Oyun Başlasın!

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Oyun Başlasın! 

-Oyun başlasın! Hadi...

-Tamam abi ne yapıyoruz? Nasıl başlıyor bu oyun? 

-Oyun başladığında asansörden çık abi, sağ tarafta masanın üzerindeki eşyaları göreceksin. Sayfaları yırtılmış olan bir not defteri var masada. Buzdolabının üstünde bir fotoğraf var. Bunlardan ipuçları toplayacaksın. Yerde balık var gördün mü? Akvaryumdan düşmüş ama hala canlı. Balığı akvaryuma koyabilir veya yerde bırakabilirsin. Ona sen karar ver sonra ipuçlarını aramaya git.

-Ne oluyor balığı akvaryuma geri koyunca?

-Sen önce seç ne yapacağını, oyunun ilerisinde görürsün. 

Emre arkadaşı Selim’in haftalarca bahsettiği oyunu denemek için onlara gitmişti. Normalde çok oyun oynayan biri değildi ama arkadaşı bu oyunu anlata anlata bitirememişti. “Ben de çok oynamıyorum biliyorsun zaten ama bu oyunda bir hikâye var.” diyerek onu ikna etmişti.  

-Oyunda yapay zekâ robotlar var. İnsanlar onları ev işlerinde, bahçe ya da ofis işlerinde kullanıyor ve çalıştırıyor. Bu robotlar aynı insan gibi görünüyor. Normalde hep insanların faydasına kullanılıyorlar ama bozulunca da tehlikeli olmaya başlıyorlar. İşte senin oyun karakterin de bozulan bir robottan evin küçük kızını kurtaracak. Balkona bak orada küçük kızı camdan atacağını söylüyor gördün mü?

Emre yerdeki balığı akvaryuma geri koyarak oyuna başladı. Odadaki ipuçlarını toplamaya koyuldu. Bir kaç şeye baktıktan sonra balkona yaklaştı. 

Arkadaşı Selim hemen oyunu durdurdu; 

-Bekle! Hemen olayın içine girme!

-Tamam, baktım birkaç şeye, balığı da aldım geri koydum.

-Biraz daha ipucu topla.

-Tamam, ama neden ki?

-Çünkü yapay zekâyı ikna etmen için onu tanıman lazım. Ve onunla uzlaşmaya çalışırken bu ipuçları işine yarayacak.

-O an bir şeyleri seçerim işte. Oyun bu gerçek hayat değil ya, ne olacak sanki.

Emre haklıydı nasıl olsa bu bir oyundu, olmazsa en kötüsü yeniden başlardı. 

-Hayır, öyle olmuyor ama. Eğer onu ikna edebilirsen çocuğu kurtarabilirsin yoksa ilerleyemezsin.

Emre yine de karakterini balkona yönlendirdi. Şimdi yapay zekâ ile karşı karşıyaydı. Önüne iki seçenek çıktı ama biri kilitliydi seçemiyordu. İlk şık “Ben polisim, hemen kızı bırak!” ikincisi ise “Sana yardım etmeye geldim.”  

-Neden ikincisini seçemiyorum? 

-Çünkü onu seçebilmen için yeterli ipucu toplamadın. Ben dedim sana! 

Mecbur birinci şıkkı seçti. Bu seçeneği seçtiğinde de robot kızla beraber binadan atladı.

-Bak işte çok acele ettin! Öncesinde ipuçlarını toplamadığında yeni diyaloglar açılmıyor ve ikna edemiyorsun. Tekrar oynayalım ama bu sefer dikkatli oyna çünkü oyunun başında yaptıkların oyunu kazanıp kazanamayacağını belirliyor. Başta balığı akvaryuma koydun ya işte o hareketin yapay zekâyı ikna etme ihtimalini arttırmıştı aslında.

Emre bu sefer daha dikkatli ipuçlarını gözlemledi ve rehineyi kurtarabildi. Oyun bitince saate baktı epey geç olmuştu. Annesi merak edecekti. Daha sonra oyuna devam etmek üzere arkadaşına veda edip eve doğru yürümeye başladı. Selim ile Emre çok uzak oturmuyorlardı. Eve doğru yürürken düşüncelere daldı. Acaba hayatta da yaptığımız her hareket karşılaşacağımız sonuçları değiştiriyor muydu?  

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Çöpün yanından geçerken yerdeki yenmiş çikolata paketine gitti gözü. 

-Şimdi ben bunu kaldırınca annem beni nerde kaldın diye azarlamayacak mı? Keşke…

Bir umut çikolata kâğıdını aldı ve çöpe attı. 

İnsan, yaptığı ufacık bir davranışın bile karşılaşacağı olaylarda etkisinin olacağını fark edemez. 

Deneyimsel tasarım öğretisi der ki; “Yapılan olumlu ya da olumsuz davranışların sonucu insanın karşısına hemen çıkmaz. Fakat insan sonuçlarda acelecidir.”  

Düzenli ders çalışmaya başlayan öğrencinin denemelerdeki sonucu hemen yükselmez. Buna rağmen vazgeçmediğinde bir süre sonra sonuçlarını görmeye başlar. İnsanın kontrolünde olan tek şey istediği sonuçlar için sebepleri oluşturmak bu arada da sonuca takılmamaktır. Sınava girmeden önce ne kadar çalıştıysan, hangi keyiflerden vazgeçtiysen, nelere sabır gösterip, nerelerde kendini geliştirdiysen sınav zamanı geldiğinde tüm bu yaptıkların ve sakındıkların sonucu etkileyecektir. İnsan daha sınav baskısı gelmeden nasıl sebepler oluşturduysa baskı anında da ona göre hareket eder. Bu nedenle yaptığımız en ufak bir hareketin bile nerede karşımıza çıkacağını, bize nasıl döneceğini bilemeyiz. Yeniden başlatamayacağımız bu hayatta; başarılı olmanın yolu sonuçlarda aceleci olmadan doğru sebeplerde ısrarcı olmaktan geçer.  

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu




Yorumlar

Adsız dedi ki…
Sade ve anlaşılır, çok teşekkür ederim
Meryem M. dedi ki…
Çok doğru en ufak seçimimizin, en detayda bir hareketin hayatımızda bir karşılığı var gerçekten. Sadece o konu ile ilgili değil genel olarak hayatımızda neleri daha iyi yapmaya çalışıyoruz buna bakmalıyız.
Ömer dedi ki…
'İnsan, yaptığı ufacık bir davranışın bile karşılaşacağı olaylarda etkisinin olacağını fark edemez.
tarçınlıcevizli dedi ki…
Robotu ikna için bile tanımaya, ipucuna ihtiyaç var :)
E.U dedi ki…
İnsanoğlu çok sonuç odaklı maalesef.. Keşke sonuçla ilgilendiğimiz kadar sebeplere konsantre olsak..
Keleminize sağlık 🌸
Adsız dedi ki…
Çok güzel ve öğretici bir yazı. 👏🏽👏🏽👏🏽
Emel dedi ki…
Sebepler senin alanınken insanın bunu unutup sonuca takılması hayatı kendine zorlaştırması...
Sibel B dedi ki…
Balığı yerden kaldırmak, ikna edeceğin kişiyi ywterince tanımak, aceleci olmamak... çok güzel ve düşündürücü bir yazı kaleminize sağlık
Emel dedi ki…
insan sonuca takıldığı sürece, asıl yapması gereken sebepleri hiç göremeyecek ve dolayısıyla o elde etmek istediği sonucu da hiç elde edemeyecek... Tam bir kısır döngü yani sonuç isterken sonuçtan olmak... O zaman dikkatimiz nerede olmalı? Kontrolümüzde olan alanda yani sebeplerde... :)
Adsız dedi ki…
çok güzel anlatılmış, insan neyin neden olduğunu anlayamadığı için, ezbere yaşıyor..ama her hareketimiz ne kadar önemli, kaleminize sağlık..
HY