Şikayet

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Şikâyetin Ötesinde

Gözlerini henüz açamamıştı. Yoğun bir ışık, göz kapaklarından içeri sızıyordu. Annesinin sesi, odanın derinliklerinden duyuluyordu: “Bıktım, usandım artık bu adamdan!” Birden gözlerini açtı ve derin bir nefes aldı. Bir an için bütün gücünü toplamak istedi. Çünkü biraz sonra annesi yanına gelecekti ve dediği gibi oldu:
“32 yıllık evliyiz, artık yeter! Gençliğim, güzel yıllarım heba oldu. Ne gelin olduğumu anladım ne de eş olduğumu. Annesi de böyle, sülalesi de böyle bunun…”
Devamını dinlemedi. Yüzünü yıkamak için odadan çıktı. Şu an babasından bahsediliyordu ancak günün ilerleyen saatlerinde başka bir konu gündeme gelecekti. Annesinin şikayetleri gittikçe artıyordu ve Merve, artık bunları duymak istemiyordu. Bir çözüm bulmaya çalışmıştı hep ama çabaları sonuçsuz kalmıştı. Aksine arada kalmış, ikisinin de sitemleri onu üzmüştü.

Şikâyet çözüm üretmelerine engel oluyordu.

Bir zamanlar Merve de benzer bir durumdaydı. Mutsuz, etrafındakilere suç bulan, sürekli şikâyet eden biriydi. Eli kolu kalkmadan sabahtan akşama kadar odasından çıkmayabiliyordu. Odasından çıktığında da tek yaptığı arkadaşlarıyla buluşmaktı.
Hayatında alışveriş, yemek, sinema, televizyon ve gezmek vardı… Ama bunca eğlence onu mutlu etmeye yetmiyordu. Hep bir şeylerin eksikliğinden dert yanıp hayatından şikayetçiydi… Problemleriyle başa çıkamadıkça etrafını, hayatı, kaderini suçluyordu. Ona göre sorunlarının kaynağı kendisi hariç herkes ve her şeydi. İstekleri hiç bitmiyordu. Yeni mobilyalar, güzel bir tatil, anlayışlı bir eş… Bekarlıktan dert yanıyordu ama evliliğe de hiç hazır değildi. Ömrü bir kısır döngünün içindeydi aslında ama farkında değildi.

Bir gün, yakın arkadaşı Zehra onu evine davet etti. Zehra’nın hayatına özenmiyor değildi. Hayatından çok mutlu gözüküyordu.

-       Merve, yarın bana gelsene? İki lafın belini kırarız, film izleriz, bir şeyler atıştırırız. Sahile iner, yürürüz. Ne dersin?

-       Ay Zehra, bu soğukta mı? Zaten halim de yok, ne yürüyüşü Allah’ını seversen!

-       Olsun, sen gel de istemezsen yürümeyiz.

-       Halim yok dedim ya! Evden çıkasım gelmiyor. Kış beni çok bunalttı. Başka bir zaman yapalım, kendimi daha iyi hissettiğimde.

-       Öyle diyorsun ama farkında mısın? O enerji hiç gelmiyor, kendini iyi hissetmiyorsun hiç.

-       Ne yapayım, biliyorsun durumları işte.

-       Hadi hazırlan, seni almaya geliyorum. Yirmi dakika sonra kapının önündeyim.” diyerek telefonu kapattı.

Merve ne yapacağını şaşırdı. Hızla hazırlanırken pijamalarını çantasına attı ama diş fırçasını unuttuğunu arabaya binince fark etti. Yolda giderken Zehra'nın onu eve götürmediğini fark etti. “Nereye gidiyoruz?

Deniz kenarına geldiklerinde Merve arabadan inmek istemedi. “Ben yürümek istemiyorum demiştim sana.” dedi. Zehra’nın sorusu canını acıttı.

“Hayatına böyle devam etmek istediğinden emin misin?”

“Ne kadar zor bir zamanda yaşadığımızı biliyorsun. İş bulmak zor, annem ayrı babam ayrı üzerime geliyor. Boşanmaları an meselesi…”

“Tamam” dedi Zehra. “Sence bu dünyada senden daha zor koşullarda yaşayan ama bunun üstesinden gelip hayattan keyif alan kimse yok mu?”

