Durgun Su…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Durgun Su…

Durgun su bulanır dedi, günlerdir masasında duran rengi bozulmuş suya bakarken. İş seyahatinden henüz gelmişti. Başarılı bir iş insanıydı Emre. Bu işe sahip olabilmek için çok çalışmış karşılığını da almıştı. İstediği meslekte ilerlemiş olması onu çok mutlu ediyordu çünkü bu sayede bilgi ve tecrübesine saygı duyan bir sürü insan vardı çevresinde. Yoğun bir tempoda çalışıyordu. Bol bol iş seyahati yapıyor bu nedenle çok fazla mekân değişikliği yaşıyordu. Son zamanlarda özellikle sırt ve bel bölgesinde ağrıları başlamıştı. Ağrı kesicilerle geçiştirmeye çalıştı önce, kabul etmek istemedi vücudunun verdiği sinyalleri. Baktı ki ağrı kesiciler işe yaramıyor doktora gitmeye karar verdi. Neyse ki doktor sadece aynı pozisyonda çalışmanın vücut yapısını bozmaya başladığını ve ağrıya sebep olduğunu söylemişti. Yüzmeyi önerdi. Düzenli yüzmeyle kasları güçlenecek, güçlenen kasları iskelet sistemine yardımcı olacak ve kemiklerine binen yük azalacaktı. Böylece ağrıları azalacaktı. Doktor hakkında da çok araştırma yapmıştı, fikirlerine ve tespitlerine itimat ediyordu. Fakat ne var ki yüzme bilmiyordu ve yeni bir şey öğrenmek de istemiyordu. İyileşmek için farklı bir çözüm olmalıydı. Başka seçenekler neler olabilir, diye sordu. Doktor yüzmenin tüm kasları birden çalıştıran ve insanın anatomisine en uygun sporlardan biri olduğunu söyledi ve tavsiyesinde ısrar etti.

Küçüklüğünden beri her girdiği işi başarıyla tamamlayan, kariyerinde de o kadar iyi bilinen Emre kimseye soru sormaz hale gelmişti. Son zamanlarda okuduğu her şey işiyle alakalıydı ve piyasaya çıkan yeni bir gelişmede bile deneyimleriyle onu anlamak ve uygulamak ona çok kolay geliyordu. Ama şimdi yüzme öğrenmesi gerekiyordu, bu yeni bir alan demekti. 

Tek başına yapıp yapamayacağını düşündükten sonra araştırmaya karar verdi. 

Nasıl olacaktı? 

Kimden öğrenecekti? 

Nereye gidecekti? 

Tamamen kontrolünün dışında bir alana çıkıyordu ve bu düşüncelerden rahatsız oldu. Çevresinde zaman zaman farklı meşguliyetleri deneyen arkadaşları olmuştu. Gittikleri kurslara, seminerlere, çalışma gruplarına onu da davet ederlerdi. Fakat Emre bildiği işi yapmaktan ve onunla ilgili kendisini meşgul etmekten memnundu. Çoğunlukla reddetmişti farklı yerlerden gelen teklifleri. Şimdi ise yeni bir alana girmeye mecbur kalmıştı. Sorup soruşturması ve en iyi hocayı, en güzel yüzme havuzunu bulması gerekiyordu. Onu da iş hayatındaki etkisini kullanarak bulmuştu.

Okulun ilk günü gibiydi. Spor mağazalarından lazım olabilecek her şeyi aldı. Yüzme hocasıyla tanışırken tedirgindi. Rahatsız olmuştu bu halinden. Yıllardır girdiği ortamlarda herkesin gıpta ettiği, bildiklerini öğrenmeye çalıştığı insanlara alışıktı. Şimdi bir anda sanki tüm sahip oldukları elinden alınmıştı. Yüzme hocası havuzla ilgili bilgiler verirken Emre “Ben de inşaat mühendisiyim. Defalarca birçok yapının hem çiziminde hem yapımında bulundum. Böyle sizin gibi çok genç var altımda çalışan” diye başarılarını, unvanını, pozisyonunu, gücünü gösterecek ne varsa anlattı bir çırpıda. Böyle biri değildi normalde, şaşırmıştı kendi haline. Gerek var mıydı araya girip bu bilgileri vermeye. Ne işe yaramıştı ki bunlar şimdi? 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Birkaç hafta olmuştu Emre derslere başlayalı. Hocasını ve etrafı gözlemliyordu sürekli. Hocanın vücudu hiç Emre’ninki gibi değildi. Kendinden çok küçük zannettiği adamla neredeyse aynı yaşta olduğunu öğrendiğinde çok şaşırdı. Çok daha atik ve sağlıklı görünüyordu. Benim meşguliyetim çok başka, ben vücudumla değil bilgimle paramı kazanıyorum diye espriler yaparak kendini rahatlatmaya çalışıyordu. Fakat bir sonraki derste yanında yüzen iki kişinin konuşurken Emre’yle aynı sektörde çalıştıklarını duyduğunda yeni bir şok daha yaşadı. Onlar da Emre’den daha sağlıklı vücutlara sahiptiler hem de yeni öğrenmiyorlardı yüzmeyi. Hocası da artık zorlamaya başlamıştı. Kenarlara tutunarak bir şekilde suyun üzerinde vücudunu germeye başlamıştı ama artık tutmayı bırakmalıydı. Su mu kaldırmıyordu, koskoca gemileri kaldıran suya fazla mı gelmişti Emre’nin minik göbeği? Niye bu kadar zordu hocanın anlattıklarını yapmak? Neden işler istediği gibi gitmiyordu? Hâlbuki çalışkan ve akıllıydı. Son günlerde bu havuza gelmek işkenceydi. Ofise bildiği alıştığı ortamına dönmek istiyordu. Hele ki etrafında bir sürü insan varken hocanın aynı şeyleri tekrar etmesi daha da ağır gelmeye başlamıştı. Bırakmalı mıydı acaba? Gidip güzel bir masaj yaptırsa ya da kısa süreli bir fizik tedavi görse çok daha iyi olurdu belki de.

Kafasındaki düşüncelerle annesine gitti. Annesi yalnız yaşıyor, çalışkan oğlu Emre sayesinde güzel bir sitede oturuyordu. O gün evdeki musluk bozulmuş su akıtmaya başlamıştı. Sitenin teknik işlerini aramıştı kadıncağız fakat sıraya alındığını ve yarım gün kadar beklemesi gerektiğini söylemişlerdi. Oğlunu kapıda görünce sevindi, çözüm bulma ihtimalini düşünerek. Emre sorunun nereden kaynaklı olduğunu anlamamıştı çünkü hiçbir zaman böyle işler yapmamıştı. O, hep yapılması gerekeni işçilere söylemiş, işçiler de yapmıştı. Annesi rahmetli eşini hatırladı. Mühendis olan eşi yeri gelir bahçedeki çimleri biçer, yeri gelir elinde tornavidayla musluk tamir ederdi. Her iş gelirdi elinden. Emre annesinin babasını özlemle hatırladığını anladı. Annesi aynı zamanda “Biz bu çocuğa neden sadece ders çalışması için ortam sağladık. Bu kadar büyük şirketin başına geçeceğim diye o kadar uğraşacağına daha küçük bir firmada çalışsaydı ama hayatta başka şeyleri de öğrenseydi, görseydi, bilseydi, başka şeylerde de marifetlenseydi. Belki o zaman şu konfordan çıkarak evliliğe de niyet ederdi.” diye geçirdi içinden.

Evet, Emre çok iyi yerlere gelmiş, uzmanlaştığı alanda başarılı olup ilgiyi almıştı. Fakat acıyla görüyordu ki tek yönlü yaşıyordu hayatını. Kendine kolay gelen alanlara kayıyordu hep. Hiç yeni şeyler denemek istemiyordu. Bildiği alanlarda kendini güvende hissediyor, bilmediği yerlerde komik duruma düşüp karizmayı çizdirmekten çekiniyordu.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Karizma insanın kendisinden beklenmeyeni yapabilmesidir”. Çok pahalı marka gözlük takıp, lüks bir arabaya binmek insanı karizmatik yapmaz. Zıtlıkları barındırabiliyor mu kendi içinde? Şaşırtabiliyor mu insanları iyi yönde? Bir yerde çok bilinir bir mühendisken başka bir yerde o unvandan tahmin edilemeyecek şeyler yapıyorsa çekici olur insan. İnsanoğlu çok marifetli ve isterse istediği her alanda o marifeti ortaya koyabilecek bir donanıma sahip. Ne kadar istekli ve öğrenmeye açık, ne kadar çırak olmayı kabul ediyor önemli olan bu. Ben oldum demeden, öğrenecek başka ne var diyen insan, umulmadık anlarda umulmadık problemlere çözüm üretebilir. Fakat ben zaten başarılıyım diye başka alanlara gözlerini kapatırsa başka hayatlara da gözlerini kapatmış olur. O zaman da yerinde saymaya başlar, hem de hiç farkına varmadan. Tek yerde başarılı ama başka yerlerde durgun su olur.

