Yokuşun Sonu Mutluluksa...
İnsan bazen güzelliklerle karşılaşır kendine fayda vermeyen...
Ya da faydalarla karşılaşır ama güzellik sunmayan...
Bazen davranışlar süslüdür,
Bazen sözler çok süslüdür, bazen övgü bile çok güzeldir.
Sonra? Neye ulaştırır insanı?
Hangi yaramız diner?
Gerçekten anlayanlar,
Gerçekten dinleyenler,
Gerçekten anlatanlar...
Hangisi daha iyidir?
Bazen iyi olandır yokuş yukarı çıkmak...
Herkesin çok yardım ediyormuş gibi göründüğü yerde, gerçekten yardım etmek demektir.
Gösteriş yapmak değil de gizli gizli ihtiyaç
gidermek...
Gizlidir sarp yokuş ama çok kıymetlidir.
Herkesin konuşmak istediği yerde, popüler olan da bu olduğu halde,
Dinleyen kişi, sarp yokuşu seçen kişi aslında.
Herkes çokça almak isterken, sahip olmak isterken...
Çocuk büyütmek değil de yetiştirmek,
Kendine yetmezken ihtiyacı olan biriyle
paylaşmak,
Esasında ihtiyaç gören olmak, sarp yokuş
tırmanmaktır.
Düzlüğe gelince bir bakar ki, kendisinin ihtiyaçları giderilmiştir aslında.
Çünkü, İhtiyaç karşılayanın ihtiyacı
karşılanır.
İnsan zorlandığı her işte yokuş tırmanıyor gibi yorulur.
Bedel ödemek, hasta
bir yakınla ilgilenmek.
Üstelik de herkes gezip eğlenirken, anlık
hazlara dalmışken...
Birinin derdiyle ilgili onun yükünü alabilmek,
Üstüne bunu bir de güzel yapmak. Kırmadan,
başa kakmadan...
İnsan ancak yokuşu kabul edip bedeline razı olduğunda daha yukarı çıkmayı hak edebilir.
Yokuşu çıkmaya razı olmayan, o çabayı göstermeyen, yüksekleri nasıl görebilir?
İyi şeyler yapmak yokuş yukarı çıkmaktır.
Ancak zor olanı iyi şeyleri güzel yapmak sarp yokuşu
çıkmaktır.
Zoru göğüslemek için nedenleri çoktur.
Çünkü nedenleri kadar güçlü durur, nedenleri kadar adımlarının sürekliliği olur.
Gerçek sebepler olmadan,
Hangi yolu seçmeye güç yeter?
Her insanın karşısına daima iki yol çıkar.
Her seçim bir tercih bir de vazgeçiş öyküsü
yazar.
İnsan yaptığı seçimlerle bazen geldiği yere
geri döner.
Bazen geldiğinden daha aşağı bir yere çıkmıştır.
Elleri bomboş...
Bazen de dününden çok daha iyi olacağı bir
yere çıkıverir.
Her şey bir seçimle olur.
Peki hangi seçimler yüzleri güldürür?
Doğru mu bu, güzel
mi bir de?
Yani iyiliğe göre...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, "İnsan yalnızca doğruyu seçerek iyiye
varmaz."
Çünkü iyilik için, doğru ve güzel gerekir,
bir arada.
Öyleyse nedir sarp yokuş?
O belde gibi, güvenilir olmaktır.
Sağı solu belli olmaz onun, diye anılanlardan
değil.
Vereceği tepkilerle tutarlı olandır.
Böylece güvenir insanlar, böylece emin
hisseder yanında.
Öyleyse nedir sarp yokuş?
Tüm bu yokuş çıkmalara rağmen;
İyi iş,
İyi tavsiye,
Doğru bedel ödeme,
İhtiyaç giderme,
Yetiştirme,
Güvenilir olma
Ve avuçlarından akan su misali özgür bırakma…
Nedir sarp yokuş?
Ben çok mal harcadım, diyen gibi olmamaktır.
Çünkü insan ne harcarsa harcasın...
Hayatın ona verdiği kadar verebilmiş midir
hiçbir kimseye?
Hangi verme bununla yarışabilir?
Hangi harcama buna karşılık gelir?
Ki, verdiğini ona kim vermiştir?
Ne harcarsa harcasın,
Kaynağı hayat değil midir?
Öyleyse kim çıkabilir sarp yokuşları?
Sarp yokuşun ne olduğunu bilen,
Mutlu son için harcayan,
Kendi açken başkasını doyuran,
Desteğe ihtiyacı varken, ihtiyacı olanlara
destek olan,
Kendi zorlukları varken başkalarının zorlarını
kolaylaştıran,
Özgürlük için bağımlılıktan kurtulan,
kurtaran,
Geri düşene destek olan,
Yukarı çıkmak isteyeni tutan,
Gerçeğe yakınlaşıp, gerçeğe elini uzatan,
Öyleyse istemez mi?
Yokuşun sonu mutluluksa, insan sarp yokuşları seçmez mi?
Yorumlar