Adil Olmanın Tam Zamanı
Bazen
bir baba görürsün, göçük altındaki kızının elini tutan. Bazen bir çocuk
görürsün, karanlıktan çıkarken kendinden çok kardeşini düşünen. Bazen bir bebek
görürsün, üşüyecek dersin. İnsanlar görürsün gözü yaşlı, üşüyen, endişeli,
acısı çok büyük. İçin cız eder, göğsün sıkışır, gözlerinden yaş gelir, ne
yapayım diye çırpınır durursun.
İnsanın
aslında kendi saçının uzamasını kontrol edemezken, kendi kalp çarpıntısını
kontrol edemezken, kendi vücudunun işleyişine söz geçiremezken, tüm dünyaya
hakim olabileceğini, tüm dünyayı yönetebileceğini düşünmesi ne garip!
Bazen
taşları doğru yere yerleştirmek ne kadar da zor. Sınırlarını bilmek,
sınırlarını kabul etmek ne kadar da zor. Hepimiz insanız, sınırlı canlılarız. O
kadar aciziz ki. Hepimiz içimizden “tabii ki öyle” derken, bunu gerçekten kabul
etmek ne kadar da zor.
Gücümüz, imkanımız arttıkça her şeyi yapmayı kendimize hak görebiliyoruz. Bir ülkeyi işgal etmeyi, bir çocuğu kaçırmayı, birini ezmeyi, zayıf olanı dövmeyi, paramızla her şeyi satın almayı... Yok o aslında öyle olmuyor. Gördüğün resme bakıp değerlendirme sakın. Şu an gördüğün resim karesi, resmin tamamı değil.
Adil Değerlendirmek İçin,
Adil olabilmen için büyük resme bakman lazım. Sonrayı
değil, sonu düşünmen lazım. Kazanacaklarını ve kaybedeceklerini doğru yere
yerleştirmen lazım. Nerede kaybedip nerede kazandığını ayırt edebiliyor olman
lazım. Olayı anlayabilmek için,
anlatılanı değil, anlatılmayanı da yakalayabilmen lazım. Bunun için de adil
olmanın ne olduğunu bilmek ve öğrenmek gerekiyor.
Öykünün içine girmeden, hem kendi, hem de başkalarının öyküsüne dışarıdan bir gözle bakabildiği zaman adil olur insan. Oradaki gerçekliği görebildiği kadar adil olur insan. "Benim çocuğumun, Suriye’deki çocuktan ne farkı var?" dediğinde, "sadece benim annem, eşim, babam, akrabam değil, başkasının ki de değerli, onlar da insan" dediğinde adil olabiliyor insan. Bir hata yaptın, "neyse bedeli ödeyim" diyecek rahatlıkta olunca adil oluyor insan.
Süper
kahramanlar arıyoruz hayatımızda bizi kurtaracak. Omuzlarımızdaki yükü
kaldıracak, yangınları söndürecek, sevenleri kavuşturacak, güneşi açtıracak,
karnımızı doyuracak. Mucizeler onlardan gelir sanıyoruz. Oysa bu dünyada yaratılmış
her şeyin bir mucize olduğunu unutuyoruz. Göğsümüzü genişletecek de,
sırtımızdaki yükü alacak da, bize yardım edecek olan da sadece Allah. Sana o
yardımı bir kul eli ile gönderecek olan da Allah.
Ama
sen şimdi, bugün, hak edene hak ettiğini verdikçe, yani adil oldukça, beyazı
ezdirmeyen siyaha taviz vermeyen, herkesin
danıştığı, birilerinin yükünü alan, ihtiyacı olana ihtiyacını veren, birilerinin
razı olduğu ama en çok da Allah’ın razı olduğu kullardan olabilirsen, kendin
bir mucize oluyorsun. O yüzden adil olmanın tam da zamanı.
Yorumlar
Ellerinize sağlık