Yüzmeye Devam Et

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

    YÜZMEYE DEVAM ET

İncir daha çıkmamıştı ama yazın en sıcak günleriydi. Gündüz sıcaktı, amenna ama geceleri daha da sıcaktı sanki. Hiç serinlemiyordu hava. Yüksek beton binalar tüm gün çektiği güneşin sıcağını gece dışarı kusuyordu. Üstelik o binalar tüm rüzgarı kestiği için yaprak kıpırdamıyordu.

Mehmet küçükken en sevdiği çizgi filmlerden birini kardeşi ile seyretmişti bir gece önce. Bu yaşında, her halde sıcağın da etkisi ile filmdeki mavi balık Dorry’yi rüyasına misafir etmişti.

“Yüzmeye devam et… Yüzmeye devam et…”

Herkes Nemo’yu sevse de, “Kayıp Balık Nemo” filmindeki favori karakteri iyimser Dorry idi Mehmet’in. Onu hep çok güldürürdü.

Şakaklarından süzülen teri silip yatağında doğruldu. Pijaması sırılsıklam olmuştu.

“Ne yüzmesi? Bu sıcakta küçücük odada sıkışıp kaldık.” diye söylendi. Cam açıktı ama nafile. Yan odadaki kardeşi tıkırtılara uyanmıştı,

- Abi!.. diye seslendi kapıyı aralayarak.

- Dorry rüyama girdi dün akşam. “Yüzmeye devam et” diyor bana. Bu sıcakta balık olmak vardı.

- Abi ya! Sana da günaydın!

Mehmet sıcak havaları oldum olası sevmezdi. Eli kolu kalkmaz, dışarı çıkası gelmezdi. Ona göre yaz ayları çalışma değil, gezme tozma, yeme içme kısacası tatil zamanı olmalıydı. Babası çalıştığı için tatile kısa süre gidebiliyorlardı bari ev serin olsaydı. Elinden gelse ceplerine özel klima taktırıp gezmeyi hayal ediyordu. Ah bu sıcaklar, onu mahvediyordu…

Yazları babasının ofisine gidiyordu Mehmet. Babasının işine olan bağlılığı ve disiplinini anlayamıyordu. “Bıkmıyor da her gün işe gitmeye. Bu sıcakta nasıl çalışıyor? Bence yazın işler durmalı herkes tatil yapmalı.” diyordu içinden. O babasını ne kadar anlamıyorsa babası da Mehmet’i o kadar anlamıyordu.

“Bu çocuğun hali ne olacak böyle, bir ömür yatarak geçer sanıyor. Hiç sıkıya gelemiyor, baksana yazın havalar, kışın soğuk, baharda yağmur bahane. Eli kolu kalkmıyor bu yaşta. Hoş iş eğlenmeye gelince ondan heveslisi yok da!”

Mehmet’in babası oğlunun şikayetini neyin azaltacağını biliyordu. “Çalışmak..” O yüzden ofiste mümkün olduğunca her işi ona yaptırmaya çalışıyordu. Kargo işleri, paketleme, depo sayımı, temizlik, dosyalama, telefonlara bakma, fotokopi… O yüzden her yaz, ofise ilk geldiğinde “Bir dokun, bin ah işit.” derler ya aynen öyleyken zamanla şikayet eden cümleleri azalmaya başlıyordu.

 Sorma kardeşim ya. Nasıl olayım bu havada? Yandık kavrulduk! Ama bu gün çok şükür deponun düzenlenmesini bitirdik”

Aslında şikayet, insanın gerçek potansiyelinin farkına varmasındaki en büyük engellerden biridir. İnsanoğlu kendi normallerine göre oluşturduğu kıyaslarla hareket etse de insanın yaradılış potansiyeli çok daha fazla. Hepimiz o dünya rekoru kıran veya insanlığın hayran olacağı davranışları sergileyecek kişilerden biri olabiliriz. Yeter ki bunun için güçlü sebeplerimiz ve yola devam etmek için kararlılığımız olsun.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Büyük işleri yaparken mutlaka ayağın kayar. Şimdi ne yapacağın önemli. Ama insanın ayağının kaydığı miktar, kendini aşağı indirmesinden daha azdır.

 

O nedenle insanın hayatında odaklanması gereken zorluklar değil, her şeye rağmen yoluna devam etmesidir. 

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki: Motivasyonun kırıldı ise salma.. Haksızlığa uğradıysan salma. Başka bir işle uğraş.

 

Çünkü zorluğuna rağmen devam ettiğimiz her iş, zaman içinde bize keyif verir hale gelir. Üretmekten keyif alamayan insan; tükettikçe, hareket etmedikçe, tembellik ve üşengeçlikle hayatını karanlığın içine sürükler.

Her ne kadar her istediğimizi elde etmenin bizi mutlu edeceğine inansak da insanoğlu doyumsuz bir varlıktır.

