BİR TEMİZLİK MESELESİ
Bir temizlik
meselesi ile tüm mahallede gündem
olmuştu. Gülsüm Hanım’ın astığı çamaşırları, evinin temizliğini konuşurdu.
Titizliği ve elinin çabukluğu ile nam salmıştı. Neredeyse her gün evi siler
süpürür, dört haftada bir tüm perdeleri yıkardı. “Amaan Gülsüm Hanım! Hiç acımıyor musun canına?” diye eleştireni
de çoktu ama kimseyi dinlemezdi.
İki gün önce
beli tutulmuştu, ama ne tutulma, kıpırdayamıyordu. İğne, ilaç derken biraz
hafiflemişti ağrısı ama doktorun kesin emri vardı, temizlik yapamazdı. Mecburen
kızından yardım isteyecekti, “Sevinç,
kızım bugün okulun yok şu evi bir temizleyelim.” Kızına olan düşkünlüğünü
bilmeyen yoktu Gülsüm Hanım’ın. “Kız
olsun da çamurdan olsun!” diye söylerdi. Fakat yaptığı hiçbir işi beğenmez,
onu dikkatsiz, beceriksiz ve yavaş bulurdu.
Sevinç aslında
lise son sınıftaydı, annesi ne dese yapmaya çalışırdı. Ama canından bezmişti,
ne yapsa hiçbir yaptığı makbule geçmiyordu. Yine de annesine itiraz etmedi.
Hatta onu güldürmeye çalışarak, “Eveet!
bir başka temizlik gününe daha hoş geldiniz!” dedi Sevinç. “Şımarıklık yapma!” dedi Gülsüm hanım,
yattığı yerden. “Bu sefer hiçbir şeye karışmayacağım,
bakalım nasıl yapacaksın?” diye ekledi.
Sevinç içinden “Bakalım karışmadan kaç
saniye dayanacaksın?” diye geçirdi.
Bu sahneleri daha önce çok yaşamışlardı. Sevinç ne zaman elini bir işe atsa, annesi “O öyle olur mu? O iş öyle yapılır mı? Elin de işe hiç yakışmıyor! Ben sana böyle mi öğrettim?” Cümleleri aynı sırayla çıkardı ağzından.
İşte sorun tam
da buydu; annesi ona bir şey öğretmiyordu aslında. Daha doğrusu öğrenmesine fırsat vermiyordu.
Yine aynısı
oldu, daha on dakika geçmemişti. Sevinç, büfenin tozlarını almaya yeni
başlamıştı. “Kızım o bez öyle yıkanır
mı?” deyip, yattığı yerden kalkmaya çalıştı Gülsüm Hanım. Ama belindeki
ağrı onu durdurdu. O acı ve kızgınlıkla, “Ben
böyle olmasam, sana hiç yap demezdim ama ne yapayım!”
Bu sözler
aslında ebeveynlerden sıkça duyulan sözler. Özellikle de mükemmeli arayan
ebeveynlerden. Oysa insan, hata yapa yapa öğrenir. Birini yetiştirmenin altın
kuralı, onun o işi yapmasına fırsat vermektir. Elbette insan, bir şeyi bir anda
öğrenemez. Kim, bir kerede en iyisini yapacak seviyeye gelebilmiş ki?
Oysa insan
yetiştirmek; zaman ister, emek ister, sabır ister.
Hedef insan
yetiştirmekse:
·
Önce yöntem gösterilmelidir. “O iş en kolay nasıl yapılır?”
·
Sonra küçük bir adımla başlatmak ve başarabileceğine dair yüreklendirmek gerekir.
·
Biraz zorlanmasına izin vermek ve müdahale etmek
için de acele etmemek. Çünkü insan zorlandığı yerde çözüm üretmeye çalışır.
Böylece irdelemeyi öğrenir, o olayın artısını eksisi ile düşünmeye başlar.
Ama çoğu zaman
insana bir başkasını yetiştirmek zor gelir. Daha da kötüsü, o işi en iyi
kendinin yapacağına inanmaktır. “Ben
yapsam; daha iyisini daha çabuk yaparım!” der.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Etrafındaki insanları yetiştirmezsen,
onların problemlerini sen çözmek zorunda kalırsın.”
İnsanın bu
hayatta yetiştirmek zorunda olduğu o kadar fazla kişi var ki. Eşi, çocuğu,
kendisi, müşterisi... Evet, insan müşterisini bile yetiştirir. Böylece nasıl
doğru alışveriş yapmalı, onu gösterir. Çünkü mutlu olan müşteri, tekrar gelecek
demektir. Bir müşteriye mal satmak
güzeldir ama ihtiyacı olan malı satmak daha güzeldir.
Tıpkı, bir
çocuğa iş bulmak veya iş açmak gibi. Bunların ikisi de güzeldir ama kendi işini
kuran bir çocuk yetiştirmek daha güzeldir. Ya da çocuğa düğün yapmak güzeldir
ama kendi düğününü yapacak bir çocuk yetiştirmek daha güzeldir.
İşte o zaman, insanın
etrafa baktığında gördükleri farklılaşır. Devamlı destek olması gereken
insanları değil, yetişmesine katkı sağladığı ve karşılığında da hayır gördüğü
insanlar görür.
Bu karşılık insanın
zorlanmasına, zaman harcamasına ve sabretmesine değmez mi?
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Kaleminize sağlık…
Teşekkürler bu güzel yazı için.
Emeğinize sağlık :)
Kaleminize sağlık 🌸