Başını Alıp Gitmek Mümkün mü?
“Yeter artık, bıktım bu insanlardan!" Kimisi öyle der, kimisi böyle. Çoğu insan kendi dedikleri olsun ister. Ben de gidip bir dağ başında yaşamak istiyorum. Kendi kendime daha mutlu olurum diye düşünüyorum. Etrafımda yalan söyleyen yok, dedikodu yapan yok... Bana "Şunu yap, bunu yap.” diyen yok. hem kendime daha çok zaman ayırabilirim.
İyi de kimsenin olmadığı yerde nasıl anlayacak insan?
Sabırlı mı?
Samimi mi?
Dürüst mü?
Marifetli mi?
Öğüt verebilen mi?
Öğüt alabilen mi?
Kim gösterecek insana doğru yönde mi yoksa yanlış yönde mi?
Sadece dünya için değil tüm zamanlar için de ihtiyaç var insana.
Deneyimsel Öğreti der ki; “İnsan zihni kıyasla çalışır.”
Peki yakınlarında insanlar olmazsa , nasıl kıyaslayacak?
Sınavını nasıl anlayacak karşıdaki sahneye bakmayınca…
Sevilmese olur mu ya da saygı duyulmasa?
Ya da birileri aramasa olur mu?
“Bıktım!” dediğimiz insanlar bir süre aramadığında
neden merak ediyoruz o zaman?
Neden sitem ediyoruz beni aramıyorlar diye?
Bir de dön bak kendine,
Ekmeği yapıyorsun ama una ihtiyacın var.
Çamaşırı yıkıyorsun ama deterjana ihtiyacın var.
Eskidiğinde kıyafete, yırtıldığında da ayakkabıya...
Hepsini üretebilir mi insan tek başına? Gerçekten yapabilir mi?
O zaman anlarız ki muhtacız iletişime,
Muhtacız ilişkiye.
Peki neden bize muhtaçlık verildi ki?
Bizi Yaratanın gücü yok muydu bizi eksiksiz
yaratmaya?
Her bir şeyi yanı başımıza koymaya...
Niye birinin yetiştirdiği sebzeye ihtiyacım var?
Birilerinin de benim ürettiğim ayakkabıya...
Neden insanın sayılmaya, sevilmeye ihtiyacı var?
Acaba sistem beni neye zorluyor?
Bu kadar muhtaç yaratılmışken insanoğlunun nedendir problemden kaçışı?
İletişim kurmaktan, ilişki kurmaktan kaçınmak neden?
Dağın başında bir başına kalmak tercih sebebi
olurken,
Neden olduğun yerde taşın altına elini koymak insana
zor gelir?
Oysa değil miydik ki daha düne kadar misafiri
gitmesin diye ayakkabısını saklayan samimi insanlar.
Samimiyetin azalması mıydı, insanının herkesten uzak
yaşama isteğinin nedeni?
Deneyimsel Öğreti der ki; “İnsanın davranışıyla, niyeti aynı olduğunda daha samimi, güçlü ilişkiler kurar.”
Bakıyorum etrafa söylediğiyle davranışları
tutarsız insanlar var.
“Eee ne bu şimdi, yine ben mi çekiyorum kendime
böyle insanları?”
“O ne yaptı, bu ne yaptı ki benim için?”
Yine beklenti, yine şikâyet ederken bulur kendini...
Peki karşıma çıkan insanlar, bana bir şeyler
anlatmak istiyor olabilir miydi?
Kusursuzca işleyen kuralları yine yok saymıştı.
Şunu çok iyi öğrenmeliydi. “Dış dünyadan bekleyen mutsuz oluyordu.
İnsanın beklentisi kendinden olmalıydı.”
Son zamanlarda yine bencilleştiğini fark etti.
Düşünmeden edemedi.
“Ben etrafımdakiler için ne yaptım ki?” dedi kendi
kendine.
Bu soru bir nebze olsun kendine getirmişti.
Deneyimsel Öğreti der ki; “İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir.”
Peki dağ başında kimin, nasıl ihtiyacını
görebilirsin?
Çözüm kaçmak mı?
Kalıp yüzleşmek mi?
Çabalamak mı?
Mücadele etmek mi?
İnsanlar problem çözdükçe güçlenir, marifet kazanır.
Kaçmadığında, problemlerle yüzleştiğinde “Yeter
artık, bıktım bu insanlardan!” diyenlerden değil, “Nasıl yardımcı olabilirim?”
diyene dönüşür insan...
Veee şikâyet edenden çözüm bulana...
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Teşekkürler
HY
İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir…
Be güzel bir strateji . Oysa insan sadece kendi ihtaçlarına isteklerine odaklanır. Bilmez ki çözüm tam zıttında …✨