SEÇİM DEDİKLERİ NEDEN ZOR OLSUN?
Seçim
yapmakta zorlanmıştı Kübra. Annesi ile yurtdışından gelen teyzesine mi gitsin? Yoksa
babasıyla mı vakit geçirsin? Annesinin yoğun olacağını bilen babası, Kübra’ya reddetmeyeceği
bir teklifte bulundu;
“Baba-kız günü yapalım seninle? Ne dersin?
Lunaparka gidelim mi?” diye sordu.
Babasının
teklifine hem çok sevinmiş hem de heyecanlanmıştı.
"Lunaparka
gidelim baba! Lütfen lütfen!" dedi.
Yol
boyunca asılı olan renkli bayraklar, Kübra’nın dikkatini çekmişti. Bunların ne olduğunu
sorduğunda, parti bayrakları olduğunu söyledi babası.
“Parti
mi? O da ne?”
“Seçim
yapılıyor önümüzdeki ay. Bizi kimin yöneteceğini seçiyoruz. Bayraklar da
seçeneklerimizi temsil ediyor. Çünkü her yöneticinin bağlı olduğu bir topluluk
var. .”
“Seçim ne demek baba?”
“Her seçim,
neyi seçip neyi seçmediğine karar vermektir.”
Kübra,
henüz küçüktü ve çok da anlamamıştı babasının söylediklerini. Tekrar sordu;
“Ne demek yani?”
Babası
yaklaştıkları lunaparka doğru bakıp eliyle;
“Bak, lunaparkta ne kadar da çok oyuncak
seçeneği var. Bunlardan hangisini denemek istersen onu seçmiş oluyorsun. Hangisinden
başlayalım?” dedi.
Kübra, “Atlıkarınca!” diye sevinçle bağırdı.
Babası, ”Korku tüneline girelim mi?” dedi.
Kübra “Hayır!” dedi korkuyla.
Babası, “Bak gördün mü sen de bir seçim yaptın işte.” dedi.
Kübra, “Seçtim mi?” dedi
kendi kendine. “İstediğin bir şeyi almak
mı yani baba?” dedi.
"Öyle de denebilir. Düşünsene markete
gidiyorsun çeşit çeşit yiyecekler var ama hepsini alamıyorsun değil mi? O zaman
insan bazen de istedikleri arasında da bir seçim yapar. Hem çikolata hem
dondurma yiyemezsin. İçinden en çok istediğini seçersin.”
"Baba lütfen, buna binelim hadi!"
"Peki, beyaz olanı seçtin, ona bin
bakalım.”
Kübra
seçim kelimesiyle yine karşılaşmıştı. “Evet,
ben bunu seçtim.” Dedi büyüklerle aynı kelimeyi kullanmanın sevinci ile.
“Evde annem istediğim yemeği yememe izin
vermiyor. Neden istediğimi yiyemiyorum?” dedi.
Babası
gülümsedi ve atlıkarınca yavaşça dönmeye başladı.
Bu arada da
seçim yapmanın önemini nasıl anlatacağını düşündü. Öyle ya, hayat
seçimlerimizden ibarettir.
Faydalı
olanı mı? Güzel olanı mı? Zorlu ama faydalı olanı mı? Çekici ama zararlı olanı
mı?
Doğruyu mu? Yanlışı mı? Neyi nasıl seçeceğiz?
Atlıkarınca
turu tamamlanmıştı.
“Baba şimdi ne yapacağız? Lunaparktaki her
şeye binebilirim.” dedi sevinçle...
Babası “Hayır, sadece izin verdiklerimin içinden
seçmelisin. Bazıları tehlikeli ve yaşına uygun değil."
“Peki, hangisine binebilirim?”
“Çarpışan oto ya da dönme dolap, seç bakalım.”
Yine bir
seçimle karşı karşıyaydı. “Seçiyorum, tamam,
çarpışan oto olsun!” Sonra birden, “Yok
yok vazgeçtim dönme dolap olsun.”
“Emin misin? Birini seçmen lazım. Ondan sonra
gideceğiz geç oldu.” dedi babası. Bu soruyla birlikte Kübra kararsız
kaldı.
“Yok yok
vazgeçtim çarpışan oto olsun.”
“Kararını ver bakalım.” dedi babası.
Karar mı? Hani
seçim yapıyorduk! Karar ne demek? Aklı iyice karışmıştı.
“Her karar bir seçimdir. Karar verdiğinde
neden vazgeçeceğine karar vermiş olursun.” dedi babası…
Kübra,
biraz düşündükten sonra seçimini çarpışan otodan yana yapmıştı. Babasıyla birlikte
binmişti binmesine ama halinden pek de memnun değildi. Sürekli birileri arabaya
vuruyordu. Babası bir eliyle Kübra’yı, diğer eliyle direksiyonu tutuyordu. Kübra
da savrulmamak için sıkı sıkı koltuğu tutuyordu. Nihayet durduklarında her
yerinin ağrıdığını fark etti. İner inmez;
“Keşke buna binmeseydik.” dedi.
