İnci Tanesi

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

 

İnci Tanesi

İnciiiii hadi kalk artık kızım...

Okula geç kalacaksın.

Akşam yatmak istemiyorsun, sabah kalkmak.

Bak senin en sevdiğin omletten yaptım.

Hadi kalk kahvaltı hazır...

Her gün aynı sahneyi yaşıyorlardı neredeyse. Artık çocuklarının olacağından ümitlerini kestikleri bir zamanda doğan İnci ailenin tek kızıydı. Anneanne ve babaannesi ile dedelerinin de gözbebeğiydi. Sevimliliğinin de payı vardı tabi bu durumda. Bütün aile etrafında pır dönüyordu. Bir dediği iki edilmezdi İnci’nin. “Bir tanecik kızım ister de ben almaz mıyım?” diyordu babası. Ekonomik olarak da hali vakti yerinde bir aile oldukları için el bebek büyütmüşlerdi İnci’yi. Bir isteği yerine getirilmediğinde de yaygarayı koparıyordu. Daha küçük yaşta anne babasını yönetmeyi başarır olmuştu.

Tüm bu imkanlar içerisinde o yataktan kalkıp okula gitmek nasıl mümkün olabilirdi ki? Canı okula gitmek istemediğinde türlü türlü bahaneler bulurdu İnci. Kimi zaman karnım ağrıyor derdi kimi zaman da arkadaşlarından yakınırdı. Okula hazırlanıp evden çıkması uzun zaman alırdı.

Ne annesi ne de babası ona verdikleri zararın henüz farkında değillerdi. İyi imkanlar içerisinde büyüyordu Ancak İnci’nin her geçen gün mutsuzluğu da artıyordu. Böyle devam ederse onu hayata hazırlayabilecekler miydi?

Birçok anne babanın düştüğü tuzağa onlar da düşmüştü. Ne yazık ki farkında değillerdi. Her isteğini yerine getirip hayır diyemedikleri için zamanla onun güçsüzleşmesine sebep oluyorlardı. Verdikleri her imkan onun daha mutsuz olmasına sebep oluyordu. Elindekilerle yetinmesini bilmiyor, daha fazlasını istiyordu.

Bir insanı yetiştiren, olgunlaştıran hayatın içerisinde aldığı sorumluluklarla ilgilidir. Her isteği yerine getirilen birisinin bir marifet elde etmesi mümkün olabilir mi?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: “İnsanı güçlendiren, mutlu olmasını sağlayan şey sunulan imkanlar değildir. İçinde bulunduğu koşullarda yapabildiği ölçüde aldığı sorumluluklardır. Karşılaştığı zorluklar karşısında verdiği emeklerdir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Öyle bir canlı düşünün ki kabuğunun içine giren kum ve toz parçacıklarından inci oluşuyor. İçinde inci oluşmasını sağlayan bu canlı istiridye. İstiridye içine giren yabancı maddeler içerideki yumuşak dokuları tahriş etmeye başlar. Bu tahriş sonucunda, istiridyenin savunma mekanizmaları devreye girer. İstiridye, savunma olarak ‘sedef’ adıyla da bilinen bir tabaka salgılar. Bu tabaka, zamanla istiridye içindeki yabancı maddeyi sarar. Kimi zaman yıllar boyunca devam eden bu süreç sonucunda bugün takılarda kullandığımız, doğanın güzelliğini en iyi şekilde görebildiğimiz inci ortaya çıkar. İnci üzerinde ne kadar fazla tabaka bulunursa inci o kadar değerli olur. İncinin oluşumu bu denli zahmetli bir süreçtir.

İnsan da yaşamı boyunca çeşitli problemlerle karşılaşır. Onları birer inci tanesine çevirecek güç ise insanın kendi içinde saklıdır. Her bir inci tanesi görünürde benzerdir ama detayda birbirinden farklıdır. Tatlı su ve tuzlu su incisinin birbirinden farklı olması gibi. İnsanlar da birbirine benzer ama detayda birbirinden farklıdırlar.

İnsanı geliştiren, kendine özgü kılan da içinde bulunduğu koşullara rağmen sahip olduğu imkanlar değil yapabildikleridir. Çocuklarımızı da bir inci tanesi gibi yetiştirmek için yapabildikleri ölçüde sorumluluk vermek gerekir. Onlara imkan sunarak her istediklerini yapmak yerine destek olmak daha faydalı olacaktır. Böylece hayatın içerisinde sorumluluk almaya başladıkça içerisindeki sedefi ortaya çıkacaktır.  İşte o zaman o kum ve toz parçacıkları inciye dönüşmeye başlayabilir.

İnci gibi çocuklar yetiştirebilmek için, ‘’Haydi! ufak bir sorumlulukla başlamaya…’’


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu




Yorumlar

Adsız dedi ki…
Sorumluluklar insanı guclendiriyor. Söz dinler hale getiriyor. Elinize sağlık
Adsız dedi ki…
Açlık diri tutar tokluk öldürür.
Derya dedi ki…
Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş🥰
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
Çocuğu evlada dönüştüren bedeldir sorumluluktur …
Büşra S.D. dedi ki…
Azı küçümsemeden dünümüz göre ne yapabileceğimizi düşündürten bir yazı olmuş.. kaleminize sağlık
Şükran dedi ki…
İnsanın hayatındaki problemlere bakış açısı değiştikçe çözüm odaklı anlama odaklı stratejiler geliştirdikçe insan toparlanır, öğrenir, güzelleşir, güzelleştirir
Hüsna Şule A. dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌸
Ayşe Budak dedi ki…
Parıl parıl parıldayan inciler çoğalsın 🌸
Adsız dedi ki…
Ne yazık, İncicım ve onun gibi çocuklara. Onları imkanlar içinde boğarak onlara fayda sağladığımızı sanıyoruz ama aslında onlara zarar veriyoruz.
Adsız dedi ki…
Bedelin emekliliği olmaz… ellerinize sağlık…
Sevda dedi ki…
Bir insanı yetiştiren, olgunlaştıran hayatın içerisinde aldığı sorumluluklarla ilgilidir.

Yaratılan herşey hayatının sorumluluğunu aldıkça kiymetleniyor🥰
Büşra dedi ki…
sunulan imkanlar bizi bir yere getirecek şey değildir.. yeterki bunu çözebilelim...
Elif Aydın dedi ki…
Sorumluluk insana şifadır.
Adsız dedi ki…
İnsan da yaşamı boyunca çeşitli problemlerle karşılaşır. Onları birer inci tanesine çevirecek güç ise insanın kendi içinde saklıdır.... Kaleminize sağlık