“İyi olduğum şeylere rağmen bilmediklerim de var ve onları öğrenirken de komik duruma düşebilir ya da insanları kızdırabilirim. Ama bu sayede diri kalır, gençleşir ve yenilenirim.” derse, ilerler insan. Yoksa durgun suya benzer, hiç akmayan… Akmadığı için de yavaş yavaş kirlenen, bozulan… 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu



Yorumlar

Adsız dedi ki…
Karizmayı ne de yanlış tanımışız. :((
Adsız dedi ki…
İnsan yeni bilgiler öğrendiği kadar kıymetlidir.
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık çok faydalı bir yazı olmuş...
tarçınlıcevizli dedi ki…
Eskiden yüz kızartıcı, insanlara zarar veren şeyler yapmaktan utanırdık. Şimdilerde, acemiliğin sebep olduğu düşmelerin ne kadar insani olduğunu unutacak kadar kibirli olduk maalesef. Aynı kibir yüzünden bisiklete binmeyi öğrenemedim...yüzleşmeye sebep yazılarınızı seviyorum. Teşekkürler
Yaren dedi ki…
Bir şeyi çok iyi yapmaya başladığımızda başka bir şeyin de çıraklığını başlamamız lazım demek ki...
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık, ne kadar da zihin açan bir yazı olmuş🌱
Emel dedi ki…
Akan su temiz kalır, her hareket insanı diri tutar...
Adsız dedi ki…
Yaa okurken acaba biri benimi yazmış diye düşündüm🙈 yüzmeyi bilmiyorum ve bende sağlığım yüzünden yazılıp hocadan ders aldım hatta son derse zorla gittim. Ve sonuç yapamadım😔 Konfor alanından çıkamayan yeni şeylere kapalı olan vallahi bu kadar olur pes. Elinize,kaleminize,düşünsenize sağlık👏 Bu yazıdan almam gereken çok dersler var umarım alabilirim 🪷
Fatma Okumuş dedi ki…
Karizma zıtlıklarım bünyesinde barındırabilmekmiş. Ben de bu gerçeği eğitimlerde öğrenmiştim. İyi ki deneyimsel öğreti var. Hayata dair gerçek yasaları deşifre ediyor ve çok konforlu bir hayata kapı açıyor. Teşekkürler deneysel öğretiye... Çok teşekkür ediyorum hocalarıma da...
Adsız dedi ki…
Kaleminize sağlık
Adsız dedi ki…
“İyi olduğum şeylere rağmen bilmediklerim de var ve onları öğrenirken de komik duruma düşebilir ya da insanları kızdırabilirim. Ama bu sayede diri kalır, gençleşir ve yenilenirim.” derse, ilerler insan. Yoksa durgun suya benzer, hiç akmayan… Akmadığı için de yavaş yavaş kirlenen, bozulan…
İnsanın bilincini açan güzel bir yazı olmuş. Emeklerinize sağlık
Merve dedi ki…
Yeni şeyler öğrenmeye ne kadar da isteksiz insan. Her gün aynı ofsite aynı koltuğa oturmak ne kadar konforlu geliyor insana ama için için kendine zarar verdiğinin farkına varmadan...
Hatice dedi ki…
"...Ben oldum demeden, öğrenecek başka ne var diyen insan, umulmadık anlarda umulmadık problemlere çözüm üretebilir..."

Kaleminize sağlık...
Adsız dedi ki…
İnsan bir alanda başarılı oldukça diğer alanlarla ilgili farkındalığı da azalıyor. Öğrenmeyi bırakabiliyor yeter zannedebiliyor... Kaleminize sağlık 🍀
E.U dedi ki…
O halde hep yeni şeyler öğrenelim ve diri kalalım :)
D.K. dedi ki…
İnsan bir konuda ustalaştığında nasıl da her şeyi bildiğini sanıyor...
Adsız dedi ki…
Karizma bir yerde çok iyi olmakla değil,
Başka alanlarda da iyi olmaya çalışarak kazanılır.
Çok güzel anlatılmış, öğrenmeye devam edebilmek niyetiyle..
HY