Babası
yaptığı seçimden memnun olmayan Kübra’ya bakıp; "Neden?" diye sordu.
“Çünkü böyle olduğunu bilmiyordum her yerim
ağrıdı.”
“Seçtiğin şey hakkında bilgi sahibi olmazsan
sonrasında pişmanlık yaşayabilirsin. Bu yüzden seçim yapmadan önce çok iyi
düşünmeli ve her yönüne bakmalısın.”
“Ya seçtiğimi sonra istemezsem ne olacak?”
“Seçim, demek onu her şeyiyle kabul ettim
demektir Kübracığım. İnsanın kaybedecek bir şeyi olmayınca kazanacak bir şeyi
de olmaz.” dedi.
Kübra bu
seçim işini hiç sevmemişti.
“Ama ben kaybetmek de, vazgeçmek de istemiyorum.
İstediğim her şey benim olsun istiyorum.”
Babası; “Mesela?” diye sordu.
“Oyuncakçıda mesela sadece bir tane seçmem
gerekiyor ama hangisini alsam diğerlerinde aklım kalıyor. Ya da çikolata yerken
mesela. En sevdiğim gofreti yediğimde bir de üstüne çikolata kaplı olandan
yemek istiyorum. Neden hepsini seçemiyorum ki?”
“Seçim de tam olarak bu demek işte. İstediğin şeyler sınırsız ama senin sahip olacağın şeyler sınırlı. İçinden birini kabul ettim demek; diğerlerinden vazgeçtim ve birine karar verdim demektir. Aynı anda üç hırkayı üstüne giymiyorsun değil mi? Ya da aynı anda sevdiğin iki ayakkabıyı giyme şansın yok. Ben mesela hem doktor hem avukat olamam.”
“Baba ama ben acıktım.”
“O zaman seç bakalım, pizza mı, hamburger mi?”
“Hamburger.” diye sevinçle ellerini çırptı Kübra.
“Seçtiğim şeyi değiştirmek istersem ne olur?”
“O zaman da başka bir şeyi seçmiş olursun. Mesela
ben gezi dedim, sen lunaparkı seçtin, doğru mu? Başka bir yere de gitmek
isteyebilirdin. Sonra acıktım dedin, ne yiyelim dedim. Sen bir seçim yaptın,
hamburger. Başka bir yiyecek de seçebilirdin. Sabah evden çıkarken pembe
hırkanı giymeyi istedin öyle değil mi?
“Bazen seçmiyorum sadece annemin dediğini
yapıyorum. Uyku saatime, ders çalışmama, banyo saatime ve yiyeceğim yemeğe o
karar veriyor.”
Babası
gülümsedi: “Zamanla her şeyi kendin
seçeceksin merak etme! Hatta bazen annem keşke benim için bir karar verse
diyeceksin! Büyüdükçe insan hayatının sorumluluğunu kendisi almaya başlıyor. O
zaman da karar alanları artıyor. Sen de ilerde mesleğini, eşini, arkadaşlarını,
yaşayacağın yeri kendin seçeceksin. Hayatta mutlu veya mutsuz olmanı, yanlışa
ya da doğruya yönelmeni bu seçimlerin belirleyecek. Bu yüzden seçim çok kıymetli
kızım. Seçtiğin şeyin ne olduğunu anlamalı ve iyi bilmelisin.”
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “Karar vermeden önce belirsizliği ortadan
kaldırman gerekir.”
Doğru bir
seçim yapabilmek için önceden araştırmak gerekir. Belirsizlikte karar verilmez.
Karar verince de seçimlerinin sonuçlarına razı olmalıdır insan. Kararı karar
yapan, o karar için neleri göze alındığıdır. Oysa insan seçim yaparken
harcayacağı emeğinden çok, kazanacaklarına bakar. Doktor olma hayalimizin
içinde beyaz gömlek, şık bir muayenehane, adımızın önünde yazacak ona “Dr.”
unvanı ve kazanacağımız para vardır çoğu zaman. Ama uzun sürecek okul
yıllarını, bitmez tükenmez sınavları, uykusuz nöbetleri, mecburi hizmetleri
düşünmeyiz.
İnsan
seçimlerini, sonunda elde edeceklerini düşünerek yapar. Oysa asıl bakması
gereken, yaptığı seçimle ondan neyin çıkacağıdır.
O zaman
seçenekleri değerlendirirken, daha gerçekçi olalım. Gülü koparmaya niyet
edenin, dikeni hesaplaması gerekir çünkü.
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Kaleminize sağlık...
Emeğinize sağlık 🌼