Bir an duraksadı Merve, “Vardır tabii ama benim hayatım beni ilgilendiriyor.”

“Belki sen de hayata başka bakmalısın. Ailenin sorunlarının seni etkilemesi doğal çünkü aynı evde yaşıyorsunuz. Ama verdiğin tepkiler, denediğin çözümler, fikir yürütmelerin işe yaramadı.  Doğru bir yol izliyor olsaydın olumlu bir gelişme olur kendini daha iyi hissederdin.”

Sesini çıkartmadı Merve ama doğru söylediği çok açıktı Zehra’nın.. Son üç yıldır hayatı giderek daha da içinden çıkılmaz bir hal almıştı.

“Aslında anneni ben de çok iyi biliyorum ve çok da seviyorum. Üzerimde emeği çok ama onu suçlamana rağmen onun yaptığını sen de yapıyorsun. Her şeyden şikâyet ediyorsun. Oysa şikâyet eden çözüm üretemez. Çünkü şikâyet şikâyeti doğurur.”

Unutmamamız gereken bilgi,

İnsanın hüznü ve sevinci kendisindedir…

Yaşadıklarında değil!

Her insan kendisi ile sınanır,

Dünyadaki ilişkileri ile değil.”

 

Bazen insan birilerinden hayatını değiştirebilecek çok kıymetli bilgiler duyar ama onu kavraması zaman alabilir. Hele uygulaması çok daha uzun sürebilir. Hatta bazen hiç uygulayamayabilir.

Bize hayatın verdiği bu tür hediyelerin kıymetini bilmemiz ancak şikayetimizi azalttığımızda mümkün olabilir. Çünkü hayatın bize verdiği olumsuzluklar bizim daha iyiye varmamız için bir sınavdır aslında.

Sınavlarımızın farkına varıp onları geçebilmek niyeti ile…


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu

 


 




Yorumlar

Işıl dedi ki…
Doğru seçimler dorum sorular bizleri sınavımız doğru yere ulaştırabilir
Figen Ekame dedi ki…
Şikayet kadar bereketsizleştiren birşey görmedim… İnsanın kendine attığı en büyük kazıklardan biri… Baskı altında dahi gülümseyebiliriz İNŞALLAH 🌺
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌹
Şikayet ettikçe insan çözümü görme hakkını da kaybediyor.
Dln dedi ki…
Kaleminize sağlık
Adsız dedi ki…
Şikayet çözüm becerisini kaldırıyor. Kaleminize saglik
Ayşe dedi ki…
Şikayet harejetsiz bırakır, hareket olmayınca da yerinden kaljası gelmez, gelişemez insan. Marifeti olmaz, birilerine yük olmaya başlar.
Ncy Bşl dedi ki…
Ne garip
Her insan kendi sınavını veriyor.
Hayatımızdaki herşey bir sınav vesilesi
Bazen ailen bazen işin bazen işin bazen akrabam,
Sınandığını anlamak ve sınav anında sınandığını anlayarak
ONUN razı olacağı tepki vermek marifet sanırım
Kaleminize sağlık
Büşra Ç dedi ki…
Güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık :)
Adsız dedi ki…
Şikayet şikayeti doğurur ve insan o zaman problemlerinin gerçek sebebini göremez olur ve çözüm üretemez hale gelir.
Büşra S.D dedi ki…
"Her insan kendisi ile sınanır,

Dünyadaki ilişkileri ile değil.” ne kadar kıymetli biz söz. kaleminize sağlık
Sibel bslgn dedi ki…
Şikayet etmek kolay olan anlık bir rahatlama sunuyor insana. Ama aslında insanın ihtiyacı olan toplamda rahatlık. Buda tam zıttını yapmakla mümkün. Şikayeti kes ki çözüm bulabilesin. Teşekkürler kaleminize sağlık 💐🌺💐🌺💐🌺
HRK dedi ki…
“Çünkü hayatın bize verdiği olumsuzluklar bizim daha iyiye varmamız için bir sınavdır aslında.
Sınavlarımızın farkına varıp onları geçebilmek niyeti ile…”
Emeklerinize sağlık. Sevgili Yazar, teşekkürler. 🌷