BAYRAM

Hangi toprakta büyüdün sen? Nasıl yeşerdin?

Kimin evladısın?

Nereden geliyor bu hikmet?

Annen mi, baban mı, atan mı?

İmkân mı, ırk mi, aile mi, kariyer mi?

Seni en değerlinin nazarında bu kadar kıymetli yapan ne?

Seni Yaratanın sana verdiği kıymeti fark edebildin mi?

Hiç düşünüp bulmaya çalıştın mı bu soruların cevabını?

Nedir gerçekten cevap?

Bu yaşına kadar ne gördün? Ne düşündün? Ne anladın?

Yaratılanda Yaratıcıyı görebildin mi mesela?

Etrafında bu kadar gerçeği saklayan görüntü varken,

Kulağına çoğunlukla sahte olan fısıldanırken,

Hep elde ettiklerine değer verilirken ama nasıl elde ettiğine bakılmazken,

Hakkı arayıp bulmaya çalıştın mı?

Buldukların var mutlaka, peki nasıl ayırdın gerçekle sahteyi?

Yaratıcının desteğini fark etmedin mi gerçeğe yaklaştıkça?

Hatta sana uyarısı da senin gerçeği bulman için değil miydi?

Belki de o yanlışta debelenip duracaktın. O uyarmasa fark bile etmeyecektin ne yaptığını?

Kim öğretti sana arayıp da bulmayı?

Bir kuşun gagasında,

Bir kelebeğin kanadında,

Bir karıncanın yuvasındaki hazineyi

Ne yedin? Ne içtin? Ne okudun ki?

O sır perdesi aralandı da, sır aşikâr oldu? Sen “buldum!”

Kalın perdeler incecik bir tüle dönüştü.

****

O perde aralansın diye,

Neye akıttın bedelini,

Amacın neydi?

Neyi merak ettin, ne istedin,

O sırada nelerden vazgeçtin,  ne içindi bunca çaba?

Sonra mutlaka hassas davranmış olmalısın irdelerken,

Hak edene hak ettiğini vermiş olmalısın,

Önce Yaratanın varlığını kabul etmiş olmalısın,

En çok da bıkmadan usanmadan, umutla aramış olmalısın o gerçeği…

Tüm bunların sonucu Hak perdenin arasından görünmüştür sana.

Mücadelen kabul edilince…

****

Toprağın ne senin?

Taşlı mı, killi mi, kireçli mi, humuslu mu?

Ne inşa ettin yüreğinde de bitiverdi yemişler,

Etrafındakileri besledin, kendin de beslendin…

Neyin özü, tohumu oldun? Bu bereketi nasıl elde ettin?

Tohumu ben ektim, suyunu verdim, doğru yere koydum ben yetiştirdim demedin değil mi?

Deseydin perdenin arasından gördüklerinle bir yere varamazdın.

Fark ettin mi?

Yaratanı yok sayarsan sana “hak”kı kim fısıldar ki…

****

O zaman bulduğumuz cevaplar yapıp ettiğimizde mi gizli?

Belki de biz bulmadık gerçeği…

Belki de bize onu buldurdular…

Çünkü diğerlerinden farklı olarak…

Önce Yaratanın varlığını kabul ettik…

Samimi ve net olduk!

En sevdiğimizden Yaratıcı için vazgeçtik,

En sevdiğimizi kurban etmeye hazırdık,

Hiç istemedi nefsimiz ama cesaret gösterdik,

Çünkü dayanağımız Rabbimizdi…

En kıymetli için zürriyetinden vazgeçene,

Nasıl bir zürriyet nasip oldu?

Çünkü Rabbi için vazgeçti!

Bil ki;

Her istek bir fedakarlığa gebedir...

Her fedakarlık da bir bayrama...

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu