İŞTE BURDA O RAMAZANLAR

“Nerde o eski Ramazanlar?” günümüzde çoğu kişinin diline pelesenk olmuş bir cümle. Herkes başka bir yerinden dem vuruyor;

 

-       Eskiden böyle miydi? Uzun uzun masalar kurulurdu. Neşe içinde paylaşırdık sofralarımızı. Şimdi tek bir aile aynı sofrada buluşamaz oldu.

 

-       Ah, böyle miydi azizim? Biz mahallede birbirimize çat kapı iftara giderdik. Şimdi nerdeee! Birbirimize gidemez olduk. Çağıranlar da sofraları öyle abarttı ki sanki orduya sofralar hazırlandı. Dolayısıyla hazırlamak da yük oldu zamanla.

 

-       Bizim zamanımızda çocuklar tekne orucu tutardı. Onlara hediyeler verilirdi. Şimdi nerdeee?

 

-       Annem bize iftara gelenlere küçük küçük hediyeler hazırlardı. Bazen bir mendil, bazen bir toka. Ne güzeldi o Ramazanlar be!

 

-       Gençliğimizde davulcu sahurda çok güzel maniler okurdu. Her gece bugün ne okuyacak diye beklerdik. Geçen davulcu geldi, elinde tokmak var davul yok, para bekliyor.

 

Ramazan her yıl tüm güzelliği ve bereketiyle geliyor.

O her yıl maneviyatını kuşanıp bize getiriyor.

Peki, biz ne yapıyoruz?

Herkesin söyleyecek bir cümlesi var bu konuda.

Kiminin güzel bir hatırası, kiminin bugüne dair şikâyetleri…

Ramazan hep aynı güzelliğinde, değişen insanoğlu aslında.

 

Konuşmak yerine bizler de ortaya bir şeyler koyabilsek keşke!

Neye özlem duyuyorsak onu yapsak mesela.

Belki bir ses, belki bir tat bizden Ramazan için sevdiklerimize uzanan.

 

Kim bilir düşünsek neler düşer aklımıza?

Çocuklarımızın hatıralarına kazıyacağı, güzel bir Ramazan…

Güzel hatıralar emek ister; ilmek ilmek.

Belki sevdiklerimizi sahura güzel bir tını ile uyandırmak,

Belki iftar sofralarımızı sadeleştirip minik hediyelikler hazırlamak,

Belki bir yetimi beraberce sevindirmek,

Belki de cami çıkışlarında yürüyüşten sonra bir dondurma yemek…

 

Kim bilir, neler düştü aklınıza?

Listeye kendinizden güzel bir Ramazan hatırası ekleyin.

Hatıranızı bugüne uyarlayın.

Uyarlayın ki sizden sonrakiler de Ramazana dair çok güzel şeyler hatırlasınlar.

Nesilden nesle aktarılsın.

Size de Ramazanın bereketinden bir pay düşsün.

 

İnsan hem kendine hem çevresindekilere fayda verebilir.

Biz bu Ramazan bir şey yapalım, sevdiklerimiz için hem fayda versin hem neşe!

Zor değil küçük bir şey olsun, bir adım olsun sizden.

O zaten Ramazanla bereketlenir.

Her bir emekle demlenir Ramazan gelecek nesillere.

“Nerde o eski Ramazanlar?” diyenlere karşı,

“İşte, burada o Ramazanlar!” neşesi dolsun içimize…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu