklar, mutsuzluklar hep oradan çıktı.
Dönüp baktığında ziyan olmuş bir ömür,
Mutsuz bir insan kalmıştı geriye.
Sevdiği kadın onu istemeyince, köprüden atladı.
Kumar borcunu kapatamayınca, cinnet geçirip ailesini öldürdü.
Hız tutkunu genç, bariyerlerden aşağı yuvarlandı.
Zengin olma hayaliyle akrabalarını dolandırdı.
Güzellik uğruna canından oldu.
Gibi gibi gibi…
Daha bir sürü kötü son, bir sürü hayal kırklığının sebebiydi kontrolsüz
istekler.
Hep isteyen, hiç düşünmeyen insanın yaptıkları değil miydi bunlar?
Doymayan doyurulamayan nefsin…
Kontrolden çıkınca en büyük zararı verecek olanın…
Elbette olacaktı istekler, elbette olacaktı nefis.
Ama kontrol insanın bilincinde olduğu sürece…
Peki, insan nasıl bilinçli olacaktı?
Nasıl yönetecekti o istekleri?
İlk nefesle başladı her şey.
İlk nefesle başladı ilişkiler.
O an, dünyaya açlığıyla ilgili ilk mesajını verdi insan.
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
İlk nefesle başladı her şey.
İlk nefesle başladı ilişkiler.
O an, dünyaya açlığıyla ilgili ilk mesajını verdi insan.
Nefesle başlayan bir öykü...
O var olduğu müddetçe öykü devam ediyor.
Nefes hakkı bitince öykü de bitmiş oluyor..
Aldığımız ger nefesin hakkını verebilenlerden oluruz inşALLAH...
Kontrol altına alabilmek... Anahtar kelime ne güzel bir açıklama, kontrol altına alabilmek...
Nefes , nefis …
İlk nefesi alırken başlayan öykü son nefesi verinceye kadar devam edecek.
Nefis , istekler…
İsteklerin ve açlığın nerde ?
Sahtede mi gerçekte mi ?
Sonu nereye varıyor …