Sahnedesin…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Sahnedesin…

Evet, bitmişti oyun.

Bordo kadife perde kapanırken koca salon ayakta alkışlıyordu şimdi onu, kulakları çınlatırcasına yükselen bir alkış tufanı...

İçinde tarifsiz bir mutluluk ve işini iyi yapmanın verdiği gururlu tebessümle baktı seyircilere…

Çok iyi oynamıştı ve son oyunuydu.

Yılların tiyatrocusu olup gençliğinden beri ömrü hep sahnelerde geçmişken şimdi veda ediyordu o sahnelere.

İnsanlar için oynamıştı, hep şu alkışlar için…

Şimdi kuliste makyajını silerken ilk defa farklı düşünüyordu…

İçini coşturup onu tatmin eden şu alkışlar sahte bir gürültü müydü yoksa?

Peki, artık oynayamaz olduğunda kim alkışlayacaktı onu, unutulup gitmeyecek miydi? 

Yüreğini kaplayan derin bir acıyla, içi burkuldu… 

Unutulacaktı elbet, herkes ve her şey gibi…

Unutulmak… Ahhh ne acı!

Her faninin kaçınılmaz sonu değil miydi? 

İşte insanoğlunun en büyük sorusu ve derdi burada başlıyordu...

Hayat da bir sahneydi evet…

Yaratılan herkes ve her şey gibi zaten yok olup gideceğin ve unutulacağın bu sahnede kim ve ne için yaşıyorsun, insanlar için mi?

Rolünü kime oynuyorsun? İnsanlara mı?

Kimin beğenisini istiyorsun? İnsanların mı?

Düşündü, düşündü, düşündü... Karmakarışıktı zihni. 

Sonra berraklaştı düşünceleri ve gerçek cevap tokat gibi geldi.

Bu rol gene kendisi gibi fani olana yapılmamalıydı.  

Öyle olamazdı, bu kadar basit olmazdı yaşam amacı. 

Sadece insanlar beğensinler diye mi sunum yapıyordu yani?

Bugüne kadar öyleyse bile artık öyle olmamalıydı.

Doğru yere oynamalıydı, 

Yani sonsuz olana, hep var olana ve hep var olacak olana

Bir yandan da düşünmeye devam ediyordu.

Evet! 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Yaratılan her şey bir sahnede, kendi rolünü ve sunumu yapmıyor muydu? Kendi dilince ve halince…

Her sabah doğan ve her akşam batan güneş…

Geceleyin gökyüzündeki muhteşem yıldızlar…

İlkbaharda açan çiçek… Sessiz sessiz yağan kar… Kıyıya vuran dalgalar… Tohumu çatlatıp topraktan çıkan filiz… Cama vuran yağmur damlaları… Havada kanat çırpan kuşlar…

Bitkiler, hayvanlar, insanlar, dağ, gök, deniz…

Bilinen, bilinmeyen, sayılan, sayılamayan…

Her şey ama her şey kendi sahnesindeki sunumunu yapmıyor muydu?

Mükemmel bir uyum içinde yüzyıllardır bıkmadan, usanmadan. 

En doğru şekilde ve en olması gerektiği gibi,

Bir tek insan dışında!

Çünkü bir tek o unutmuştu gerçek rolünü, kime ve nasıl oynayacağını  

Ne yapmalıydı da unutmamalıydı?

Kimse görmese de, kimse olmasa da hep gören ve işitenin, olduğunu unutmamalıydı

İşte o zaman doğru rolü oynardı.

Ve o bin bir sahte suratlardan birini kullanmasına da gerek kalmazdı. 

Bugüne kadar insanlara oynayarak hatırlarda kalmıştı, fakat artık farkındaydı.

İnsanlar gerçek rolü unutup bin bir suratla birbirlerine oynuyorlardı. 

Ama o unutmazsa gerçek sahnesini, doğru izleyiciye yaparsa sunumunu...

Tıpkı güneş, yıldızlar, dağ, taş, deniz, yaratılan her şey gibi 

O zaman kendisinden bekleneni sergilerdi, 

Sahtenin baş döndüren tüm şatafatına ve ışıltısına rağmen gerçeğin sadeliğine ve duruluğuna yönelir,

tüm zaman, tüm mekan, tüm insanlar için olan gerçeği oynardı

İnsanlara değil, hep var olana, sonsuz olana, RAHMAN olana, RAHİM olana, MUİN olana…

Esirgeyen, koruyan, merhamet edene…

Ancak o zaman aldığı alkış her şeye değerdi, her türlü mücadeleye ve bedele…

Her türlü yorgunluğa ve acıya değerdi.

