İyilerdendi Diye Anılmak

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi



“İYİLERDENDİ” DİYE ANILMAK

Bir bebeğin doğumu, tohumun yeşermesi,  çiçeğin açması, güneşin doğması, okulun ilk günü, düğünler… Tüm bunları düşünmek genelde insana güzel duygular hissettirir. Çünkü başlangıçları görmek insanın hayata daha ümitle bakmasını sağlar. İnsan, her başlangıç sonsuza kadar devam etsin ister ama aslında bu dünyada hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Her başlangıcın bir sonu yok mudur? İnsan her ne kadar bunu düşünmek istemese de her doğan ölür.  

İnsanoğlu bu dünyada kalıcı olma isteği ile kısıtlı ömrünü uzatmak için ne çok çabalıyor ya da yaşadığına dair bu dünyaya bir kanıt bırakmak istiyor. Çocuk yapma isteğinin sebeplerinden biri de bu değil mi? Bana ait, benden bir parçanın ben öldükten sonra da yaşaması… Sanatçıların eserleri veya mimarın yapıları ne kadar uzun süre ayakta kalırsa o kadar değerleniyor.

Bizden sonra devam eden,

·       Her faydalı eser,

·       Her faydalı bilgi veya

·       Her hayırlı evlat

ardımızdan insanların bize iyi dilekte bulunmasını sağlamıyor mu? Öldüğümüz halde sanki hayattaymışız gibi bize ait “iyiler” listesini kabartmaya devam etmiyor mu?

“Ne iyi insandı”, “Ne hayırlı evlat yetiştirdi”, “Ondan dürüst olmanın ne demek olduğunu öğrendim”, “Sağlam bıçak yapmayı dedemden öğrendim. Üç kuşak bundan ekmek yiyor. Onlarca insan yetiştirdik. ”

Anılmak! Anılırken “iyilerdendi” denmek!

Hiç kolay olmuyor ama; bilginin de, eserin de, evladın da hayırlısını bırakmak. Hele evlat!.. Doğarken sanki her şey yolunda gidecekmiş gibi geliyor ama en çok da çocuklarımızı yetiştirirken zorlanmıyor muyuz? Hatta çocuğumuzla ilgili olumsuz ne varsa suçlusunu dışarda aramıyor muyuz?

“Kime çekti bu çocuk!”, “Okul, okul değil ki!”, “Eğitim sistemi bitmiş!”, “Milletin çocuğu ne kadar kıymetli, hiç kimse benim çocuğum hatalı demiyor!”, “Babası şımarttı bunu böyle!”

Oysa doğduğu andan itibaren anneler babalar her gün bir tuğla koymaz mı çocuğuna? Eğitimi, ahlakı, terbiyesi, sağlığı ile ilgili nice tuğla; özenle seçtiğimiz, doğru olduğuna inandığımız onca tuğla…

Bir ev inşa ederken tuğlaları alıp arsaya koyuyoruz ama tuğlalar bir duvar olmayınca eve dönüşmüyor. Tuğlayı duvara dönüştüren arasındaki harcı değil mi? O harç ile tuğlaları üst üste koyuyoruz ve bir duvar oluyor. Tuğlaların birbiriyle ilişkisi olmadığında tuğlalar yığın oluyor ama duvar olamıyor. İşte; çocuklarımızı yetiştirirken de doğru bağlar kurmayınca, birbiri üzerine koyarak ilerlemeyince onlar da dağılıyor.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi


Hepimiz zorlanmıyor muyuz? Dert yanmıyor muyuz?

“Konuşmaya gelince her şeyi biliyor ama ‘Hadi yap’ deyince çuvallıyor”, “Biraz sıkışınca, gözümün içine baka baka yalan söylüyor”, “Otuz yaşına geldi ama değil aile kurmak iki gün evi emanet edemem”, “Çok mutsuz, çok agresif”, “Bu kadar hedefsiz olunca insan nasıl başarılı olur”, “Hep arkasını biz topluyoruz”, “tek bildiği şey para harcamak”

Bunları söylediğimiz evlatlarımızın kendine hayrı yokken başkasına hayrı nasıl dokunacak?

Bu hayatta çocuklarımız yetişmediyse “Bu çocuk olmadı! En iyisi bunu gönderelim yerine daha iyisini alalım” deme seçeneğimiz var mı? Ya da bilgisayarları bir üst versiyona geçirdiğimiz gibi onları da geçirebilir miyiz?

Aslında insanın zamanı çok kıymetli. Maalesef, yaşamın içinde vaktin nasıl geçtiğini anlamıyor. “Sanki dün gibi” dediğimiz anılarımız, yirmi yıl önceyi gösteriyor. Onca yıl sonra da yanlışlarımızı düzeltmek kolay olmuyor. O zaman yapmamız gereken;

1.      Baştan yanlış yapmamak, yani yanlışlarımızı azaltmak,

2.      Aynı yanlışı tekrarlamamak olmalı.

Her insan hata yapar. Bizler kusursuz değiliz. Önce hata yapabileceğimizi kabul etmeli, sonra çözüm için ‘’Ne yapabiliriz?’’ sorusuna cevap bulmaya çalışmalıyız. Bunu yaparken meselemiz çocuk yetiştirmek ise onun kendi sorununu çözmesini sağlamamız gerekiyor.

Çünkü çocuk yetiştirmek, kendi sorununu çözebilen bireyler yetiştirmek demek. O zaman çocuğumu en iyi okula göndermek veya en güzel oyuncağı almaktan öteye geçmemiz gerektiğini anlıyoruz. Bu çok kolay değil elbet. Yalnız karşılığı çok büyük!

·       Kendi sorununu çözebilen biri ile yaşamak,

·       Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt edebilen bir evlada sahip olmak,

·        Seçimlerini doğru olandan, güzel olandan yana kullanmasını sağlamak.

Sonrası mı? Büyük ihtimalle, “iyilerdendi” diye anılmak…


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu




 

 

Yorumlar

Betül dedi ki…
İyilerden olmak... İnşALLAH
Duygu dedi ki…
İyilerden olmak dileği ile 🌸🌸