Veren El Olmak

Almadan Verebilmek

Doğa ne kadar da verici değil mi? İhtiyacımız olanı veren. Hatta bazen daha fazlasını; suyumuzu, yiyeceğimizi, giyeceğimizi veren... 

Toprak bize bu kadar türlü türlü, lezzetli bitkiler vermek zorunda mıydı? 

Gökyüzü yağmur vermese, nasıl sulardık ki toprağımızı, buğdayımızı? 

Nasıl beslerdik kendimizi ve çevremizi? 

Doğa bize karşı ne kadar da cömert değil mi?

  • Oysa insana ne kadar ters geliyor, almadan vermek. 
  • Faydaya yönelik ihtiyaç gidermek. 
  • Önce karşımdakinin ihtiyacını gidermek, 
  • Sonra ihtiyacının giderilmesini beklemek.

Tam teşekküllü bir hastanenin İnsan Kaynaklarına bir genç, laboratuvarda çalışmak için başvurur. Bölüm sorumlusu, personele ihtiyaçlarının olmadığını söyler. 

Genç de; “Ben gönüllü çalışmak istiyorum, ücret istemiyorum” der. Bu pek de karşılaşılmayan bir durum olduğu için, konu Yönetim Kurulu Başkanına kadar gider.

Başkan da “bu istekli genci göreve başlatın” der. Bir ay sonra sorumlusu doktor, başkana telefon açıp “hocam bu teknisyen çok başarılı, işini çok iyi yapıyor, herkes tarafından da seviliyor, bu personeli kaçırmayalım” der. Böylece genç, hemen kadroya geçirilir.

Doğadan farklı olarak insanoğlu; önce alacaklarıyla ilgileniyor, verecekleriyle değil. Oysa ne kadar mümkündür bu? Üniversite bitirmiş birçok genç, iş bulamamaktan dertli. Gerekçe olarak; "Bütün firmalar tecrübe istiyor" diyorlar. Firmalara soruyorsun; "Gençler bize ilk önce, ne kadar ücret alacağını soruyor" diyorlar.

Eti senin kemiği benim...

Eskiden "çocuklar ustalık öğrensin" diye ustaya ücret verirlerdi. "Al bu çocuğu usta, eti senin kemiği benim" derlerdi. Şimdi çıraklığı kabul eden yok. 

Oysa,

  • Önce işi öğrenmek, 
  • Önce bedel ödemeyi kabul edebilmek, 
  • Önce verebilen olmakla başlıyor süreçler. 

Her bedelle marifetleniyor insan. Marifetlendikçe başarı yolları açılıyor.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; “İnsan bedel ödedikçe marifetlenir.”

Marifetli kişiyi firma da kaçırmak istemiyor. Çünkü insanlar marifetli insanları yanında görmek istiyor. İş bulmak zor değil, mesele yeter ki o konuda bedelimiz olsun.

Çalıştığımız insanlarla arada bağ oluşturmak bir sonuç. Eğer o marifet, o bedel ödeme isteği bizde varsa. Önce bedel, sonra sonuç. Almadan verebiliyor muyuz?

Önce Verebilmek

Oysa insanın egosuna ne kadar ters "almadan verebilmek." 

Azı küçümsemeden, sonuca bakmadan... 

"Komşularımdan bana ne gelecek?" diye bakmamak... Pişirdiği tazecik yemekten verebilmek.

Komşu teyzenin elindeki poşetlere yardım edebilmek, bir "teşekkür" beklemeden. 

Komşunun çocuğuna Matematik dersinde yardım edebilmek.

Hayatta yük olan değil, önce yük alan olabilmek.

  • Bazı insanlar olmasını ister,
  • Bazı insanlar olmasını bekler,
  • Bazı insanlar olmasını sağlar.

Bekleyen değil, sağlayan olmak, bizi dünümüzden daha iyi, mutlu ve başarılı yapar. 

İlişkide girintiler, çıkıntılar...

İnsanoğlu önce kendi ihtiyaçlarına, kendi isteklerine odaklanmaya meyillidir. Peki, herkes önce kendi ihtiyacına odaklanırsa kimin ihtiyacı giderilebilir? 

İletişim ihtiyaç üzerine kurulur. Eğer herkes kendi ihtiyacına odaklanır ve karşısındakiyle ilgilenmezse iletişimimiz problemli olur.

Karşılıklı ihtiyaç giderme ile de ilişki yani bağ kurulur.

İhtiyaç gidermede girinti ve çıkıntılar olmalı. Bir yap bozun parçaları gibi karşılıklı eksiklikler ve fazlalıklar birbirini tamamlamalı. O kişinin senin hangi ihtiyacını gidereceğini görmen lazım, ona göre bir seçim yapman lazım. Ama bu seçimlerden önce karşımızdakini tanımak, kendi ihtiyacımızdan önce onun ihtiyacını gidermeye odaklanmak gerekir.

"Bu iş yeri bana ne kadar maaş verecek?" diye bakmadan önce "ben burada nasıl ihtiyaç gideren olabilirim?" diye odaklanabilmek.  O kişi işe gelmediğinde merak edilen olur. 

İnsanlar kendi ihtiyaçlarını gideren kişileri arar çevresinde. Onun fikirlerine önem verir. Bu eleman firmanın her zaman hayrını düşündü, bu kararını göz ardı etmeyelim der. Bu güvenin oluşabilmesi için insanların ihtiyaçlarını giderebilen olmak gerek.  

İlişkilerde veren tarafta olmak, önce karşımızdakinin ihtiyacına odaklanmak bizi yüceltir. Çünkü her daim veren el, alan elden üstündür.




İlişkilerde Ustalık Hakkında

Yorumlar

GNS dedi ki…
Ellerinize sağlık
Betül dedi ki…
Hayata somut bakmıyor olmak bizi işlerin nasıl döndüğüne götürecek. O zaman vermek çok kolay :)
Teşekkürler 🌻
Adsız dedi ki…
Bu sıkça yaşanan probleme nasıl da güzel bir bakış açısı olmuş ��