ÖMÜR GEÇERKEN…
Ömür geçerken, onca şeye sahip olmaya çalışır insan ve hiç de düşünmez bir gün onları bırakmak zorunda kalacağını… İnanılmaz güzellikteki arabasını, üç katlı villasını, binlerce dönümlük zeytinliği, ya da bir gardırop dolusu kıyafetlerini… Ne çok, ne çok, ne çok şey… Ama kabullenmek ne kadar zor olsa da, hayatın değişmez kuralıdır bu. Bir gün her şeye veda edecektir. Ve o sahip olduklarının en kıymetlisi de ömrüdür. Tek seferlik, bir kerelik, tekrarı olmayan ömür… Buna rağmen, kendine verilen bu zamanı nasıl da hoyratça harcar, biteceğini düşünmeden. Doğrusunu ve gerçeğini bilmediği için yanlış üstüne yanlış, hata üstüne hata yapar. Nihayetinde ona kalan ise bir sürü hayal kırıklığıdır. “Hiç de böyle beklememiştim” der, dudağını büküp ağlamaklı bir ses tonuyla. Bazen de hayal kırıklıklarından daha ağır bir sürü dibe vuruş yaşar, yaptığı yanlış seçimlerle…
Ömür geçerken kaybettikleri arasında en üzücü olan ise boşa geçen o kayıp zaman, yani bir sürü kıymetli dakika, saat ve hatta saniyelerdir… Geri gelmeyecek olan canım günler, aylar ve yıllar... Tatlı ilkbaharlar, sıcak yazlar, yağmurlu sonbaharlar… Yani güzelim hayattan gider giden. Geriye dönüp baktığında beyhude geçmiş bir ömür, harcanan koskoca bir yaşam kalır. Biriktirdiği bir sürü acı, bir sürü keder, bir sürü hüzün…
İnsan işte, ne yapar sonra, kendine acır, sonra da dış dünyayı suçlar. Bulur yani illa bir suçlu, o, bu, şu herkes suçlu olabilir onun için o an. Ama asıl sorun dış dünyada değil kendinde ve yaptığı seçimlerdedir. Doğru olandan uzaklaşmasıdır mesele… Başına gelenler de işin doğusunu öğrenmesi için gelmiştir aslında. Öğrenmemekte direndikçe de daha sert gelmiştir, daha sarsıcı, daha yıkıcı… Hepsi bu… Tüm öykünün özeti budur. Yani kimsenin suçu yoktur aynadaki yansımasından başka.
Tüm bunları yaşarken de insan kendine verilenleri hiç bırakmak istemez… Ama o bırakmak istemese de her canlı gibi önünde sonunda bırakacaktır, tüm sahip olduklarını. Çünkü yaratılan her şey ama her şeyin belli bir süresi vardır. Sadece bir süreliğinedir, geçicidir… Ondan gideni bazen fark eder, bazen de hiç farkında dahi olmaz insan, o yaşam telaşının içinde. Ama bu, hayatın bir döngüsüdür. Bir şeyler başlar ve bir şeyler biter... Birileri doğarken, birileri de göçer bu dünyadan. Aslında her şey geçicidir. Geçicidir; zenginlik ve fakirlik… İyilik ve kötülük… Kıtlık ve bolluk… Sevinç ve hüzün… Sevilen ve nefret edilenler… Gözyaşları ve gülümsemeler… Kalbi yakan acılar ya da coşturan o mutluluklar… Yani vazgeçilmez sanılan, bitmeyecek sanılan her şey, kayıp gider ellerinden bir gün insanın… Kiminin “Oh çok şükür bitti.” diyerek, kiminin de gözyaşlarıyla bakar avuçlarından kaymasına. Ve geçmez sanılan tüm yaralar kabuk bağlar, tüm acılar diner… Sevinçler gelir ardından, tatlı gülümsemeler, şen kahkahalar ama sonra onlar da gider... Yani her şey gelir ve sonra da sessizce gider, veda bile etmeden.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “Her şeyin bir sonu, bir sınırı vardır.’’ İnsan da her gün o sona daha çok yaklaşır, daha çok, daha çok… Doğduğu andan itibaren ona koşar hiç farkında olmadan, tüm öykü bunun üzerine kurulmuştur. Sır, bu geliş gidişler arasında yaptıklarındadır. Alıp verdiği her nefes bir vedadır aslında tüm sahip olduklarına. Her nefeste de biraz daha uzaklaşır hepsinden hem de hiç farkında olmadan… Peki, nasıl yaşamıştır o aradaki süreyi? Nasıl geçirmiştir ömür sermayesini?
Ne yapmalıdır insan? Ona bir süreliğine verileni nasıl en iyi şekilde değerlendirsin ki, boşa geçmesin o güzel yaşam? Seçimlerini nasıl doğru yapsın ki pişman olmasın ardından? Ve tekrar etmesin o kısır döngü yanlış üstüne yanlışlarla…
O zaman hadi en başa, güzele, doğruya, faydaya… Hayatı daha kaliteli, daha güzel, daha iyi yapmaya ve yaşamaya… Ömür sermayesine değer katmaya…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
hatırda tutarak yaşamak dileğiyle kaleminize sağlık
Mutluluk da üzüntü de.. İnsanın hiç geçmeyecek sandığı her şey geçer...
Teşekkürler...
Elinize sağlık 💐
Çok güzel anlatmışsınız
Kaleminizesağlık :)
Gibi kullanıyoruz. Oysa bu dünya da her geçici bizler de dahil ...
Emeğinize sağlık
Geçiciliği farkındalık boyutuna getirebilirsek ne mutlu bize🌺