Dünya Mutlu Bir Yer mi?
Işıl Işıl Gözleri...
Bakanın içine işliyor.
Bakınca gülümsetiyor. Neşe
veriyor.
İnsan "Nereden bu enerji?" diyor.
Dünya mutlu bir yer mi?
Nereden alıyor bu keyfi?
Herhalde deli...
Ancak deliler çivisi çıkmış
dünyada mutlu olur sanki.
Çivisiz mi dünya?
Belki başka bir sebebi vardır,
Bu çıldırmış hareketlerin.
Buna rağmen gülümsüyor,
Bazısı gereksiz diyor,
Gereksiz mi mutlu?
Kim belirledi gerçeğin ölçüsünü?
Hem gerekli mutsuzluğu kim
üretti? Kim kabul etti?
Ne acayip!
Ya da acayibin ölçüsü ne ki, niye
bu acayip oldu şimdi?
Yeryüzünde biriken bir su var.
Toprağın onu emmemesi, üzerinde gemileri yüzdürebilmek, yüzebilmek...
Bu acayipken diğeri ne ki?
Ah! Bu da mı delilik oldu şimdi?
“O kadar fazla düşünme. Deliverirsin valla”
Doğru olan ve delilik olmayan ne
var yeryüzünde, şu zamanın normallerine göre?
Yanlış olmasına rağmen, mantıksız
olan bir şey kaldı mı bastığın yerde?
O zaman söylenen normallere çok da
bakmamalı özünde...
Çünkü;
Gerçeği konuşan insanlar, mutlu
olanlar kadar az.
Sahteyi konuşanlar, mutsuzlar
kadar çok.
Ah ne güzel bir çağrışım. Ne
güzel bir mesaj.
- Mutluluğa
giden 7 yol,
- Mutlu
olmak için yapılması gereken ilk 3 şey,
- Mutlu et kendini çikolatalarla...
Ne de uzak gerçek mutluluktan,
Ne de yakın sahte mutluluğa.
Mutlulukla ilgili ne öz mesaj.
Gerçekle ilgili ne öz bir yol.
Mutluluk gerçekte...
Gerçeklik, sürekli mutlulukta.
Gülenlere, neşeli olanlara
hayretle bakmak...
Mutsuz olmak neden normal
ki?
Mutsuz olmaya göre mi dizayn
edilmiş dünya?
Yoksa insan mı çeviriyor işi
mutsuzluğa?
Hayır hayır, insan hiç suçlu olmaz.
Onun dışındaki herkestedir
yanlışlar.
Ama diğerleri de aynı şeyi
düşünüyorsa...
O zaman kim suçlu ya?
Çivisiz Dünya...
Maşaladığım saçlarıma yağan
yağmur,
Hak ettiğim notu vermeyen hoca,
Kıymetimi bilmez koca,
Ve daha birçoğu…
Sonuçta Dünya çivisiz oldu.
Gülenler dengesiz, düşünenler
deli oldu.
Siz de haklısınız. Herkes de
sahte güldü.
Gerçek gülen ayırt edilemedi.
Herkes düşünüyormuş gibi yaptı,
gerçek düşünen onlarla karıştırıldı.
Herkes sahte konuştu, gerçekleri
konuşanlar, onlardan sanıldı.
Dinle dediler, duyulmadı.
Oku dediler; bakılmadı, görülmedi.
Oysa okuma yazma bilmeye bile
gerek yoktu. Anlasak yeterdi.
Ee, o gözleri ışıl ışıl olana ne
oldu?
O devam etti yoluna.
Aldırmadı söylenenlere.
Okudu, dinledi, gördü...
Anladı aslında;
Ne dünyanın bir suçu var ne
diğerlerinin.
Ne geliyorsa başıma, kendi
ellerimle...
Ne oluyorsa kötü, hüzünlü,
Bizzat kendimden.
Yapmam gereken şeyler var.
Uzak durmam gereken şeyler de bir
o kadar fazla.
Öyle olunca ışıldamaya da devam
etti gözleri.
Çünkü, ne güzel bir şeydi insanın
kendisiyle ilgilenmesi.
Ne konforlu bir alan,
Sonuçta tek kontrolümüzde olan.
Deneyimsel
Tasarım Öğretisi geçmiş deneyimlerden yola çıkarak, geleceğimizi
tasarlamaya yönelik stratejiler üreten bir bilgi topluluğudur.
“Kim Kimdir”,”
İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” seminerleriyle
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara problemlerini çözmeleri ve
hedeflerine ulaşabilmeleri için ihtiyaç duydukları yöntemleri öğretir.
"Hayatta
hiçbir zaman keşfedilemeyecek tek bir şey vardır; Daha iyisi…"
Yahya Hamurcu
Yorumlar
Kaleminize saglik cok guzel bir gercek yazı...
Sahteyi konuşanlar, mutsuzlar kadar çok.
Sadece bu kısmını bile anlasak ne çok yol kat ederiz...