ŞÜKRAN…
“Şükran,
adım Şükran, şükretmekten Şükran…” derdi soranlara. Hikayesini anlatmayı
severdi Şükran.
Aile soyadının son neferi olduğu
için, erkek çocuk doğmasını bekleyen çoktu. Ebe eve gelmişti, doğumu
yaptırdıktan sonra müjdesini verip gitti. Baba içeri girdiğinde eşi dahil diğer
aile fertlerinin halini ve yüz ifadesini görünce yedinci kız babası olduğunu
anladı. Sitemden öte biraz sert bir tonla ‘Hangi sonucu beğenmediniz?’ dedi.
“Bir çocuğun dünyaya gelişini mi?”
“Anne ve çocuğun sağlıklı, doğumun da sorunsuz
geçmiş olmasını mı?”
“Buna üzülecek kadar, hayatınızda üzülecek bir
şeyin olmayışına mı?”
Her zaman konuşmayan ama
konuştuğunda da herkesi etkileyen bir tarzı vardı babasının. Daha tanımadan
gelişine şükreden bir babanın olması, hep iyi hissettirirdi. Büyüdüğünde de
annesinden daha yakın hissetmesinin altında yatan belki de buydu. Erken veda
etmişlerdi ona. Ama hayatı boyunca destek sağlayacak olan güveni, her durumda
kullanabileceği yitmeyen umudu, yaşam sevincini miras bırakmıştı ismini koyarak
“Şükran…”
Bir anda odanın havası değişti.
Biri öksürdü, biri oturuşunu değiştirdi, biri kalktı, birileri başını önüne
eğdi. ”Şükredin” dedi. “Şükredin.” “Size verilene önce şükredin, sonra misafir
edin, sonra da içinizde demleyin. En son neden verildiğini ve ne öğrenmeniz
gerektiğini düşünebildiğiniz için de şükredin. Zor geldiyse yine şükredin ve
sabır isteyin. Sizi yaratan sizden yana, size zulmeder mi?”
Halası bunları yıllarca uzun uzun
anlatırdı. Hem kardeşini över hem şükretmeye teşvik eder hem de dinleyici
bulmanın keyfini sürerdi.
Sahi şükredebiliyor olmak bir
tercih miydi? İnsan şükretmeyi seçer miydi? Her şey zaten şükre layık değil
miydi? Neden bu kadar normalleşmişti, hatta ne zaman bu kadar normalleşmişti
sahip olunan her şey? İmkânlar arttıkça mı? İnsan kendini güçlü sandığında mı?
Bu imkânları ve gücü kendinden sandığında mı? Üzücüydü belki ama yine
öğreticiydi. Tam da Türkçe öğretmeninin
dediği gibi ”En kötü örnek bile nasıl olunmayacağını öğretir insana.” Yani öğrenmeye
talip olana her şey öğretmendi. Öğrenmeyi sever, öğrendiğini hayata geçirmeye
gayret ederdi Şükran. Bu da babasından geçmişti. Fayda vermeyen bilgi akla
yüktü çünkü.
Duyduğunu bildim zanneden,
öğrenmeye kibir eden ne öğrenebilirdi ki? İnsan yerinde sayabilir miydi?
Hayatta boşluk var mıydı? Tekrarlayan hatalar, düzeltmekle kaybedilen zamanlar,
kime yöneleceği bilinmeyen kızgınlıklar, hataların getirdiği öfkeler,
gerginlikler, ardı gelmeyen şikâyetler ve nihayet nankörlükler…
“Ya şükrederek ya şikâyet edip
küfrederek geçer bu hayat.” derdi.
Şükretmeyince, tüm bunları veren şükre
layık değil miydi?
Aldığı nefesi vermeye, verdiği
nefsi almaya, kaldırdığı eli havada tutmaya gücü yetmeyen insan değil miydi?
Hepsi verenin hikmeti, nimeti.
Bunlara şükredilmez mi?
Aynısı hayvanda da var.
İnsanı farklı kılan, şükretmesini
sağlayan neydi?
Görmesi, duyması, tatması ya da
dokunması mı? Hayır, hiçbiri.
Şükretmeyi ya da etmemeyi seçen iradesiydi.
Şükre layık olan zaten
beklentisizdi. Öyle olsa irade verir miydi? İster şükret ister küfret der
miydi?
“Seç!” dedi. “İyi olanı ayrıştır ve
hakkını ver.”
Şükret, teşekkür et, yormadan, yorulmadan, her şeyin şükre layık olduğunu
unutmadan…
Keşke fark etseydi insan; canı
yanmadan, var olanı kaybetmeden…
Emanetin farkında olsa, tatmin
olsa veya olmasa da…
Her şeyin şükre layık olduğunu
bilseydi, bildiklerinin de hakkını verebilseydi…
Keşke fark etseydi insan…
Keşke şükredebilseydi…
Keşke şükredebilseydi…
“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Ne güzel bir ifade, çok samimi, çok içimize sinen …
“Şükredin.” “Size verilene önce şükredin,
sonra misafir edin,
sonra da içinizde demleyin.”
Çok derin ve çok keyifli...
Kaleminize sağlık...
Keşke fark etseydi insan…
Çünkü şükürdür insanı nankörlükten koruyan...
Ne güzel yazılmış, insanın iradesi şükretmeyi veya şükretmemeyi seçen…
Kaleminize sağlık 🌸
İnsan kendisine verilen hangi sonucu beğenmiyor? üzerine çok düşünmek gerekli.
İnsana teşekkür etmeyenin, RAB bine şükrü yoktur.
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. ��
Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