Gelsin Tostlar

Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Karnı Tok, İçi Huzurlu...

Erken kalkmış olsa da güneşli bir Cumartesi gününde spor için hazırlanmak varken firma kahvaltısı için hazırlanması gerekiyordu. Aylardır bitmeyen hafta sonu iş yemekleri Cansu için sıkıcı olmaya başlamıştı.  Sabah ayrı,  akşam ayrı bir organizasyona koşturuyordu. Hepsi iş amaçlı toplantılardı sözüm ona ama 15 dakikalık kısa sunumların arkasından saatler süren yemekler… Bir öğünde 1 aylık yenilebilen öğünler…Cansu yemeyi çok seven biri değildi. Hafta sonu düzenli sporunu yapan ve kendine dikkat eden biriydi. İşte pozisyon değişikliği aldığında çok sevinmişti ilk duyduğunda. Ama zamanla olayın hiç tahmin etmediği gibi kendine göre olmadığını da fark etmişti. İşte daha çok şey üreteceğini ve tatmin olacağını sanmıştı ama eskisine göre daha az şey ortaya koyuyordu. Ayrıca sürekli içinde bir huzursuzluk hissi oluşuyordu. Eskiden koşturarak işe geliyor, birkaç programa göz attıktan sonra yanına aldığı tostla kahvaltı edip işine devam ediyordu. Her gün yeni şeyler öğreniyor ve uyguluyordu. Karnı tok, içi huzurluydu… Aradaki fark neydi acaba?


Üretim-Tüketim

Üretim hak ediş oluşturma sürecidir. Manevi bir tatmin verir. Uzun süreli bir haz oluşturur. Ders çalışmak-dinlemek, ev temizlemek, tatil için para biriktirme süreci gibi…

Tüketim ise mevcut kaynakları harcama sürecidir. Maddi bir tatmin verir ama anlık bir haz oluşturur ve doyum sağlamaz hiçbir zaman. Yiyip içip evi dağıtmak, para harcamak gibi…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki "İnsanın ürettikçe üretesi, tükettikçe tüketesi gelir."

Üretim yaptıkça insanın daha çok üretesi gelir. Bir şeyler öğrendikçe daha çok öğrenesi gelir. Evi temizledikçe daha çok temizlenecek şey çıkarması gibi…

Tüketim yaptıkça ise insan daha çok tüketir, doyumsuz hale gelir. Yedikçe yiyesi, uyudukça uyuyası gelmesi gibi…

Ayrıca eğitim- iş toplantısı diye gidiyordu ama bir türlü işe, eğitime geçilemiyordu. Mutlaka önden yeme içme ile başlanıyordu. Evet milletimiz misafirperverdi ama bunun da bir kıvamı olmalı değil miydi? 15 dakikalık sunumlar için önden 2 saatlik yeme faslı olması zamanı israf değildi de neydi acaba.

Üretmeden tüketme

Hangi işe başlarsak başlayalım tüketerek başladığımızda bir türlü üretime geçemeyiz. Önce üretimle başladığımızda işe  başlayıp devam ettirebiliriz.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi


Yemeklerde insanların tabaklarını doldurup yiyemedikleri için atılanlar aklına gelince daha çok üzülüyordu. Birileri savaştan gelmiş aç sığınacak yer, yiyecek lokma ararken, birileri depremle evsiz kalıp yemek bulamazken; biz tabaklar dolusu yemeği çöpe atıyorduk. İhtiyacımızdan fazlasını yiyip kalanı da döküyorduk. Sadece atılan mıydı israf yoksa midemize fazladan girenler de israf olabilir miydi acaba diye geçirdi içinden Cansu. Kendince çözüm bulup artık yemekleri kedilere götürüyordu ama onlar da pek yemiyordu artık. Kediler bile doymuştu ama insan doymamıştı.

İlk defa bu hafta sonu firma yemeği olmayacaktı. Herkes üzgün Cansu mutluydu… Hemen eşiyle konuştu çocukları organize etti. Sabah ailece sahile gidip bir yürüyüş ve bisiklet turu yapacaklardı. Ailece yaptıkları ve çok sevdikleri bir aktiviteydi bu. Cansu aylardan sonra çocuklar gibi mutluydu. “İnsan yorulacağı için bu kadar sevinebilir miydi? “Kendi kendine güldü üstünü giyinirken.

Aklına kahvaltı geldi sonra. Eşi de oğlu da yemeyi seven biriydi. Tüm yemeyi sevenler Cansu’yu bulmuştu galiba. Eşi kesin spor sonrası onları bir yerlere götürüp kahvaltı ettirirdi.

Hayır hayır bu olmamalıydı. Aylardır gördüğü israf ve tükenmişlikten sonra bugün yapacağı güzel sporu heba etmek istemiyordu. Hemen bir çözüm bulmalıydı. Derken aklına fikir geldi; termosa çay demleyip güzel birer kaşarlı tost yapacaktı. Eşi de oğlu da severdi Cansu’nun tostunu hem sürpriz olsun diye eşine göstermeden bir çanta içinde arabanın bagajına koydu hazırladıklarını.

Hava hafif serin ama güneşliydi. Hafif bir ısınma hareketi sonrası yürüyüş ile başlayıp arada yarışlar yaparak bisiklet alanına ulaşmışlardı. İnsanın hem yorulup hem keyif alması garip bir şeydi ama hiçbir iş yemeği bununla yarışamazdı. En azından Cansu böyle düşünüyordu. Cansu etrafındaki insanlara garip geliyordu ama eşi de zamanla onun gibi düşünüyordu. Anlık olarak yemek içmek gibi etki vermiyor ama spor sonrası tüm gün kendini iyi hissediyordu.

Ve pedal çevirmekten yorulmuş bacaklar dinlenmek istiyordu artık. Oğlu da acıkmaya başlamıştı. Eşi “E o zaman… “ cümlesini tamamlamadan Cansu “Gelsin tostlar!“ diye elinde tostlar ile geldi. Ufak bir gülüşmeden sonra tostları yemeye koyuldular. Herkesin karnı tok, içi huzurluydu…


Deneyimsel Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir. 

"Hayatta hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"

Yahya Hamurcu





 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
İnsanın yüzünde tebessüm oluşturan çok tatlı ve faydalı bir yazı olmuş. Teşekkürler:)
Adsız dedi ki…
İnsan eski günlerde yaşayan ve başarılı olanları görünve gerçekten onların tüketmek için yaşamayan insanlar olduğunu anlıyor. İdrak veren yazınız için teşekkür ederim. Aydınlandım
C.M dedi ki…
Tüketmenin toplamda keyif vereceğini zannederek çıkmaza sokmuşum kendimi bu zamana kadar. Eğitimleriniz sayesinde daha neler farkettiğimi anlatamıyorum çünkü çok fazla... Ne kadar teşekkür etsem az :)
A. Ü dedi ki…
Üretimin insana verdiği tatmini, hazzı hiç bir tüketim veremiyor.
Fatma Okumuş dedi ki…
Üretim tüketim mi insanın üretmeden tüketemeyeceğini, tüketimlerin insanı tatmin etmeyeceğini böyle ne güzel özetlemişsiniz. Çok güzel bir yazı olmuş teşekkür ederim.
Adsız dedi ki…
Güncel hayatta üretimle ilgili çok güzel bir temas olmuş, elinize sağlık