Ancak o zaman unutulmazdı işte, aslolanın nazarında

İnsanlar seni unutsa ne gam! Sonsuz olan unutmazdı o zaman. 

O yüzden ey insan!

Unutma, hep SAHNEDESİN!

Her şey sahnede, her şey kendi sunumunda ve kendi sınavında, 

İnsan da…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Aynı Yaratıcının huzurunda ama ayrı yerlerde SAHNEDESİN! Tarlada çalışırken, şirketin kasasından para çalarken, annene bağırırken, yalan söylerken, patronunu dolandırırken, yoksula yardım ederken, sıcaktan yanmış bir hayvana su verirken, eşini aldatırken, birilerine zulmederken, cephede vatan için savaşırken, çocuğunu ameliyathanenin kapısında çaresizce beklerken, en sevdiğini toprağa kendi ellerinle koyup acını içine akıtırken, öfkeni yutarken, sevinirken, üzülürken, kızarken…

Acı çekerken ve acı çektirirken…  

Her an, her dakika bir SAHNEDESİN!

Kimi zaman doğru, kimi zaman yanlış davrandığın,

Kimi zaman hak, kimi zaman batıla yöneldiğin,

Kimi zaman hayır, kimi zaman şer işlediğin,

Kimi zaman sessiz çığlıklarıyla gözü yaşlı bir mazlum...

Kimi zaman ellerinden kan damlayan bir zalim olduğun SAHNEDESİN!

Üstünden bombalar yağarken...

Tüm aileni toprağa verip buna rağmen yanındakine teselli vermeye çalışırken...

Sevdiklerinden geriye kalan parçaları toplarken sadece sabrederken de SAHNEDESİN! 

Öfken ve acın dalga dalga içinde kabarırken…

Ama unutma izleyeni, unutma gerçek rolünü

Gözyaşların yanaklarından yol olup süzülürken de SAHNEDESİN!

Ya da düşmesin diye gözünden o damla, acıyla dişini sıktığın ve sonra yutkunduğunda da

Sana haksızlık yapıldığında, İftira atıldığında

Zulmün en ağırına uğradığında da SAHNEDESİN!

Ya da zulme uğrayanla birlikte, uzaklardan ta uzaklardan acısını acın bilip onunla ağladığında...

Kardeşlerim zulüm görüyor Ya Rab! diye duaya sarıldığında

Ona yapılanlardan senin de ciğerin yandığında, onun yangınını söndürmeye koştuğunda da

Ya da dişlerini bileyip mazlumun üstüne giden o zalimin yaptıklarından göz çektiğinde, 

Gerçek sınavı unutup sadece seyrettiğinde de SAHNEDESİN!

YANİ zalim sen iken de SAHNEDESİN!

Mazlum sen iken de…

Susuyorsun, konuşamıyorsun acıdan… 

Çığlık çığlık susuyorsun!

Sabır sabır susuyorsun!

Dua dua susuyorsun!

“Vekilim Sensin!” deyip susuyorsun!

Ama duymayanlara inat, arşı titretiyor çektiğin ahlar.

Zalim haddi aşmış, aşmış ki hem de nasıl...

Durmuyor, durdurmuyor kimse…

Seninse bedenin parça parça, 

Yüreğin lime lime,

İşkence ediliyor, onurunu ayaklar altına aldığını sanıyor

Gücün kalmamış artık tükenmişsin acıdan, yorgunluktan…

Öldürülüyorsun, ölüyorsun ama şerefle...

Son nefesinde bile hala SAHNEDESİN!

Ve dudaklarından “Eşhedü…” diye başlayan şahitliğinin tertemiz cümleleri dökülüyor.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

“Off taş olsa çatlar!” diye isyan edenlere inat,  

“Ahh yardımın ne zaman?” diyenlerin teslimiyet ve tevekkülüyle SAHNEDESİN! 

Razısın olana, çünkü biliyorsun imtihanlarda olduğunu…  

Razısın olana, çünkü ateşe atılan İbrahim gibi biliyorsun gerçek vekilini 

Razısın olana, bıçağın altına yatan İsmail gibi, seni seyredeni biliyorsun. 

Öyle bir rol ki işte bu şuurla sergilediğin, bu teslimiyet ve razı olmuşluğun

Hem de nasıl gerçek, nasıl izlenmeye doyulmayan, nasıl yüce...

Gözyaşlarıyla alkışlanası,

Üstelik duyan belli, gören belli… 

Sabret! Senin hakkını senin için savunan var…

Sabret! Gözyaşını gören var…

Sabret acın daha sana gelmeden bilen var…

Sabret! Seni senden çok düşünen var…

Hem de sen, en çaresiz, en kimsesiz hissettiğin anda… 

Sen susunca konuşan var, sabret!

