Her Zaman Daha İyisi Var...
Çok çok eskiden şehrin birinde çok güzel bir kız yaşarmış. Çok güzel, selvi boylu, güler yüzlü, elinden de her iş gelen bir kızmış. Bahçe içinde, güllerin ortasında müstakil bir evde yaşarmış.
Aynı mahallede de fakir bir delikanlı varmış. Bu fakir delikanlı, her sabah gül toplayan güzel kızı, hayranlıkla seyrederek işine gidermiş. Ancak güzel kızı biraz daha fazla görebilmek için boş zamanının çoğunu o sokakta geçirir olmuş.
Zamanla ikisi de evlilik çağına gelmişler.
Tabi ki kızla evlenmek isteyen şehrin
zenginlerinin oğulları, makam mevki sahipleri, kızın evini ziyarete
başlamışlar.
Genç delikanlı için durum oldukça ümitsiz hale
gelmiş “Bu güzel kıza ne verebilirim ki! Ne o kadar param, ne de mevkiim var”
diye düşünmüş. Ama kıza duyduğu sevgi nedeniyle çok acı çekmeye başlamış.
Duruma daha fazla dayanamayacağını düşünüp şehri terk etmiş.
Yıllar yılları kovalamış, yıllarca gelmediği
memlekete dönmüş mahallenin genç delikanlısı artık saçları beyazlamış olarak.
Bir kaç gün sonra aklına düşmüş “Uğruna yurdunu terk ettiği kız kim bilir
kimlerle evlenmiştir?” diye. “Zengin, yakışıklı ve mevki sahibi birisiyle
evlenmiştir mutlaka” diye düşünerek yürürken ayakları onu kızın evine götürmüş
bile.
Aynı güzellikte gül bahçesi, sadece biraz daha
eski görünen evi, karşıdan seyrederken, evin kapısı birden açılmış, kısa boylu
tıknaz, yaşlıca bir adam çıkmış dışarıya, arkasında da eski güzelliğinde ama
yaşlanmış sevdiceği.
Orda öylece kalakalmış, karı kocanın vedalaşmasını
seyretmiş şaşkınlıkla.
Adam gittikten sonra bir süre daha beklemiş ama
merakına da engel olamamış. Zengin ve yakışıklı bir adamla evleneceğini
düşündüğü kadın, nasıl bir evlilik yapmış?
Merakına engel olamayarak, biraz da tereddütle
çalmış kapısını, kadın da hatırlamış onu gözlerinin içi gülmüş biraz sohbetten
sonra.
Adam ona; “Ben senin, çok zengin, yakışıklı birisi
ile evleneceğini düşünmüştüm ama gördüğüm kadarıyla pek öyle olmamış, bu nasıl
oldu?” diye sorunca.
Kadın ona “Bahçedeki en güzel gülü getirirsen sana
sorunun cevabını verebilirim. Ancak bahçedeki her güle bir kez bakma hakkın
var. Güle bakıp da koparmaya karar vermezsen tekrar dönemezsin.”
Adam hemen gül bahçesine girmiş en güzel gülü
bulmak için ve her gülü koparmak istediğinde ya daha güzeli varsa diye bir
sonrakine bakmış. Bahçedeki son güle geldiğini fark etmemiş. Bahçedeki bu son
gül solmak üzere olan bir gülmüş. Sorunun cevabını alamayacağı endişesi ile
gülü koparmış.
Kadın gülerek karşılamış onu; “İşte sorunun cevabı
bu gül” demiş.
“Hayatta hep daha iyisi vardır diyerek bahçenin
sonuna geliyor insan. Ben de daha iyisi vardır diye düşündüm.” demiş.
Hayatta hep daha iyisi vardır.
Peki, ben
seçimlerini nasıl yaptım?
İhtiyacına
göre mi isteğine göre mi?
DTÖ der
ki; "İstek neredeyse, problem oradadır."
Amacım ne idi? Hedefim beni oraya götürdü mü?
Yoksa
zannettiklerimle ne kadar yol aldım, kaç ülke değiştirdim?
- En güzeli neden benim olmalı?
- En birinci ben miyim ki!
- En birinci benim olmalı?
İnsanoğlunun derdi ne?
Bedelini ödemeden ne kalabilir ki sende?
Oysa hayat bedel ve karşılığı üzerinedir.
Bir tık azına
razı olsaydım kim bilir neler değişir hayatımda?
Bakıyorum
bugün insanoğlu hiç bir şeyle yetinemiyor daha iyisinin peşinde koşarken neleri
kaybediyor, zamanını, parasını, bütün ahlaki değerlerini.
Mutlu ve başarılı olmak isterken, hırslı ve gergin oluyoruz.
Güler yüzlü,
paylaşarak yapsam bütün işlerimi.
Çorba yapsam
dağıtsam, bütün mahalleye, olmazsa karşı komşuma versem o da yeter.
Yükü ağır
birinin yükünü taşısam neşeyle.
Ne varsa
kendimde onu verebilsem birilerine, eşime, çocuğuma, müdürüme, çalışanıma,
kısaca kim varsa gözümün gönlümün gördüğü birilerine.
Her zaman ihtiyaç karşılayanın ihtiyacı karşılanır.
Kokmadan;
- "El ne der,"
- "Patron ne der,"
- "Ya beni bırakırlarsa,"
- "Ya beni beğenmezlerse" demeden.
Tatlı tatlı yaşasam,
acı da olsa biraz içinde, pişman da olsam yaptıklarımdan, zaman zaman gözümden
yaş aksa da...
Gerçeği
söyleyebilsem birilerine, başını kaldırıp o da görse ve rahat etmeye değil
sınanmaya geldiğimiz bu dünyadan giderken,
"Urfa biberi gibi hayatımda, yediğim en tatlı acı idi bu" diyebilsem. Bana verilenlere razı olurken bulsam kendimi...
Tüm mesele bu değil miydi aslında?
Yorumlar
Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş 🌸
Insanoğlu işte...
Keşke
Ya da
İnsAllah