GÜNLERİN,
GECELERİN EN HAYIRLISI
Bazı
dönemler olur insanın hayatında. Düşüp kaldığı, bunaldığı… Belki canının
yandığı, sanki dipsiz bir kuyudaymış ve çıkamıyormuş gibi hissettiği, nefesinin
daraldığı…
Bazı
dönemler de olur insanın hayatında düştüğü ama kalmadığı, kalkıp devam
edebildiği. Öncesi mücadele ve çabalamakla geçen, sonrası ise büyük bir ferahlık
olan dönemler. Sonrasında ferahlıkta olabilmek için öncesinde bir mücadele,
çaba gerekir. Mücadelenin kalitesi ferahlığın seviyesini de belirler. Ne kadar
mücadele ederse insan o kadar çabuk çıkar dipsiz kuyudan. Ömür de bir mücadele ve ferahlık döngüsünde
geçip gider.
Peki, sahiden
mücadele olmadan ferahlık olmaz mı? Ferahlık hep mücadeleden sonra mı vardır?
Yoksa insan hep ferahlıkta yaşayabilir mi?
İnsan
doğası gereği acelecidir. Çabalamadan, mücadele etmeden bulunduğu durumun
düzelmesini ister. İsteği ona bunun mümkün iolduğunu düşündürür. O mücadele
etmese de probleminin çözüleceğine inanır. Kalbini kıran olayın ortadan
kalkacağına, ferahlığa kavuşacağına da... Aslında ulaşır da bazen ama sadece o
an. Ulaştığı çözüm bir anlık rahatlamadır. Durumu bir yaz günü güneşin bir anda
kaybolmasına benzer. Problemi beyaz bulutların arasında gizlenen güneş gibidir
o anda. Göremediği için kayboldu zanneder insan. Kendini rahatlamış hisseder.
Oysaki bulutların dağılmasıyla ortaya çıkan güneş gibi problem de oradadır; koöaçacak
gölgesi yoktur insanın. Çünkü o anı kurtuluş görmüş, tedbir almamıştır.
Mücadele etmek bir yana buna ihtiyaç dahi duymamıştır. Sadece bir “an”dır
mücadele etmeden elde edilen, kalıcı değil geçici olan… Ömür de o “an”lardan
ibaret değildir. Ömür bir mücadele ve ferahlık döngüsünde geçip gider. Bir
zorluk ve bir kolaylık döngüsünde…
“Her
zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Hakikaten, her zorluktan sonra bir
kolaylık vardır.”
Söyleyen
ne kadar hakikatle söylese de ne kadar tekrar etse de her zaman anlamaz insan.
Zorluğun bitmeyeceğini düşünür, acele eder.
O zorluktan kestirme bir yolla çıkmak ister. Oysaki en büyük ferahlığa böyle ulaşamaz. İnsanı
gerçekten rahata erdiren kendi mücadelesi, emeği, çabasıdır.
Evet, kolay
değildir her zaman mücadele etmek, emeğini ortaya koyabilmek. İnsan isteklerine
en kestirme yolla, çabalamadan ulaşmak ister. Zengin olmak ister ama fazla
çalışmadan, para kazanmak için doğru sebepleri oluşturmadan, emek vermeden… En
kestirme yoldan sonuca ulaşmak ister.
İnsan fit,
güzel, yakışıklı olmak da ister ama yediklerine dikkat etmeden, spor yapmadan,
kendi çabasını ve mücadelesini ortaya koymadan, bu konuda emek vermeden...
İnsanın
bu isteğiyle ulaştığı kestirme yollar da vardır; mücadele vermeden ulaştığı, daha
kısa sandığı ama aslında daha büyük meşakkat gerektiren yollar. Bittiğinde
insanı aldatıcı bir ferahlığa çıkaran yollar. En sonunda “Keşke hiç
sapmasaydım” diyeceği yollar. “Keşke bir daha yolun başına dönebilsem…
Dönebilsem ve asla o yolu tercih etmesem.” diyeceği yollar. Aslında hiç de
kestirme olmayan o yollar…
Kolaylık
görünümlü zorluklar da vardır. Başı kolay, güzel ama sonu hüsran olan. Kolay
gibi görünse de aslında diğer seçeneklerden daha zor olan…
İnsanın
kendi uydurduğu sahte kolaylıkların dışında gerçek kolaylıklar da vardır. Onun
yaratılışını bilenin ona verdiği kolaylıklar. ALLAH’ın insanlara vermiş olduğu
gerçek kolaylıklar ve gerçek kestirme yollar… İnsanoğlu telaşlı, aceleci bir
canlıdır. Bunu en iyi bilen onu Yaratan’dır. O kolaylıkları, kestirme yolları
hakikaten sunan da O’dur.