Yeter ki sen gerçeğin, hakikatin oyuncusu ol ve O’na oyna, 

Bu senin filmin, başroldesin.

En gerçek film, en izlenesi,

Yeter ki doğru oyna,

İşte, o zaman en büyük ödül senin,

Yeter ki gerçek sahneni ve rolünü unutma!

Yeter ki gerçek seyircini unutma!

Yeter ki niye yaratıldığını unutma!

Ve unutma, her an SAHNEDESİN!

Bunu bilmek de mümin olarak sana yetsin!..  


Filistin, Doğu Türkistan, Suriye, Arakan ve tüm zulüm altındaki kardeşlerimize ithafen...


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu

Yorumlar

Adsız dedi ki…
yaşanan gerçekliğin ve içimdeki duyguların bu kadar güzel anlatıldığı bir yazı.... Gerçek sahne ? Kime ? ..... çok teşekkürler.
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık 🌸🌺
Adsız dedi ki…
Her an sahnedeyiz... imtihanımız kolay olsun inşaALLAH
Adsız dedi ki…
Çok güzel bir yazı elinize sağlık
Duygu dedi ki…
Herkes sahnesinde kendi sınavını veriyor. Neye bakılıyor? Tepkilere.. doğru tepki verenlerden olma duası ile 🤲
Adsız dedi ki…
Ne güzel bir yazı kaleminize sağlık 🤲
Adsız dedi ki…
Elinize sağlık. O sahnede doğru tepki verenlerden oluruz İNŞALLAH.
merve dedi ki…
Çığlık çığlık susuyorsun kardeşim, çığlık çığlık susuyoruz...

Biliyoruz ki bizim hakkımızı bizim için savunan var...
Yaren dedi ki…
Ne güzel bir yazı olmuş, Kaleminize sağlık... Sahnede olduğumuzu unutmayan ve sahnemizi Rabbimize oynayanların olmak duasıyla...
Leyla dedi ki…
Sahnede gerçek izleyene poz verebilmek ve her sunumu ona göre dizayn etmek ne büyük bir oyunculuktur.Teşekkür ederiz.Kaleminize sağlık....
Adsız dedi ki…
İyi bir öykü çıkartabilmek duasıyla…

Emeği geçenlerden ALLAH razı olsun
Fatma Okumuş dedi ki…
Filistin, Doğu Türkistan, Suriye, Arakan ve tüm zulüm altındaki kardeşlerimizin Rabbim yardımcısı olsun. Onlara acı çektirenler de sahneye de kendi rollerini oynuyorlar. Ve süre bittiğinde sahne kapandığında hesaplarını verecekler. Allah galiptir Allah ile olan galiptir. Allah zulmedenleri sevmez.
Adsız dedi ki…
Düşündürücü bir yazı, emeginize sağlık…
Selcan Başar dedi ki…
Hayatımızda ALLAH varsa baktığımız
ve gördüğümüz her şey anlam kazanır. Bunun için ise gözlerimize bir tefekkür gözlüğü takmalı; yaşama, insana, bir ağaca yahut bir hayvana öyle bakmalıyız. O zaman hayatımız ''hikmet'' kavramıyla taçlanır. Bu kavram hayatımıza, yüreğimize yerleştikten sonra başımıza ne gelirse gelsin, kalbimiz bize öncelikle ''Allah var, ne gelirse bir hikmeti var'' diye seslenmeye başlayacak. Zor anlarımızda, aşılması zor imtihanlarımızda, bu ses kalbimizden yola çıkıp koşa koşa dilimize gelecek ve dökülüverip hayat bulacak tüm benliğimizde. Bir duruş kazanacak Allah'a dayanan yürekler hayatın tüm sahnelerinde...

Tevekkülü, teslimi ve dahi nice mühim kavramı, duyguları bize tekrar hatırlatıp imanımızı artırmaya vesile olduğunuz için çok teşekkürler. Allah ebeden razı olsun.💐
Adsız dedi ki…
Her yaptığımız, her tepkimizi izleyen var.
İnşallah sunumumuzun hakkını verebilenlerden oluruz.
ÇOk güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık
HY
Adsız dedi ki…
Bu güzel ve özel farkındalık için teşekkürü borç bilirim , emeğinize ilminize sağlık ..
E.U dedi ki…
Unutma her an sahnedesin!
Sahnedeyiz ama kime oynuyorsun?
Kaleminize sağlık 🌸
Adsız dedi ki…
Rolünü kime oynuyorsun? 💫✨💫
Gönül Kılıç dedi ki…
Teşekkürler, bu güzel ve anlamlı yazınız için 🌺