Nerde O Eski Bayramlar...

Bayram Tatili

Öğle arasında uygun tatil araştırırken “Nerde o eski bayramlar...” muhabbetinin ortasında bulmuştu kendini Şevval. Kendi gibi iş arkadaşları da bayramların eski neşesinin, keyfinin kalmadığından yakınıyordu.

Ne insanlar eskisi gibiydi, ne aileler eskisi gibi birbirine bağlıydı, ne de ekonomi aynıydı... Eski bayramların eski bayram olmaması için sıralanan sebepler ne kadar da fazlaydı. Zaten kendisi de onun için eşini bayramda tatile gitmeye ikna etmemiş miydi? Çok yoğun çalışıyorlardı, yıllık izinleri de zaten azdı, tatil için bayramdan daha uygun vakit mi olurdu...

Hem yakın, hem her şey dahil bir Kapadokya tatili bulmuştu. Ödeme yapmak için telaşla çantasından kartını çıkartırken çantası yere devrilmişti. Akşam katılacağı İlişkilerde Ustalık Semineri notları da çantasındaydı. Defteri yerden kaldırırken pembe kalemle not aldığı beklenti başlığı gözüne çarptı. İnsan ne kadar da hızlı unutabiliyordu gerçekleri. Ve ne kadar hızlı dönebiliyordu hayatının normallerine...

Tatilin ödeme sayfası açık ona bakıyordu, onun düşüncesi ise geçen haftaki konuya gitmişti. Ne kadar dış beklentili olduğunu düşündü. Bayram bile eski bayram olmadığı için suçluydu. Ama kimse o eski bayramlara ulaşmak için bir bedel ödemek istemiyordu. Şehir dışındaki aile ziyareti, akraba ziyaretleri, misafirleri ağırlamak... Bunun yerine bayramları, iş yerinin yoğunluğunu, yıllık izinlerin azlığını suçlayıp sanki bunları seçen kendisi değilmiş gibi davranarak tatile kaçmak tabii ki insana daha kolay geliyordu. Bayramla kalmıyordu tabii ki bu beklentiler, hayatın içinde çoğu kişinin çok normalleştirdiği hatta hakkı gördüğü seviyeye gelmişti.

Ben eşime iyi davranmasam da eşim bana iyi davransın,

İş yerinde çok çalışmayayım ama kıdem alayım,

Ben üzgün olduğumda insanlar beni eğlendirsin,

Morali bozuk olanlar aman bana yaklaşmasın,

Çok yorgunum komşumun torunu bu hafta sonu gelip gürültü yapmasın,

Evden geç çıkayım ama iş yerine vaktinde varayım,

Trafik az olsun,

Acelem olduğunda market sırasında bana yer verilsin,

Kayınvalidem bana iyi davransın...

Geçen sene bayramda gittiği yine her şey dahil tatili hatırladı. Paralarıyla rezil olmuşlardı. Pakette söylenenlerin çoğu beklentilerinin çok altındaydı. Yine az bir ücret ödeyip hayallerindeki tatile ulaşmaya çalışmıştı ama nafile. “Keşke Karabük’e annemin yanına gidip hasret giderseydim.” diye pişman olmuştu o zaman da.

Seminerde kontrolünde olmayan dış dünyadan beklentinin insanı mutsuz edeceğinden bahsedilmişti. Geçmişiyle kıyasladığında hakikaten dışarıdan beklemesiyle birlikte kendisini daha mutsuz hissediyordu. Ve dış dünyadan ne kadar bekliyorsa kendisinden beklentisi bir o kadar düşüktü. Ve bu şekilde beklemeye devam ederek ilişkilerinde daha mutlu olamayacağı açıktı.

Daha mutlu olmak için bir şeyleri değiştirmenin vakti gelmişti.

Deneyimsel Öğreti; “Her seçim bir vazgeçiştir.” derdi.

O eski bayramların neşesini bayramdan beklemek yerine, o bayramlar için ne yaptıklarını düşündü. İlk adım olarak tatil sayfasını kapattı ve Karabük biletlerine bakmaya başladı…


İlişkilerde Ustalık Hakkında

Yorumlar

Adsız dedi ki…
Mutlu Güzel Bayramlarınız Olsun… Güzel Düşünen, Güzel Yazan İnsanlar Ellerinize, Kalemlerinize Sağlık :)
Adsız dedi ki…
Beklentinin önemi çok güzel özetlenmiş.