NETLİK TEDBİR GEREKTİRİR
O akşam yemeğe önce
salatayı önüne alarak başladı. Sonra tabağın diğer kısmına etin sossuz kısmından
koydu. Birkaç kaşık da pilav ilave ettiği gözümden kaçmadı. Herkesten farklı
şekilde yediğini yine kimse fark etmemişti. Uzun zamandır kardeşim Onur’u takip
ediyordum. Eskiden böyle miydi? Doysa bile tabak tabak pilav yerdi. Et
tavasının dibini üç dört dilim ekmek ile siler süpürürdü. O, ne lezzetli olurdu
ama… Tuhaf, hiç ekmek yemiyordu.
Belliydi, yeme düzeni ile ilgili bir şeyler değişmişti ama adını
koyamıyordum. “Saklıyor” desem öyle davranmıyor, “Saklamıyor” desem öyle de değildi.
Ancak net olan bir şey vardı ki her geçen gün bizlerle olan iletişimi
daha iyiye gidiyordu.
Onur,
üniversiteyi bitireli birkaç yıl olmuştu. Okulu bitirir bitirmez bir iş bulmuş,
ayrı geçen okul yıllarının arkasından tek başına bir eve çıkmıştı. Eğitim
sürecinde edindiği bazı kötü alışkanlıkları vardı. Arkadaşları ile arada aldığı
alkolün miktarı okul sonrası artırmıştı. Sigara bağımlılığı ise zaten liseden
beri vardı. Alkol, sigara ve yoğun iş temposu spora ayırdığı zamandan da
çalmıştı. Aylar içinde kilo almış ve bağışıklığı da zayıflamıştı. Sürekli hastalanıyor ancak hastaneye gitmeye vakit
bulamıyordu. Geçici destek ilaçları, vitamin takviyeleri ile günü kurtarıyordu.
Onun bu durumu
tüm aileyi üzüyordu, en çok da beni… Çünkü ona en çok emeği geçen ablası,
bendim. Annemiz olmadığı için ablalık, annelik gibi olmuştu benim için.
Kararlarına karışmak istemiyordum ama dua etmekten de vazgeçmiyordum…
Belli ki
hayatında birkaç aydır bir şeyler değişmişti. Zira bizi daha çok ziyarete
geliyordu. Bizleyken gelen telefonlara dönmüyordu iş bile olsa. Hatta hep yemek yemiş oluyordu nedense. Artık
benim böreklerimden kaçmak için mi yapıyordu tam anlam veremiyordum önceleri. Elinden telefon düşmeyen, tepsi tepsi işyerine börek götüren çocuğa ne olmuştu?
Ailece otururken
birileri sigara içecek olsa hemen dışarı çıkıyordu. Önce kendi de içmek için
çıkıyordur, “Hava alıyorum” diyordur
sanıyordum ama fark ettim ki eskisi gibi içmiyordu.
Eskiden
tatlılarıma dayanamazdı. Artık çok sakin bir şekilde geri çeviriyor ve kenara
koyuyordu. Bu netliği karşısında bir şey diyemiyordum. Olaylardaki tepkileri
hem daha dikkatli hem daha sakindi. Hem de… Tam adını koyamıyordum ama bir
netlik vardı ahvalinde.
Birileri sohbet
ederken seslerini yükseltmeye başlasa hemen ortamı sakinleştiriyordu ya da
kalkıp dışarı çıkıyordu. Gerginlik bittiğinde gülümseyerek içeri giriyordu. Tebessüm
bir erkek olarak ona çok yakışmıştı. Normalde kolay gülen biri değildi
kardeşim. Hep atarlı görürdüm onu ve hiç ummazdım bu hallerini göreceğimi. Hem
çok şaşırıyordum hem de çok seviniyordum.
Ne oldu ise hem
tebessümlü hem de daha güçlü ve ayakları yere basar olmuştu. Bu kadar çok
seveceği şeye nasıl ‘’Hayır”
diyebiliyordu? Düşünmeden edemiyordum…
Eve geldiğinde
yemek yedirebileceğim tüm ihtimalleri ortadan kaldırıyordu. Tam sevdiği böreği
yapıyordum, oruçlu oluyordu. Tam kalbura bastı tatlısı yapıyordum “Tokum” diyordu… Sanki hepsini önceden biliyordu
ve tedbirle geliyordu.
Ne yaptıysa
nereye gittiyse ona iyi gelmişti. Onu böyle görmek beni mutlu ediyordu.
Kardeşim günden güne olumlu yönde değişiyor ve her şey daha iyiye gidiyordu. Dualarımız
kabul olmuştu.
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi der ki : “Netlik
tedbir gerektirir.”
Aldığımız
kararlarda ne kadar net olduğumuzu, samimiyetimizi tedbirlerimizle ispatlarız.
Tıpkı hayatta Onur’un yaptığı gibi…
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar