Neden Farklıyız ki?!

Ondan Alabileceğim, Ona Katabileceğim Ne Var?

Annemle bir türlü anlaşamazdık. Arkadaşlarımın annesi evi temizleme ve toparlama konularında çocuklarına sorumluluk verirken annem, bir şey yapmama izin vermezdi. "Ne gerek var" derdi. Onun için her şey her yerde olabilirdi.  Ben evin derli toplu olmasını isterken annem bunu umursamayınca üzülürdüm.

Ne var ki aradan zaman geçti... Şimdi kendi çocuklarımı büyütüyorum. Onlarla da anlaşamadığımız zamanlar oluyor. Ben annemin bana yaptığının aksine onlara sorumluluk vermeye çalışırken çocukların umursamaz tavırları beni çileden çıkarıyor. Sürekli eşyalarını bir yerlerde unutup kaybediyorlar.

Eşime ne demeli? İşten gelmişsin biraz dinlen, değil mi? Yemek yerken lokmanın bitmesini bekle, değil mi? Sağda solda ne olduysa her şeyi anlatıyor. "Elalemin ne yaptığından bize ne canım!" Anlatırken bir de lafı dolandıra dolandıra her detayı anlatıyor. Bari kısaca anlatsa... Uykuda, gezmede, sabah, akşam sürekli konuşuyor olması bende kulaklarımı tıkama isteği uyandırıyor!

Komşuma gideyim az kafa dağıtayım diyorum... O da ne desem, ne söylesem beni anlamıyor. "Yok ya. Öyle değildir. Niye öyle dedin? O öyle yapılmaz ki, bu tarifi şöyle yap..." Mutlaka bir eksiklik buluyor. Bir şeyde de beni haklı ve mantıklı bulsa ya... Olumlu tarafından bakabilse güzel konuşup içimi ferahlatsa ya... Yok burada da rahat yok bana. Şans işte... Çirkin şansı lazım bu dünyada insana.

Şöyle etrafımda bir kafa dengi insan yok. Bir tek eski komşumla anlaşırdım. Oturur hayallerimizden konuşurduk. Sıcak çayımız ve mis gibi kokan kekimiz eşliğinde. Ortak yönümüz çoktu, benzerdik birbirimize... Oysa annem, çocuklarım, ruh ikizim olacak eşim bile benden çok farklı. Anlaşamadığımız, tartıştığımız zamanlar oluyor sürekli.

İnsan hayatta kafa dengim dediği, kendine benzeyen insanla yakın olmak ister. Peki, ya diğerleri? Diğerleri yokmuş gibi... Diğerleri yok olsa ya, hissiyatındadır gizliden gizliye. Böyle gizli isteklerle yok olur mu diğerleri? Ya da olmalı mı?

Kahvaltıda sadece peynir olsa mesela? Nasıl bir kahvaltı olurdu o? Tekdüze. Ya da domatesi çok seviyorum diye her gün domates yesem? Sıkıcı olurdu. Farklı tatlar isterdik bir süre sonra. Diğer vitaminleri almaya da ihtiyaç duyar insan vücudu. İnsan ruhu da böyledir. Farklı vitaminlere ihtiyaç duyar. Kendinden farklı hazlara ve faydalara ihtiyaç duyar. Ama insan en haz alınacak şeyin kendi yaptığı şey olduğunu zanneder. En faydalı şeyin de yine kendi yaptığı şey olduğu inancındadır.

Kahveyi, dar ağızlı fincanda içmek çok daha keyiflidir. Peki, haznesi geniş ve ince ağızlı fincanda denedik mi hiç? Kahvenin yanında çikolata çok güzel gider. Kahveyle meyveyi denedik mi hiç? Alıştığımızın dışında farklı olana adım atmakta nasılız?

Menemenlik domates yapan biri, kendi yönteminin en doğru yöntem olduğunu zanneder. Farklı yöntemlere kapatır kendini. Bir başka fikri içtenlikle dinlemez bile. "Ben halimden memnunum" diyordur içten içe. Ama hayatta her zaman daha iyisi, daha doğrusu ve daha hazlısı mümkün. Çünkü her iyiden daha iyi biri var. Her doğru yöntemden daha işe yarar bir yöntem olduğu gibi. Her haz alınan şeyden daha haz alınacak bir şey var.

"Her bilenin üstünde daha iyi bilen var."

Bizden farklı olanda da bize katılacak çok faydalar, çok keyifler var. Ne zaman? Görebildiğimizde... Göremezse, fark edemezse nasıl farklı olana yaklaşabilir ki insan?

Oysa her insanın kendine ait bir dünyası, kendine ait bir bakış açısı var. Hepimiz insanız ama kiminin konuşma tarzı farklı, kiminin yürüyüşü, kiminin oturuşu, kiminin duruşu, kiminin bakışı... İnsan kendine benzeyenle olmak ister, kendine benzeyeni sever. Kendine benzeyeni iyi bir insan, iyi bir arkadaş olarak görür. Bir insanı gerçekten  iyi ya da kötü yapan şey nedir? Farklı bir tarzının olması o insanı iyi ya da kötü yapar mı?  Kendimizin  ve yanımızdakinin farklı, doğru ve güzelliklerinin olduğunu fark etmeden ve kabul etmeden ilerleyebilir miyiz ilişkilerimizde?

Farklı olana şanssızlık diye bakmamak lazım önce. Ondan alabileceğim, ona katabileceğim ne var diye bakmak lazım.  

"Sinir oluyorum"

"Gıcık oldum"

"Çok konuşuyor, çenesi düşük"

"Ne kadar pasif, asosyal biri"

"Ona güven olmaz herkese söz veriyor"

"Mahkeme duvarı gibi suratı var, hiç güldüğünü görmedim"

Bu sözleri söylerken aslında daha hoşgörülü, daha anlayışlı olabilir mi insan?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, müfredatıyla hazırlanmış olan "Kim Kimdir" programı; iletişim kurduğumuz insanları tanıyabilmek için onların kişiliği hakkında ipuçlarını görebilmemizi sağlar. Kendimizi tanıyarak, zayıf ve güçlü yanlarımızı fark edebilmek üzere tasarlanmış bir programdır.

Kim Kimdir? Hakkında




 

 

Yorumlar

GNS dedi ki…
Ne güzel bir yazı
Çok teşekkür ederim
Ellerinize sağlık
Adsız dedi ki…
KİM kimdir aldıktan sonra insanlar hakkındaki ön yargılı bakışım değişti :) meğer ne bilmeden eleştiriler yapabiliyormusum çok teşekkürler Deneyimsel Tasarım Öğretisi
Ferfeh dedi ki…
Eline sağlık farklılıklar şifamız 🌸