Emekler Boşa Gitmiyor
İnsan
kendisine ne çok zulmediyor. Bir emek harcadığında hemen sonucu görmek istiyor.
Göremediğinde de ümitsizliğe kapılıp hareketi durduruyor. Aceleci, telaşlı, sonuç
odaklı…
İş
bulmak için birkaç kapıyı çalıp olmadığında hiç olmayacağını zanneden...
Spor
yapıp tartıda istediği sonucu görmediğinde ümitsizliğe kapılan…
Doğru
biri ile evlenmek için arada görüştükleri ile sınandığında, doğru insan
kalmadığına dair zanna giren…
Yeni
bir iş kurduğunda, sorunlu müşterilere denk geldiğinde, kontrol dışı sorunlar
yaşadığında bu işi yapamayacağını düşünen.
Oysa yaratılan şeylere biraz bakabilse...
Hiçbir emeğin, çabanın toplamda karşılıksız
kalmayacağını bilir. Kabuğundan çıkıp yaratılan diğer şeylere bakıp
onları okuyabilir.
Zaten ilk istenilen de “Oku” değil miydi?
Arı
orkidesi vardır. Çiçeklerini dişi arıya benzetebilen. Poleninin diğer
orkidelere taşınması için dişi arı taklidi yapar. Bal özü üretemedikleri için
doğal yollardan arıları kendisine çekmesi zordur. Bunun için dişi arı kokusu
salgılar ve erkek arıların kendisini ziyaret etmesini sağlar. Görüntü olarak ve
koku olarak dişi arıyı taklit eder. Kış ayından sonra dişi arısını bulmaya
çalışan erkek arı, orkidenin salgıladığı kokudan etkilenir ve orkideyi dişi arı
sanarak çiftleşmek ister. Bu esnada orkide, polenini arının başına yapıştırır. Erkek
arı, o orkidenin dişi arı olmadığını anladığında farklı bir orkideye gider ve
bu şekilde arının başındaki polen diğer çiçeğe geçmiş olur.
Arılar
her seferinde bu kokuya aldanıp orkide orkide geziniyor gibi görünüyor
başlangıçta. Ama aslında orkidelerin salgıladıkları kokular erkek arıların
üzerine siner. Dişi arılar da çiftleşmek için güzel kokan erkek arıları tercih
ettikleri için günün sonunda erkek arı kazanmış olur. Aradığı şey gün sonunda
gelip kendisini bulur.
Bazen
arı ile orkidenin öyküsünde olduğu gibi yanlış gibi görünen ama aslında öykünün
toplamında doğru olan yerlerde hayat bizden bir şeyler yapmamızı bekler.
Çalıştığı
yerde çok bedel ödeyip yöneticilik alamayan birinin, işini doğru yapmaya devam
ettikçe gün sonunda çok daha güzel yerlere vardığına,
Yanlış
bir kişi hayatındayken doğru şeyler yapmaya çalışan bir kişinin, o ilişkiden
sonra daha hayırlı bir insana denk geldiğine şahit olmuşuzdur.
Ancak
orada şikâyet etmeyip, ümidi kesmeyip hareketi durdurmadığımızda sonrasında
ummadığımız yerlerden ikramlanırız.
Güzel
kokunun üzerimize sinmesi için hayat bizden azim ve sabır istiyor. Oysa insan
hemen sonuç ister. İsteği de o an olmadığında motivasyonunu kaybeder. İnsan
sebeplere konsantre oldukça, olumsuzluklarda hareketini durdurmuyor, hareket
ettikçe su misali biriktirdiği kirlerinden arınıyor.
Kirlerinden
arındıkça güzel aktarımları da olmaya başlıyor. Kokusu, bakışı, konuşması, duruşu,
gülüşü güzelleşiyor ve kalp temizleniyor.
Çevresindeki
insanlar için iyilik yapan, iyi düşünebilen,
Güzeli
aktardıkça güzellikleri kendisine çeken,
Gülümsedikçe
gülümseyen yüzlerle karşılaşan,
Şükrettikçe şükredilesi şeyler yaşayan.
İnsanı
kıymetli kılan doğru şeyler için çaba göstermesi. Ay’a bakan, Güneş’e, yıldızlara
bakan, sonrasında gerçeği bulanın çabası gibi bir çaba. Yeter ki iyi bir
niyetle çabamıza devam edelim. Sonuç ne şekilde verilir bilmiyoruz ama en
ummadığımız anda en ummadığımız yerlerden ikramlanacağımıza güvenelim. Bu
zamana kadar hep öyle olmadı mı zaten?
Güzel
bir sonuç için güzel bir çaba içerisinde olabilenlerden olmak ümidiyle…
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Ellerinize sağlık:)
Ellerinize sağlık:)
Kaleminize kalbinize sağlık . 🌸🌸🌸
Emeğinize sağlık🦋🌸
Bu zamana kadar hep öyle olmadı mı zaten?
Çok güzel bir yazı emeklerinize sağlık :))