Gerçek yolu sahtesinden ayıran, mücadeledir. Onlara ulaşmak için harcanan emektir. Ulaşmak
için gerekli olandan bile fazla bedel ödeme isteğidir. Mücadeleyi, çabayı,
bedeli bilinçli tercih etmektir.
İşte, o
mücadeleyi ortaya koyana ALLAH merhamet etmiş. Mücadelesinin karşılığında ona
en büyük kolaylığı vermiş. İnsan için her yıl ararsa mutlaka bulabileceği bir
gün ikram etmiş. O günün 365 günün içinde
nerede olacağını söylemiş. O günü çok değil on günün içine saklamış. Onu da Ramazan
ayının içine, içinde de son on güne koymuş. Bunu da arayanlara apaçık söylemiş.
Aramak için mücadele etmeyi göze alanlara. Seve seve mücadele edecek, seve seve
arayacak olanlara… Ne kadar büyük bir kolaylık ve ne kadar büyük bir ikram. Hakikaten
ikramı anlayana…
Bir
insanın ortalama ömrü 80- 90 yıldır. Peki, insan 80 yılın her gününü güzel
geçirmiş olabilir mi?
Mesela
her gün tebessüm etmiş kalp kırmamış…
Her gün
birine sadaka vermiş…
Her gün beş
vakit namaz kılmış…
Her gün aksatmadan
oruç tutmuş…
Her gün
nafile ibadet yapmış…
Her gün
fayda veren ilimle uğraşmış olabilir mi?
İnsan
hepsini yapabilir ama her gün değil. Her insanın tebessüm edemediği, istemeden
de olsa kalp kırdığı günler olabilir. Farklı sebeplerle namaz kılamadığı,
sadaka veremediği, oruç tutamadığı, ilim yapamadığı…
İşte,
ALLAH’ın merhameti burada devreye girer. İnsanı Yaratan insanın kendini
tanıdığından daha fazla tanıyor. Yapabileceklerini ve yapamayacaklarını
biliyor. Yapmak isteyeceklerini ve yapmak istemeyeceklerini biliyor. Merhameti hak etmek isteyenlere imkan
tanıyor.
Nasıl mı?
O gün
ile… İnsanın şifasının yeryüzüne indiği o gün ile veriyor bu imkânı Yaratan.
Sınavın çözümünü açık ettiği o gün ile. İnsanoğlunun karşılaşabileceği her
zorluğu açıkladığı ve o zorluklarla nasıl başa çıkabileceğini anlattığı
Kitap’ın indiği o gün ile… İnsanın yaptığı her şey o günde ve o günün gecesinde
bir ömür ile çarpılıyor. Kıldığı namaz,
okuduğu Kur'an, yaptığı ilim, ettiği tebessüm, tuttuğu oruç…
İnsana
yapacak tek bir şey düşüyor; aramak. O günü bulmak için çabalamak, mücadele
etmek, bedel ödemek. Ömre bedel o kıymetli günü her yerde her anda aramak…Öncesinde
bir mücadele ve sonrası ferahlık. Hiçbir ferahlığa benzemeyen gerçek ferahlık…
Bulmaya, o ferahlığa kavuşmaya değmez mi?
Kadir
gecesini bulanlardan ve kadrini bilenlerden olmak dileğiyle…
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Kadir geceyi bulanlardan ve ALLAHa yaklaşanlardan olmuşuzdur İnşALLAH 🌸✨
Her anın kadrini kıymetini bilip yaşayanlardan oluruz inşAllah. Çünkü her gün her an Allahın kuluna bir nimeti değil miydi zaten? Nefes aldığın her an …
Amin… Olabilmişizdir inşaALLAH…
ALLAH razı olsun. Teşekkürler Sevgili Yazar, emeklerinize sağlık. 🌷