Bekliyoruz İşte...
Yarı ayakta, yarı uyuyarak...
Ayaktayken, başka şeylerle oyalanarak … Düşünmemeye çalışarak, gündelik
meselelere dalarak sınav sonucunun açıklanma gününü bekliyorduk.
Kolay değil, başka bir hayata başlanacak bundan sonra. Ama sürecin başında bu kadar
önemli olduğunu fark etmiş miydik?
Küçüklükten beri
sorulur; “Büyüdüğünde ne olacaksın?” diye. Her çocuk kendince bildiği bir
mesleği söyler. Kimi doktor, kimi itfaiyeci, kimi anne, kimi öğretmen.
Kendisine kimi örnek aldıysa, ya da huyuna, meyline, direncine, trendine ve
isteklerine göre bir seçim yapar. Kimisi, “Öğretmenler her şeyi bilir.” diye
düşünürken, kimi ise öğretmenleri herkes sever diye öğretmen olmak ister. Sürenin
başında karar vermiş olanlar çok azdır. Çoğunluk kararsız, geleceğe başıboş
koşar. Hadi çocukluk neyse de ergenlikten sonra da aynı sebepleri, daha
bilinçsizce tüm yaşantısına yayar. Böylece yıllar geçer, orta okul biter
düşünmeden. Lise yılları zaten deli dolu geçirmek için varmış gibi akıp gider.
Ve sonunda sınavın sonucunu beklemeye başlar insan.
Ama ne öğrenci ne de veli, sınavın
sonucunu beklerken ki heyecanını, sınava hazırlanırken hissetmez.
Bazısı hedef koyar, çalışır. Oluşturduğu sebeplere göre ya hedefine ulaşır ya da
çok yaklaşır. Ebeveynleri ise kendi meseleleriyle ilgilenmekten çocuğun
sürecine ilgisizdir.
Bazı çocuk ise, hedef koyar ebeveynleri
de çocuğun hedefine ulaşmasında destekçidir. Bunlar da ya ulaşır ya çok
yaklaşır ama bunların sayısı azdır.
Bazı çocuklar hedefsizdir ve ne yazık
ki, insanların çoğunun olduğu gibi bu çocuklar da sınavda hüsrana
uğrar.
Bazıları hedefim var der ama bedelini
ödemez.
Bazıları hedefi de bedeli de yanlış
yere koyar.
Bazısı isteklerini yönetemez…
Bazısı da her şeyi ister…
Öyle ya da böyle, istese ya da
istemese de her çocuk bir sınavdan geçer.
Sınava hazırlıklı olan sınav
günü daha rahat olur, endişelenir ama bilinci kapanmaz. Sınava
hiç hazırlanmayan ya hafife alır, kendini kandırır ya da korkar karnını
ağrıtır. Sonuçta her insan bir zamanlar, bir yerlerde sınavdan geçer. Nihayetinde akıbetini bekler.
Sınavsız girenler vardır, onlar daha öykünün başında doğru cevap verenlerdir. Yani çocuk zaten okulda her konuda başarılıdır. Dersleri, ilişkileri, paylaşımları, sorumluluk anlayışı ve daha pek çok özelliği bu çocuğun diğerlerine göre çok az bozulacağının delilidir. İşte o zaman, onu sınavsız, burslu olarak en güzel üniversiteler alıverir. Onlar en güzel yerlere yerleşirler. Çünkü o kişinin bir amacı ve o amaca uyumlu hedefi vardır. Amacını unutmadan yoluna devam eder.
Sınav sonucunu alıp da
hüsrana uğrayanlar ise yeniden sınava hazırlanmak ister. Onlar
için durum biraz daha zorlaşmıştır. Eğer hatalarından ders çıkarmaz, kendinden
ve çevresinden deneyim transferi almazsa yeniden onu bir hüsran beklemeyecek
mi? Bu sefer kesin kazanacağım demekle sınav kazanılır mı? Sınavda
başarılı olabilmek için; “Ne sınavına giriyoruz, neden giriyoruz
ve nasıl hazırlanıp o sınava girmeliyiz?” sorularına cevap
bulmalı değil mi? Başka bir deyişle; önce ne olmak istiyor, neden olmak istiyor
ve nasıl olabilecek sorularını çözmek gerekir. Bu soruları; net, tutarlı ve
detaydan bütüne çıkarak çözemediğinde hareket etmesi zor olacaktır.
Peki Neden Zor
Olacak?
Henüz kim olmak, ne olmak istediğini bilmeden nasıl bir şey olabilir ki?
Hangi kariyer bir insan için en iyisidir?
Otuz veya daha fazla, kim bilir kaç
yıl boyunca hayatını şekillendirecek bir seçim yaparken, isteyerek, severek,
acısına tatlısına göğüs gererek bedel ödeyeceğini bilmek kolaylaştırmaz mı ön
hazırlığı?
O zaman;
Neyi neden istediğini bilmek,
Neyi neden yapacağını bilmek,
Ödeyeceği her bedelin onu mutlu ve
başarılı bir insana dönüştüreceğini bilerek her bedeli hasretle beklemek,
O zaman sebeplere odaklanmak,
Sonuç eninde sonunda açıklanacak, o
sonuç için neler yapabileceğine bakmak,
Bazen işler yolunda gitmese de düşse de
kalkabilmek,
Bazen üzerine bir yorgunluk çökse de yorulsa
da yılmamak,
Ve tüm bunları keyifle yapmak,
Bedeli yaymak,
Sadece kendinin değil, başkalarının da
ihtiyaçlarına odaklanmak,
Gülümsemek,
Gülümsedikçe güzelleşmek,
Ve bunca severek ödenen bedelden
sonra, açıklanan sonuca kanaat etmek…
Bekliyoruz işte sonucu. Ne kadar çok bedel, oluşturulmuş sebep olursa olsun, alınacak sonucun karşılığı asla ödenememiş olarak...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Elinize sağlık...