Yanlışı Ustalaştırmış Birisi

İçten içe konuşmaları çoktu...

Yüzü hafif kızarmış olan adam bir çay istedi. Yemek saati gelmediğinden midir nedir, bayattı çay. Karnı da acıktığından çayı bir türlü içemedi gitti. Bir yandan içinde yükselen korku, bir yandan da ailenin büyüğü oluşunun getirdiği sessizlik. İçten içe konuşmaları çoktu son zamanlarda, gerçi çok konuşmayı da sevmezdi ya. 

“İnsan dışına konuşamayınca, içine mi konuşurdu yoksa?” diye düşündü. İçten içe hayıflandı, “Hayda bunu hiç beklemiyordum, hani gençtim, iyiydim, herkes kendine ne iyi bakmışsın diyordu, yaşıtlarıma göre karizmam 10 numara, hatunlar desen çevremde. Ama olmadı bu beklemediğim yerden geldi”.

Beklenmeyeni beklemek…

Aslında hayat beklenilmesi gereken yerden gelirdi. Onca işaretini vermesine rağmen neden böyle düşünürdük ki? Eğer insan beklenilmesi gerekeni beklemiyorsa nasıl kızabilirdi ki? Ne ara her şeyi kontrol edebildiğini düşündü ki? Dağları, yıldızları o mu yaratmıştı? Meyveleri, çiçekleri o mu tasarlamıştı?
 
Küçük evladına güvenirdi ama onu çok da sevmezdi. Diğer evladını da pek sevmezdi ama onla iyi olmayı daha çok isterdi. “Şimdi bunlardan birisini tercih etmek istesem hangisini etmeliyim?” diye düşündü. “Evi lüks olan ama kavgacıyı mı? yoksa evi sade olan ama güler yüzlüyü mü?" "Of o da iyi hoş, güzel ama çok sıkıcı”.
 
Neden böyle gafil avlandığı bir hale düşmüştü ki? Bir yandan hayatı suçluyor bir yandan da gerçeği içinden geçiriyordu “Bu yaşıma rağmen genç hayatı yaşamayı istemem kalbime yük bindirmiş olabilir miydi? Sonra ver elini kalp hastalıkları. Hem hayat neden insana gol atmak istesin ki! Bunca güzelliği barındıran hayat düşman olabilir mi insana?”
 
Anlayamamanın önünde bir engel mi vardı?
Ya da olayları çıkmaz sokağa taşıyan istekler miydi sebebi?
Mesela kırmızı suratlı adamın geliştirdiği bir sistem mi vardı?
 
Yaşlanıp da tek başına ölmek istemeyen,
Ama evlenmek de istemeyen,
Ama çocuklarıyla da yaşamak istemeyen,
Ve tüm bunlar için geliştirilen bir sistem…

Tüm zorluklardan kaçmayı ustalaştırma sistemi,
Kendinde hiç hata görmek istememe sistemi,
Herhangi olası bir riski görmeme sistemi.
 
İnsanların gerçeğe göre tepki verdiği düşünülür. Oysa insanlar kendi isteklerine göre tepki verirler. Gerçeği anlamaları isteklerine bağlı... 
 
“İyiyim ben”
“Bir şeyim yok benim”
“Abartıyorsunuz, ne doktoru”
 
Kondurulamayan gerçekler…
 
Büyük evlat, “Dur hele hemen inanma. İyisindir iyi” dedi.
Küçük ise, “Nasıl tedbir alsak?” dedi.
Ve iki farklı kafadan ortak bir ses çıktı,
“Bir şey yok, bir şey yok”
Yoksa aynı düşüncelere sahip olanların aynı konuşmaları mı vardı?
 
E o zaman ne yapalım bekleyelim bari. Her şeyin bir nebze daha kötüleşmesini bekleyelim,
Ve o zamana kadar görmemeyi alışkanlık edinelim ki, son evrede gerçekleri görelim. Ve o noktadan sonra olayları bambaşka okumaya başlayalım, gerçeklikten epey uzaklaştıktan sonra okuyalım.
 
“Hayat beklemediğim yerden geldi”
“Hiç ama hiç beklemiyorduk” söylemleri…
 
Oysa hayat bize bir olay olmadan önce mutlaka işaretlerini verirdi.
Adım adım işaretlerini verirdi,
Kademe kademe…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, “Her şey olmadan önce işaretini verir”.
Ama o tabelalardan o kadar uzaklaşan nasıl okuyabilirdi ki işaretleri?
Bunca yolu yanlış gitmiş birisi, nasıl olacaktı da o uzakta kalan işaretleri okuyabilecekti ki...

Yanlışı ustalaştırmış birisi, gerçeğin nasıl çırağı olabilir? 
Gerçeği merak eden, düşünebilenler ancak işaretlere ve sonunda gerçeğe ulaşabilir... 

Yorumlar

Adsız dedi ki…
İnsanların gerçeğe göre tepki verdiği düşünülür. Oysa insanlar kendi isteklerine göre tepki verirler. Gerçeği anlamaları isteklerine bağlı...
Ne doğru bir söz… Bazen insan verilen tepkilere şaşıyor kalıyor. Ama bu ifade insanların tepkilerini anlamlandırmak için çok yeterli olmuş.
GNS dedi ki…
Yanlışı ustalaştırmış birisi, gerçeğin nasıl çırağı olabilir?

Çok güzel bir yazı
Ellerinize sağlık
Merve dedi ki…
Okurken yanlışı ustalaştırdığımız yerler nereler acaba diye düşündüm...
İnsan nasıl da farkında olmuyor, nasıl da normal geliyor yanlışlar...
Yanılgılar içinde büyük işaretler gelip çatmadan gerçeğin çırağı olabilmek dileğiyle...
Adsız dedi ki…
İşaretleri görebilsek de, sonuçlarına hazır olmadığımız için gördüklerimizi söylemeyi erteliyoruz. Elinize sağlık.
Filiz dedi ki…
Baştan sona harika yazı
Ve fark ettim ki kendi kendime
Konuşmalarım çoğaldı ve yanında durduk yere sinirlenmem her saniye şükrederken
Şimdi aklıma bile gelmiyor Olması
Yanlışı cogaltiyorum içimde ve güzel olandan uzaklaştırıyor
Bu yazından sonra ne yapmam gerektiğini fark ettim
Çok çok teşekkür ederim yüreğinize sağlık 🥰