Nasıl Anlaşamıyoruz?
O kadar da açıkladım tane tane, yazarak çizerek,
örnek vererek yine de ne o benim söylediğimi anladı ne de ben onun ne demek
istediğini anladım…
İnsan ne kadar çaresiz kalıyor bazı durumlarda. Birisine bir şey öğretmek zorunda kaldığında, evladını yetiştirmesi
gerektiğinde, çok önemli bir görevi birisine devretmek zorundayken o
yapılması gereken işi anlamadığında...
Başka ülkeye gidiyoruz, gittiğimiz yerin dilini
bilmesek bile derdimizi anlatabiliyoruz ama dibimizdekine derdimizi
anlatamıyoruz.
Kısaca sürekli konuşuyoruz, konuşuyoruz ama
anlaşamıyoruz. Neden?
“Ben söyleyeceğimi söyledim o da anlasaymış” dediğimizde konuyu çözmüş oluyor muyuz? Anda baktığımızda o an için “tamam
anladım” dese de ortaya çıkarılan içi gördüğümüzde aslında hiç anlaşılamadığını
fark edebiliyor insan.
İnsan kurduğu ilişkilerde, iletişimde ya yetişendir
ya da yetiştiren.
Peki nasıl yetiştiren olur insan?
Çırağını yetiştirirken, nasıl iş yapılır, müşteri ile nasıl ilişki kurulur, para nasıl kazanılır? Çocuğunu yetiştirirken ona
sunmak istediği hayalindeki hayata değil de, gerçek hayata nasıl hazırlar?
Farkı fark eden ilişkiyi yönetir
bu hayatta.
İnsan önce kendini tanımalı “ben neyi nasıl ifade
ediyorum?”
Sonra ilişkide olduğu insanlar kim? Neyi, nasıl
anlıyor, nasıl tepki veriyorlar?
Gerçek ilişki kurmak, ilişkiyi yöneten olmak için önce farklılıkları bilmek gerekiyor.
“Benden farklı olan bana ne anlatıyor? Ben
ona derdimi nasıl anlatırım?”
Deneyimsel Öğreti der ki; “Kendi sahnenin başrolü
sensin!”
Peki karşıdaki kim?
Bunu öğrenmenin elbette bir yöntemi var.
Tesadüfen mi oluyor tüm bunlar?
Hiç “Bu hayatın gerçeği ne?” diye merak eder mi insan?
Evet insan önce kendini tanımalı, sonra muhatabını.
Muhatabını tanırsa verdiği tepkiler değişir,
Beklentileri değişir,
Mutluluğu koyduğu yer değişir.
Kimi razı ettiğini bilirse takılmaz ayrıntılara geçer...
Öyle zaman gibi...
Öyleyse kendini ve Hayatı tanımak iyi olmaz mı?
Yorumlar
Öyle zaman gibi... emeğinize sağlık ✨🌸
Çok keyifli bir yazı
Ellerinize sağlık