Her istediğini elde etse bile şikayet edecek bir şeyler mutlaka bulur. En çok istediği tatile gittiğinde bile bir şeyler eksik olabilir. Ya garsona ya yemeğe ya denize ya asansöre ya havaya mutlaka bir şeylere takılabilir. O nedenle hayatta şikayet edecek şeyleri bulmak çok kolaydır. Mesele, su soğuk da olsa, dalgalı da olsa, Lodos da olsa çıktığımız yolda kulaç atmaya devam edebilmektir.

Ancak bu sayede gerçek potansiyelimizi ortaya çıkartabilir ve kendimizin en üst versiyonuna ulaşabiliriz.

O zaman haydi, “Yüzmeye devam et!”


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu





Yorumlar

Adsız dedi ki…
kendi iyi versiyonunu görmesi için
Yaratılmış bir dünya diye düşünse insan ve buna göre yetiştirilse herşey çok başka olurdu....daha iyi ev ve araba değilde daha iyi insan. .
Sibel dedi ki…
Ne güzel anlatmışsınız. Evet insan yeter ki şikayet etmek istesin o kadar çok şey bulabilir ki. Ama o şikayet edilecek şeyler arasında güzeli, doğruyu bulmak yola devam etmek işte kıymetli olan o. Onu yapabilenlerden olmak ümidiyle kaleminize sağlık💐
Gülfem dedi ki…
Kaleminize sağlık
Hatice dedi ki…
Her şeye rağmen kulaç atmaya, mücadele etmeye devam... Kaleminize sağlık...
Adsız dedi ki…
O nedenle insanın hayatında odaklanması gereken zorluklar değil, her şeye rağmen yoluna devam etmesidir.
Duygu dedi ki…
Hep bir hedef belirlemeli insan ve o yolda hep mücadele etmeli
Elinize sağlık 🌸🌸
Adsız dedi ki…
O halde yüzmeye devam et…❤️
Zerrin dedi ki…
"Üretmekten keyif alamayan insan; tükettikçe, hareket etmedikçe, tembellik ve üşengeçlikle hayatını karanlığın içine sürükler." :)
Babapiroeymen dedi ki…
Elinize sağlık
Babapiroeymen dedi ki…
Kaleminize sağlık
Adsız dedi ki…
Mücalede etmeye devam et hiç bırakma 🤍 Her mücadelenin karşılığı verilir.
Adsız dedi ki…
Salmak kime ne sağlar ki başka işe yönelmek en güzeli...
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık…
Burcu dedi ki…
https://dtoseminerihakkindadusuncelerim1.blogspot.com/search?updated-max=2024-07-13T08:00:00%2B03:00&max-results=13&m=1
Gülfem dedi ki…
Kaleminize sağlık🌸
Ulgen dedi ki…
İnsan şikayet ettikçe kendi potansiyelinin asla farkında olamıyor. Oysa ne kadar ileri gidebileceğini bir bilse…
Betül Bahtiyar dedi ki…
Süre varsa ümit var...Yola devam...Azimle..
Necla dedi ki…

Şikayeti bırakmadan çözüm marifeti verilmiyor... İnsan anlayabilse..
E.U dedi ki…
O halde yüzmeye devam ediyoruz :)
Kaleminize sağlık 🌸
Bla dedi ki…
Kaleminize sağlık:))
Adsız dedi ki…
“İnsanın ayağının kaydığı miktar, kendini aşağı indirmesinden daha azdır...” Kaleminize sağlık…
Ncy dedi ki…
İnsan şikayet ettikçe çözümdeki zıtlığı göremiyor. Doğru yolda, iyi yönde hareket ise insanı iyi yönde bereketlendiriyor
Ftm dlkn dedi ki…
İnsanoğlunun kendine verdiği zararı başka yaratılan veremiyor.
Hayat seni elemeden sen kendini eleme. Vee yüzmeye devam et...
Firuze dedi ki…
O zaman yüzmeye devam :)
Havva Ağırdil dedi ki…
Mesele, su soğuk da olsa, dalgalı da olsa, Lodos da olsa çıktığımız yolda kulaç atmaya devam edebilmektir.

Ancak bu sayede gerçek potansiyelimizi ortaya çıkartabilir ve kendimizin en üst versiyonuna ulaşabiliriz.
Adsız dedi ki…
Ky
Var olan hiçbir şey durmadığı gibi sende onalara uyumlu ol ve durma…
S.B dedi ki…
kaleminize sağlık
Büşra dedi ki…
Şikayet ve tüketim, insanı nasılda içinden çıkamayacağı bir girdaba sürükler... hatırlatıcı güzel bir yazı olmuş. Harekete geçmekte zorlanan çouklarımıza karşı da bir yöntem göstermiş aynı zamanda :) teşekürler kaleminize sağlık
qkhn_khrmn dedi ki…
Günümüzdeki bir çok insanın ahvaline benzer bir yazı olmuş.