Birileri Var Olmuş Birileri Yok Olmuş Burada...
Gelinmiş...
Ve sonra!
Gidilivermiş.
Gelen ve
sonra gidiveren...
Nedir fark eden?
Gülen ve
gülmeyen.
Yeryüzünde
iki insan, birbirine benzer.
Aradaki
fark; gülen ve gülmeyen kadardır.
Gülen
problemsiz midir?
Kraliyet
sofrasında, elini şıklatmasında tüm dünya...
Gülmeyen
çok eksiği olan, çok problemi olan mıdır?
Problemi
çok olan, problemi eksik olan...
Nedir
fark eden?
Göz gözü görmez problem, problem içindeyken,
Eksikler
varken,
Göz gözü
görmeyince gözdeki kusurları fark etmez,
Fark
etmez çözüm arayışındayken,
Birbirine
değil çözüme odaklanır gözler.
Göz gözü görür, tanır, hatta hiç ayırmaz bakışlarını,
Eksikler
yok kadar azken,
Problem
yok denecek kadarken,
Böylece
eksiği, gördüğü gözde arar.
Böylece
problemi o gözlerde yaşar hale gelir.
Çünkü
yeryüzünde her insan mutlaka problem yaşar.
Çünkü yeryüzü...
Sadece yiyip,içmek, kahkahalarla gezmek,
Üstüne bir
de rahat bir uyku çekmeye dizayn edilmedi.
Rahat
edelim, hep rahat içinde olalım diye değildi.
Rahatsız
olalım diye miydi?
Yok o da
değildi. O değildi ama o da değildi.
Biraz
bozulsun rahatımız, sonra yeniden gelsin.
Sonra
biraz daha problemler olsun.
Çözelim
ve yine biraz rahat hissedelim diyeydi.
Ve sonra
yeniden...
Problemli ya da problemsizde sabit kalsın diye değildi.
Problem
içindeyken nasıl rahata ulaşabilir ki insan?
Problemsizken
yapıp edilendir rahatlığı belirleyen.
Rahatken
yapıp ettikleridir problemli süreci dizayn eden.
İkisi birbiriyle çok ilişkilidir, göremez insan.
Aradaki
ilişkiyi kuramaz.
Çünkü
insan, ilişki kurma potansiyeli en yüksek olan,
Ama
ilişki kurma konusunda en beceriksiz de olabilen.
İnsanlarla
çok iyi ilişki kurabilecek ama kurmayan...
"Bana ne,
o benimle ilişki kursun" diyen.
İlişki
kurduğunda da yanlış ilişkiler kuran...
Neyse, o
ilişki kuramaya dursun.
Bari
problemler arasındaki ilişkiyi kursun.
Olaylar
arasındaki ilişkiyi görme becerisi de yüksek,
Ama
gözünü kapatınca algılayamaz olur aynı insan.
Hangi
sonuç hangi sebeple ilişkili, fark edemez olur.
Peki, nedir ilişkisi?
İnsan, bir problemle karşılaştığında ya da rahata ulaştığında,
Ne ister
yeryüzü insandan?
Problem
çözerken aslana, kaplana dönüşmemizi ister hayat.
Öyle
güçlü, öyle cesur, öyle iş bitirici.
Çözüm bulunca,
çözümü sunana hakkını ver ister.
“Yok
canım! Bunda ne var abartmayın. İnsanlar ne problemler çözüyor.” der insan.
Ya bir
problem çözmek istemiyor insan,
Ya da
çözünce sahneye çıkıp haykırmak istiyor.
Havamızı
söndürürler ama söyleyeyim.
Zira iki
problem çözen insan birbirine benzer.
Arada ki
fark; ne problemler çözmüş olmaya rağmen böbürlenmemek kadardır.
Aradaki
fark, problem çözebilmesine rağmen hala kendindeki eksiği görmeye çalışmak
kadardır.
"Daha ne yapabilirim,
daha nerede iyi olabilirim." diye bakmak kadardır.
Çünkü
devamlı daha iyisinin olacağını bilmek kadardır aradaki fark.
Diğeriyse; "Tamam" der. "Tamamım! Artık daha da yılmam, yıkılmam."
Gelen
bir başka aslan, daha güçlü bir aslan darbesine kadar sürer yılmamak,
yıkılmamak...
Çünkü
insanın galipliği, böbürlenene kadardır.
Sonunda
kaybediş varsa, ânda kazanmak neye yarar?
Böbürlenmek
ise sondaki kaybedişi sağlar.
Her gelen, nereden geliyor bir bak.
Yöneten
kim sahip kim, iyice bak.
Kaynak kim,
yağdıran kim bak iyice.
Bak ve
oku.
Anla övülmesi
gereken kim, destek veren kim?
Gelenleri
gönderen, gidenleri geri alan kim?
Kim, hiç
kimse yokken problem içindeyken sana yakın olan kim?
Yardım
için yakardığında; "Çözemiyorum" dediğinde sana merhamet eden kim?
Ferahlatan
ve daraltan...
Ferahladığında
veya daraldığında sana bakan?
Kendini
överken uzaklaştığın kim?
Bilir insanoğlu,
Tüm
soruların cevaplarını bilir
Ama
unutur insanoğlu.
Girivermesin
işin içine egosu...
Ego hâkim
olmuşsa kişiye, tüm gerçeği unutuverir insan.
Oysa çok
yakın başlar gerçeğe,
Çok imkânı
vardır gerçekle ilişkilendirmede,
Ama
yenik düşüverir insanoğlu.
İsteği
yönetmesin yeter ki onu.
Kayboluverir
isteklerin peşinde.
Koşar
koşar ama bomboş kalıvermiştir eli,
Böylece
kaybeder gerçeği,
Kaybettikçe
de uzaklaşır en gerçek olandan.
En
ihtiyaç duyduğundan uzaklaşır.
Öyleyse hatırla, sen uzaklaştığında...
Yeniden
yaklaşabil diye sana merhamet eden kim?
Yine
benzer iki insan birbirine,
İki göz,
iki kulak, bir ağız,
Aradaki
fark,
Hatırlamak
için gören, hatırlamak için duyan kadardır.
Aradaki
fark en gerçeği konuşmak kadardır.
Ve en
bariz fark,
Bir tek
O’na eğilmek kadardır.
Yorumlar
Kaleminize sağlık