Güne Aşık

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

 

GÜNE ÂŞIK

Anlaşılan yine uykusuz bir gece geçirecekti. Verdiği emeklerin zayi olmasını istemiyordu Rüstem amca. Tarlasını baştan aşağı ayçiçeği ile bezemişti. Sabah olunca, sapsarı rengi güneşin ışığıyla yarışırdı ayçiçeklerinin. Güneşi takip ettiğinden güneş neredeyse oraya dönüyordu yüzünü. Öyle olduğu için ‘’Günebakan’’ veya “Güne âşık” da derlerdi.

Rüstem amca yıllardır tarlasına ayçiçeği ekerdi. Onlar büyüyüp de çiçek açtığında hayranlıktan gözünü alamazdı. Onlara hep güne âşık demeyi severdi.

 

Sabah gün ışığıdığında o aşkla sanki dağı, taşı, insanı selamlıyor, çiftçilere de rızık sağlıyordu.

 

Rüstem amca iç çekerek:

“Şu toprak hiç bir zaman beni boş çevirmedi. Hep ikramladı.” derdi.

 

Ara sıra piyasada fiyatlar düşer, bazen çok da para geçmezdi eline. Ama o yine de tarlasını eker, işine sahip çıkardı.

O zamanlarda etraftakiler ona “Üç kuruşa düşmüş fiyatlar, sen hala çekirdek tarlasının başını bekliyorsun?” diyorlardı. 

 

Bu yıl da fiyatlar çok düşürmüştü. Herkes şikâyet ediyordu. Çoğu siyasilere, kimi iklim değişikliğine, kimi kuraklığa bağlıyordu sebebini.

 

Çiftçiler fiyatları görünce, daha fazla uğraşmaya değmez diye ayçiçeğinden suyu da ilgiyi de kesmişti. İlgilenene de enayi gözüyle bakmaya başlamışlardı.

 

Her gün tarlaya gidip, gözünü üstünden ayırmayan bir elin parmaklarından az kişi vardı. Rüstem amca da onlardan biriydi. O zaten çoğu zaman herkesin gittiği yoldan gitmezdi. O yüzden de arkasından konuşan çok olurdu. Bu yıl da herkes arkasından konuşup, “olmayacak duaya Âmin diyor, bizden farklı birine mi atacak bu malı! Vaktini boşa harcıyor…” diyordu.

 

Rüstem amca bir şeyden eminse, kimsenin dediğine takılmazdı.

Ona göre ne iş yapıyorsan onu hakkını vererek yapmak gerekirdi. Bir işe başlayınca da yarı yolda vazgeçmez, mutlaka sonlandırırdı. Yaptığı işe hürmeti yüksekti.

 

Ama en çok da toprağa hürmeti “Şu toprak ne eksek bize karşılığını verdi. Küçücük tohumları büyütüp karnımızı doyurdu. Hangi insan gücü o tohumu canlandırır da nimete çevirirdi. Her zaman en fazlasını vermek zorunda değil ki. Bize verdiği ile yetinmeyi öğrenmeliyiz? Ben ne zamanlar gördüm, ürünün çok az olduğu ama buna rağmen çocuklarımı tok yatırdığım.” diye düşünürdü.

 

Bereketin asıl kıtlıkta olduğunu bilirdi Rüstem amca.

Azken de ürününe bakması, kimse yorulmazken kendine iş çıkarması, şikâyet etmemesi her zaman ona kazandırırdı. Hep emeklerinin karşılığını aldığını düşünürdü. Yine aynı şekilde olacağına inanıyordu.

 

Eylül ayı hasat ayı idi. Fiyatlar düşüktü evet. Piyasa kötüydü. Herkes söyleniyordu. “Bu ne adaletsiz düzen, emeğimizin karşılığını alamıyoruz” diye.

 

Oysa Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; şikâyet insanın bereketini kaçıran en büyük sebeplerden biridir.

 

İnsan şikâyet ettikçe hayatını daha iyiye götüremez çünkü çözüm aklına gelmez.

 

Çoğu zaman insan eline geçene bakar ama bazen hayat bize ikramını farklı yapar. Özellikle emeğimizin çok olduğu zamanlarda karşılığı az gözüken yerlerde bize bereketin ne olduğunu gösterir.

Nasıl mı? O azla öyle çok şey hallederiz ki... Çocukların okul masrafı, evin giderleri, anne babamıza destek, evin tamiratı, oğlanın düğünü…

 

Çünkü bereket aslında miktardan bağımsızdır. Bazen cebinde milyonlar olur ama huzurla bir kahve içmek nasip olmaz.

 

O yüzden bir şeyin miktarından çok teması önemlidir. Ona da bereket denir.

 

Hayatımızdaki her hasatın bereketini, Rüstem amca gibi elimizden gelenin en iyisini yapmak arttırır.


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu

 



Yorumlar

Sibel dedi ki…
Yaptığın işe hürmet ne kadar güzel anlatılmış kaleminize, düşüncenize, emeğinize sağlık 💐
Betül dedi ki…
Bu tatlı yazı ve güzel uyarı için teşekkürler 🌻😌
ZERRİN dedi ki…
Yeni nesillerin unuttuğu bir kavram : bereket... Miktarı artırmaya çalışıyorlar oysa önemli olan teması... kaleminize sağlık
Necla dedi ki…

Hepimizin hatırında tutması gereken ne güzel mesajlar.. Emeğinize sağlık...
Duygu dedi ki…
İnsan hep fazlalaştırmayı miktarı arttırarak yapacağını zannediyor ve yanılıyor. Oysa işin bereketi giderse miktar arttırsan bile fazlalaşmaz… elinize sağlık
Adsız dedi ki…
Cok güzel bi anlatım olmuş emeginize saglık
Adsız dedi ki…
Çok güzel anlatılmış emeginize saglık
E.U dedi ki…
Bereketin gerçek anlamını bilmek ne güzel..
kaleminize sağlık 🌸
Adsız dedi ki…
Şükürsüzlükten sana sığınırım RABBim.ALLAH razı olsun
Ncy Bşl dedi ki…
Her konuda sebeplere sarılmak ne kadarda kıymetli, teşekkürler
Havva Ağırdil dedi ki…
Yaptığı işe hürmet etmesi beni etkiledi. Bu çok güzel bir nokta hayatımda uygulamaya geçmek istiyorum...
Figen Ekame dedi ki…
Azın tadı hiç birşey de yok...