Zorlanacağın işlerin baskıların olabilir...
Hayatın içinde kaybolur mu insan?
Her sabah yeni bir gün başlıyor ve sonra akşam,
Ardından gece ve sonra gece akıyor ve sabaha bağlanmış yeni
bir günün başlangıcı daha.
Ertesi gün diyoruz ve sonraki
günler, haftalar, aylar, yıllar...
"Her gün ne yiyeceğiz, nereye gideceğiz? "
"Hangi işleri öncelikli sıraya koyacağız?"
"Kimlerle görüşeceğiz?" derken ve yine yeniden gün bitti.
Eğer yaşamaya çalışıyorsak hayatı; bir süre sonra yaptıklarımız
bize zor, sıkıcı, monoton, rutin gelir.
Aynısının tekrarı işler az ters gittiğinde de; neden bu
kadar amelelikle uğraşıyoruz.
"Ne için?" demeye başlarız.
Mutsuzluk başlar.
İş hayatında amelelik,
Evde amelelik,
İlişkiler de amelelik,
Bu dünyada yalnız kalacağın zamanların olabilir,
Zorlanacağın işlerin baskıların olabilir,
Bazen sevdiklerinde ayrılmak zorunda kalırsın,
Annen gider, öksüz kalırsın,
Baban gider yetim kalırsın,
Hiç biri sorun değil.
Sorun nerde başlar ?
Eğer amaçsız kalmışsan bu hayatta işte o zaman her yaptığın sana yük, her engel sana zor,
küçük problemler sen de dağ kadar büyük.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi diyor ki; "Bu hayatta Amaçsız
kalamazsın."
- Hayatta amacını bilen kişi,
- Yaptığı şeylerden keyif alan,
- İhtiyaç gören ve keyif veren kimse olmaya başlar.
Hem yapıp ettiklerinle yol keyiflidir artık, hem de sonuçlarından
tatminsindir.
Sadece bu dünyada mutluluksa ana istek, somutun peşinde bir
hayatta oyalanıp durur insan.
Nefis bu dünyada hiç doyamayacak, hep elde ettikçe daha fazlası, farklısı, güzeli, şöylesi
böylesi...
Açlığının durmadan arttığı bir hayatın için ameleliğin hiç bitmeyecek.
Bu dünyayı toplamda ne için yaşıyoruz?
"Neden bunu istiyorum?" sorusunun cevabını bulduysan ve cevabın her iki dünyayı kapsayacak şekilde ise o zaman gerçekten anlamlı yaşamaya başlarsın hayatı.
- Rıza alma üzerine bir hayat yaşamak mümkün olur,
- İşte bir stilin olur,
- Evde bir stilin olur,
- İlişkilerde bir stilin olur.
Referans doğru yerde olduğunda;
- Gelen teklifler doğru değerlendirilir,
- Hangi fırsatın bizi yönümüzden çevirmek üzere geldiğini fark edebiliriz,
- Her reddettiğin siyahta teklifin, beyazda olanını cebine aldığını bilirsin.
Amacın varsa; gelen fırsatın almaya gelen olduğunu, seçimlerini, yaptığı şeyleri neden yaptığını idrak edebiliyor insan.
Hepsi dünümü, bugünümü ve yarınımı daha iyi yapmak için gelen
sorular, kurulmuş sahneler ve sahnede benim için bana özel tasarlanmış kişiler, objeler ve vakalar.
Bu hayatı toplamda ne için yaşıyorum unutmadığımızda ;
Doğru mu? Yanlış mı?
Gerçek mi ? Sahte mi?
Güzel mi? Çirkin mi?
İyi mi? Kötü mü?
Aklımıza düşecek cevaplar zaten çoktan belli,
Hüküm belli.
Peki iyiyi ve kötüyü neye göre seçiyoruz?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, "İnsanın amacını amaç
edinmiştir." Bu hayatta gelen sorulara doğru cevapları verebilmesi için tüm
zamanlarda değişmeyen bu iki kavramı Kim Kimdir? Programında aktarıyor.
İyi nedir? Kötü nedir?
Yorumlar
Yazınız ile bu düşünce oluştu bende teşekkürler.